Devreden yüklenici ile davalı iş sahibi arasında düzenlenen sözleşmenin 25. maddesinde; sözleşmenin Türk Telekom'un onayı dışında kısmen veya tamamen devredilemeyeceği ve sözleşmeden doğan alacakların da temlik edilemeyeceği kararlaştırılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 33. maddesi hükmünce hakim Türk Hukuku'nu re'sen uygulayacağından maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamak taraflara hukuki vasıflandırma hakime aittir. 08.05.2018 tarihli alacağın devri sözleşmesi başlıklı belge yüklenici tarafından açılan davadan sonra düzenlenmiş olduğundan 6098 sayılı Borçlar Kanunu 183. ve devamı maddelerinde düzenlenen alacağın temliki sözleşmesi değil, 6100 sayılı HMK'nın 125/2. maddesinde ifade edilen dava konusunun devri işlemi ve sözleşmesidir. Alacağın temlikinde TBK'nın 183. maddesi hükmü gereği ise de; 6100 sayılı HMK'nın 125/2. maddesinde düzenlenen dava konusunun devri, borçlunun ya da davalının kabul ve onayına tabi tutulmamıştır....
, işlem yapılmamasını kendisinin talep ettiğini, ---maddesinde belirtilen temlik sözleşmesi nedeniyle doğacak harç ve masrafların taraflarca eşit ödeneceği,------ temlik edilen alacak için tahsilat garantisi vermemekte olduğu, temlik sözleşmelerinin yapıldığı andan itibaren ---- temlik aldığı alacaklar nedeniyle hiçbir şekilde -----talepte bulunmayacağının, takip ve tahsilattan tamamen kendisinin sorumlu olduğunu kabul, beyan ve taahhüt ettiği, iş bu sözleşmenin ---- tarihinde------ kabul, beyan ve taahhüt ettiği, aksi durumda bu sözleşmenin tüm ferileri ve ödeme yükümlülükleri ile hükümsüz olarak ortadan kalkacağını kabul, beyan ve taahhüt ettiği, sözleşmenin toplam ------- ibaret olduğu ve sözleşmenin davacı ve davalı şirketler tarafından imzalandığı, ---- ihtarnamenin; davacı şirket tarafından davalı şirketlere ve dava dışı ------ edildiği, ihtarnamede özetle; ------ maddesindeki yazılı icra takip dosyalarının temlik edildiğini, sözleşmenin imza tarihi itibariyle temlik edilen icra...
SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan adi yazılı satım sözleşmesinde KDV'nin satım bedeline dahil olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşmenin tapu devri öncesinde başlangıçta geçersiz olsa bile tarafların edimlerini yerine getirmesiyle birlikte adi yazılı sözleşmenin de geçerlilik kazandığını, vergi mevzuatının mükellef ile vergi dairesi arasındaki ilişkinin düzenlenmesini amaçladığını, bu nedenle eldeki davada vergi mevzuatının değil TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, gayrimenkul satımının 12/01/2021 tarihinde yapıldığını, ancak davacının düzenlediği faturanın 28/01/2021 tarihli olduğunu ve VUK'nun 231/5 hükmüne aykırı olarak 16 gün sonra düzenlenmesi sebebiyle iade edildiğini, bir an için adi yazılı sözleşmenin geçersiz olduğu kabul edilse dahi KDV'nin satım bedeline ilaveten ödeneceğine ilişkin satım sözleşmesinde hüküm bulunmaması halinde davacının satım bedeli üzerine KDV ilave ederek alacak talep edemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini...
sözleşmesi yapılarak şirket pay devri yapıldığını, Eylül 2019 da Gizem ...'...
nin devrini yapmadıkları için diğer devir işlemlerini yapmadıklarını, davalıların sürekli ihlallerini sürdürdüklerini, Tarım Et A.Ş. adına muvazaalı olarak akrabalarına borçlandıklarını, davacıların elinde bulunan Tarım Et A.Ş'nin araçlarına haciz işlemi uygulatarak bağlattıklarını, davalıların sözleşmeyi ihlal etmeleri nedeniyle cezai bedelin tahsili için dava ikame edildiğini belirterek protokol gereği mal ve hisse devri ile alacak ve borçların paylaşımını, Tarsu A.Ş.'nin şirket merkezinin İstanbul olarak hükmen tayinini, davalıların sözleşmenin telafisini imkansız hale getirmeleri nedeniyle sözleşmenin 4 üncü maddesi gereğince cezai bedele hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
Söz konusu deliller birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin feshine ilişkin haklı sebep olmamakla birlikte; 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 15/3. maddesi gereğince davalı tarafından devremülke konu taşınmazın zilyetliğinin devri ispatlanamadığından sözleşmenin iptali yerindedir. Her ne kadar sözleşmenin feshine karar verilmekle tapunun da iadesine karar verilmesi gerekmekte ise de, tapusu iade edilecek taşınmazın Yalova ili Termal ilçesinde yer alması nedeni ile taşınmazın aynına ilişkin bir karar verileceğinden 6100 sayılı HMK’nın 12/1. maddesi gereğince kesin yetki kuralı nedeniyle dava konusu taşınmazın dairemiz yargı sınırı dışında olması nedeniyle bu yönde hüküm kurulmaması yerindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, sözleşmenin tarafları arasında geçmekte olup, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi nedeniyle konulan ipoteğin fekki işlemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 26.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
TBK'nun 82.maddeleri gereğince sözleşmenin yapıldığı 06/08/2007 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı, davalı şirketlerin taraflar arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığı, bu davalılara husumet yöneltilemeyeceği, pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı anlaşıldığından sözleşmenin tarafı olan davalılardan ... ve ... yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalı şirketler yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur...." gerekçesiyle davacı tarafından davalılardan ... ile ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı tarafından davalılardan ... ve ... hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Maddesi uyarınca geçerli bir hisse devri yapıldığı, noterde yapılan sözleşmede: "..Devir bedelini kendisine nakten ve tamamen ödedim..." ifadelerinin yer aldığı, bu hususu iki tarafında kabul ettiği, sözleşmenin aksine davacı tarafından kesin delil sunulamadığı, davacı tanık beyanlarının duyuma dayalı olması nedeniyle bu aşamada itibar edilmeyerek davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Noterliği'nin 30.05.2019 tarih ve 06932 yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi incelendiğinde alacağın devrinin ivaza bağlanmadığı, devre karşılık bir edimin öngörülmediğinin görüldüğü, bu durumda TBK'nın 191'nci maddesi gereğince anılan alacağın devri sözleşmesi ile alacağı devredene karşı alacak talebinde bulunulamayacağı, takibe dayanak belgenin İİK'nın 68'nci maddesindeki şartları karşılayıp karşılamadığını, sözleşmenin iki tarafa edim yükleyen sözleşme olup olmadığını incelemenin icra hukuk mahkemesinin görevi olduğu, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazın TBK'nın 191'nci maddesi hükmü karşısında sonuca etkili olmadığı, alacağın temliki sözleşmesinin ivazlı olduğunun İİK'nın 68'nci maddesi kapsamında belgelerle ispatlanamadığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....