Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü: Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca dava dışı yükleniciye devredilen bağımsız bölümler üzerine yüklenicinin borcu sebebiyle konulan haciz şerhinin yüklenicinin temerrüdü sonucu sözleşmenin feshedilmiş ve tapu kayıtlarının iptal edilerek arsa sahipleri adına feshine karar verilmiş olması nedeniyle terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

    Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek veya idare olunmak üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır....

      birbirine 31.10.2002 tarihine kadar taahhütte bulunduğunu, 15.11.2002 tarihli mutabakat gereği bu kez sadece karşı tarafın kablolu yayın lisans hakkının devrinin kararlaştırılıp bunun için 700.000 USD değer biçildiğini, 15.11.2002 tarihi itibarı ile 4756 sayılı Yasa gereği yönetmelik yayınlanmadığı için lisans hakkının devri işleminin gerçekleştirilemediğini, sözleşme gereğince RTÜK ve Türk Telekom'a ödenmesi gereken paraların müvekkili şirketçe ödendiğini, bu rakamlar içerisinde 5 yıllık kablo lisans bedelinin de olduğunu, 1 yıllık prodüksiyon sözleşmesi olarak başlayan ilişkinin aktin imzalanmasından 3 ay sonra hakkın devri sözleşmesine dönüştüğünü, ihtilafın 12 ay için öngörülen 300.000 USD'nin hakkın devri için belirlenen 700.000 USD'nin içinde mütalaa edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğunu, müvekkili şirket yönünden aktin yapıldığı 17.08.2002 tarihi ile kablolu yayın lisans hakkının devri için mutabakata varılan 15.11.2002 tarihi arasında geçen süre için 90.000 USD'lik kira bedelinin...

        Ayrıca davacı keşide ettiği ihtarnamede tapu devri için iki günlük süre vermiş, mahkemece iki günlük sürenin tapu devri için yeterli bir süre olup olmadığı tartışılmadan kira isteminin bu tarihten başlatılması da yerinde değildir. Açıklanan bu sebeblerle onama yönündeki çoğunluk görüşüne katılmayarak kararın BOZULMASI yönünde karara muhalefet edilmiştir. 22.11.2012...

          Dava, gayrimenkul devri için yapıldığı belirtilen ödemelerin, devrin yapılmaması nedeniyle iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı ile yapılan 4 adet gayrimenkul devrine ilişkin sözleşme uyarınca davalıya 1.538.700,00 USD ve 50.000,00 TL'nin ödeme yapıldığı, bu ödemelerden 42.000,00 USD'nin iade edildiği, bakiye 1.496.700,00 USD ve 50.000,00 TL'nin geri ödenmediği iddia edilmiş, davalı tarafça, bu ödemelerin, gayrimenkul devri için olmayıp, taraflar arasında akdedilen hisse devri ön protokolü çerçevesinde yapılan ödemeler olduğu, protokole göre davacının eksik ödeme yaptığı, alınan ödemelerin ise hisse devri işlemlerini gerçekleştirmekle yükümlü olan davalı tarafından bu işlemler nedeniyle oluşan harcamalarda kullanıldığı savunulmuştur....

          Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müsbet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müsbet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müsbet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır şeklinde de tanımlanabilir. Binaların bitirilmiş olması halinde getirilmesi beklenen kira geliri kaybı, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza (BK.m.158/II.), seçimlik ceza (BK.m.158/I), eksik işler bedeli, kâr kaybı müspet zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir....

            Şti. aleyhine 03.07.2018 tarihinde 1.002.681,19-TL'nin temerrüt faizi ile tahsili talebine ilişkin olduğu, takip dayanağının taraflar arasındaki sözleşme ve cari ilişkiden kaynaklı bakiye alacak olarak gösterildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından yetkiye ve borca itiraz nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki anahtar teslimi iş sözleşmesi başlıklı sözleşmenin incelenmesinden; taraflarının iş sahibi olarak ... Teknoloji ve Müh. Tic Ltd Şti yüklenici olarak ... San Tic Ltd Şti olduğu sözleşmenin konusunun ......

              Şti'nin hisselerinin tamamının, müvekkili şirkete hükmen devri ve tesciline, üçüncü şahıslara devrinin önlenmesinin ihtiyaten tedbirine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle yetki itirazında bulunarak, yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep ettiği, İzmir ......

                ----------yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

                  Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 7/8 maddesinde davacı şirket ortaklarının şirketteki paylarını ahara devredemeyeceğine dair bir düzenleme bulunmayıp bu hususun sözleşmenin feshine haklı neden oluşturmayacağı, davacı tarafın sözleşmenin 7/8 maddesinin diğer hükümlerine aykırı davrandığı iddiasının ispata muhtaç bulunduğu, davalının sözleşmenin feshinden sonra 17.05.2011 tarihinde “sözleşme ihlalleri" konulu 8.130 TL bedelli fatura keserek davacı hesabına borç kaydettiği, bu faturanın TTK’nın 23. maddesi uyarınca davacıya tebliğ edildiği hususunun ispata muhtaç olduğu, sözleşmenin 8/son fıkrasında düzenlenen ceza-i şart hükmünün sözleşmenin acente tarafından feshi halinde uygulanacak bir hüküm olup sözleşmeyi fesheden taraf davalı şirket olduğu için bu maddeye istinaden davacıdan alacak talebinde bulunamayacağı, sözleşmenin 11. maddesinde öngörülen 6 aylık süre henüz bitmemiş olduğundan davacının 11.06.2009...

                    UYAP Entegrasyonu