tanzim tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiği, adi yazılı şekilde düzenlenmiş bu sözleşmenin 22.05.1990 tarihinde yapılan tapu devri ile geçerli hale geldiği, Enez Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/54 Esas 1998/15 Karar sayılı ilâmı ile Dairemizin 2004/6133 Esas 2005/4601 Karar sayılı bozma ilâmı gerekçesiyle sabit olmuştur....
miras payının devri konusunda mirasçılar arasında mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır."...
Özelleştirme aşamasında ... ... tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle ... ...'ın özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir. Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ...'tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz....
Sözleşmenin devri ile devralan şirket asıl sözleşmenin yüklenicisi konumuna geçer ve asıl sözleşmenin tüm hükümleri kendisini bağlayıcı hale gelir. 25.05.2000 tarihli sözleşmenin "Alınacak önlemler ve sorumluluklar" başlıklı 23.2. maddesinde "Firma işin bütünü içerisinde herhangi bir imalât safhasında olabilecek her türlü kaza, yangın, çökme vb. gibi konularda zarar görebilecek 3. şahıslara karşı direkt olarak sorumludur" hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin bu hükmü zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99. maddesinde düzenlenen iş sahibi lehine bir sorumsuzluk anlaşmasıdır. Taraflar arasında sorumsuzluk anlaşmasının bulunduğu hallerde, iş sahibinin oluşan zarardan sorumlu tutulabilmesi için, tazminata konu olayın iş sahibinin ağır kusuru ya da hilesiyle meydana gelmiş olması gerekmektedir....
Gıda'ya ait olan bayilik sözleşme ve haklarının davalı ... şirketine devredildiği, davalının bayilik sözleşmesinden kaynaklanan tüm hakların sahibi olduğunun anlaşıldığı, bir sözleşmenin taraflarından birinin kendi başına bir üçüncü kişi ile devir konusunda yapacağı anlaşmanın diğer taraf için geçersiz olduğu, sözleşmenin devrinin mutlaka devir eden, devir alan ve sözleşmede kalan arasında aynı anda akdedilmesinin gerekmediği, TBK'nın 205/2 maddesi uyarınca sözleşmede kalan tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşmanın da sözleşmenin devri hükümlerine tabi olduğu, somut olayda davalıya verilen kesin süreye rağmen davacıya devre ilişkin bildirim yapıldığı ve davacının devre izin verdiğinin ispat edilemediği, bu itibarla 01.01.2018 tarihli sözleşmenin davacı yönünden sonuç doğurmayacağı, dava dışı şirket ile davacı arasındaki sözleşmeden ve yenilik doğuran haklardan kaynaklanan alacak haklarının davalı tarafından ileri sürülemeyeceği, dava konusu çeklerin davalı...
TBK'nun 82.maddeleri gereğince sözleşmenin yapıldığı 06/08/2007 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı, davalı şirketlerin taraflar arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığı, bu davalılara husumet yöneltilemeyeceği, pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı anlaşıldığından sözleşmenin tarafı olan davalılardan ... ve ... yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalı şirketler yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından aynı sözleşmeye ve aynı alacak iddiasına dayanılarak ikame edilmiş olan İtirazın İptali davası bulunduğunu, huzurdaki davanın öncelikle derdestlik nedeniyle reddinin talep olunduğunu, müvekkili olan şirketin davacı tarafa bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre, davacı şirketin kusuru nedeniyle davalı şirket aleyhine tazminat davası ikame edilmiş olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, işbu tazminat dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, Davacının davalı şirkete yapmış olduğu işle ilgili olarak ------ yüklü miktarda borcu bulunduğunu, davacının işbu borcunu ödemeden davalı şirket ile yapmış olduğu Yüklenici Sözleşmesi kapsamında alacak talebinde bulunduğunu, alacağının denkleştirici adalet kuralı gereği hesaplanması gerektiği yönündeki iddianın da haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak öncelikle derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine, ------ Esas sayılı...
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından aynı sözleşmeye ve aynı alacak iddiasına dayanılarak ikame edilmiş olan İtirazın İptali davası bulunduğunu, huzurdaki davanın öncelikle derdestlik nedeniyle reddinin talep olunduğunu, müvekkili olan şirketin davacı tarafa bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre, davacı şirketin kusuru nedeniyle davalı şirket aleyhine tazminat davası ikame edilmiş olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, işbu tazminat dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, Davacının davalı şirkete yapmış olduğu işle ilgili olarak ------ yüklü miktarda borcu bulunduğunu, davacının işbu borcunu ödemeden davalı şirket ile yapmış olduğu Yüklenici Sözleşmesi kapsamında alacak talebinde bulunduğunu, alacağının denkleştirici adalet kuralı gereği hesaplanması gerektiği yönündeki iddianın da haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak öncelikle derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine, ------ Esas sayılı...
Bilindiği üzere temlik sözleşmelerinın kanunen noterde düzenlenmesi zorunlu değildir.Adi yazılı şekilde de düzenlenebileceği,ancak somut davada adi yazılı protokün sözleşmenin tarafında değişiklik yapan sözleşmenin devri olarak nitelendirilebileceği, Türk Borçlar Kanunu'nun 205. Maddesinde ise, "Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaşmadır. Sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşma da, sözleşmenin devri hükümlerine tabidir. hükmü gereğince davacı ile dava dışı T.T. Gayrımenkul A.Ş ile düzenlenen dosyamız tarafları arasındaki temlik alacağına esas olan sözleşmenin taşınmaza ilişkin Gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi olduğu ve TBK. 205....
Maddesinde "Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir." hükmüne yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı şirketin bakiye 25.000,00 Euro hisse bedelini öncelikle talep etme hakkı bulunmaktadır. Alacağın temliki hükmündeki pay devri sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir ve bu sözleşme taraflar açısından bağlayıcıdır. Anonim şirket genel kurulunun bu devri onaylaması gerekli değildir. Davalı şirket yönetimi hakkında bilgilendirilmediğini, kayıtların incelenmesine izin verilmediğini ve kar payı alamadığını, şirket yöneticilerinin usulsüz işlemler yaptıklarını savunmuş ise de ileri sürülen bu hususlar pay devri sözleşmesinden kaynaklanan edimin ifasını talep hakkını engellememektedir....