"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak YARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenlerin sıfatına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde bilgisayar otomasyon görevlisi olarak çalıştığını, sözleşmesini evlilik nedeniyle feshettiğini belirterek kıdem tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece evlilik nedeniyle davacı işçi tarafından sözleşmenin feshedildiği kabul edilerek davanın kabulüne karar vermiştir....
ın anılan sözleşme uyarınca müvekkili lehine ipotek tesis etmediği gibi faiz mutabakatı da yapmadığını, bu suretle sözleşmenin ihlal edilmesi sonucu paranın tamamının derhal iade edilmesini talep haklarının doğduğunu, ihtarnamelere rağmen davalıların müvekkilin parasını iade etmediklerini ve haklarında başlatılan icra takibine karşı da haksız ve mesnetsiz olarak itiraz etmeleri sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkilleri ile davacı arasında hukuken geçerli bir sözleşmenin bulunmadığını, yabancı dilde yazılmış sözleşmenin hata ve hile ile imzalatıldığını, müvekkillerinin hisse devri nedeniyle davacıdan alacaklı olduklarını, davacının işbu dava ile talep ettiği tutarın gerçekte devir aldığı hisselere karşı yaptığı kısmi ödemeye ilişkin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Türk Borçlar Kanunu, 177/1. maddesinde; "Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.'' denilmiştir. " düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki adi yazılı protokole bağlanmış olup, iş yeri devri mahiyetindeki iradenin resmi şekilde hiç kurulmadığı ve sadece niyet aşamasında kaldığı, davacı tarafça dayanılan ve celb olunan icra dosyaları ile sözleşmenin davacı tarafça, devri düşünülen işyerinin 3. Kişilere olan borçları nedeni ile kurulmadığı, taraflar arasında henüz devrin gerçekleşmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf mevcut değildir. Bu kanun hükmüne göre sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar paranın cayma parası olarak değil, sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılacağını karine olarak kabul edilmiştir. Bu karinenin aksi her zaman ispat edilebilir....
Türk Borçlar Kanunu, 177/1. maddesinde; "Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.'' denilmiştir. " düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki adi yazılı protokole bağlanmış olup, iş yeri devri mahiyetindeki iradenin resmi şekilde hiç kurulmadığı ve sadece niyet aşamasında kaldığı, davacı tarafça dayanılan ve celb olunan icra dosyaları ile sözleşmenin davacı tarafça, devri düşünülen işyerinin 3. Kişilere olan borçları nedeni ile kurulmadığı, taraflar arasında henüz devrin gerçekleşmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf mevcut değildir. Bu kanun hükmüne göre sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar paranın cayma parası olarak değil, sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılacağını karine olarak kabul edilmiştir. Bu karinenin aksi her zaman ispat edilebilir....
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile sözleşme nedeniyle imzalanan senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirketler ise davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmede usulünce cayma hakkı düzenlemesinin yer aldığı, bizzat davacı tarafça yerinde görülerek cayma hakkını da kapsayan sözleşmenin imzalanması ile tarafların karşılıklı yükümlülüklerinin doğduğu, davacının 29/06/2014 tarihinde imzalanan sözleşme için 10 günlük cayma süresi geçirilerek 25/07/2014 tarihinde cayma beyanında bulunduğu, süresinde kullanılmayan cayma beyanının hüküm doğurmayacağı, tüketici sıfatındaki davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin usulüne uygun olup haksız şart içermediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/767 Esas KARAR NO: 2022/111 DAVA: Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 06/12/2021 KARAR TARİHİ: 17/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili---- akdedildiğini, iş bu --- olduğunu, alıcı taraf ise davalı taraf olduğunu, sözleşmeye göre ---- bulunan ----- müvekkiline ait hisselerin alıcıya satış ve devri ile alıcının bunun karşılığında satıcı olan müvekkiline ödemesi gereken devir bedelinin kararlaştırıldığını, ---maddesinde Hisselerin devrine dair ödenecek devir bedeli ---- şirkete ödenecek olan--- ödeneceğinin kararlaştırıldığını, işbu pay devri --- kayıtlarında mevcut olduğunu, müvekkili ---- olduğunu, müvekkili işbu ---- davalıya devrettiğini ancak davalı tarafın müvekkiline ait ---- devrine karşı devir bedelini ihtarname çekilmesine rağmen ödemediğini beyan ile ödenmeyen hisse devrine karşı belin tahsilini...
Öncelikle , arsa maliki ... ile ... arasında resmi şekilde düzenlenmiş arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi veya adi yazılı şekilde olsa bile bir sözleşme bulunup bulunmadığı araştırılmalı, böyle bir sözleşmenin bulunması halinde mahallinde keşif yapılarak yüklenicinin arsa malikine karşı edimlerini yerine getirip getirmediği binanın fen ve sözleşme hükümlerine göre yapılıp yapılmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmelidir” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece , bozma ilamına uyularak tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiş ; bozma gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki ; Bozma ilamında özellikle Arsa maliki ile ... arasında resmi şekilde düzenlenmiş arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi veya adi yazılı olsa bile bir sözleşme bulunup bulunmadığının araştırılması gereğine değinilmiştir. Davalılar, davanın başından beri böyle bir sözleşmenin bulunmadığını ve ...’nin yüklenici olmadığını savunmuşlardır....
Maddesi uyarınca SATICI’ya daha evvel devredilmesi hususunda anlaşılan ancak sözleşme süresinin bitmesi nedeniyle tapu devri yapılmayan 3 adet (3+1) dairenin yerine ------ daire olmak üzere 2 adet dairenin SATICI’ya satışı ve tapu devrinin yapılması suretiyle ödenecektir." şeklinde belirtildiğini, ilgili 2. Ek Protokol kapsamında müvekkil şirketin vermiş olduğu ------ karşılığında müvekkil şirkete satışı ve tapu devri yapılması taahhüt edilen------ bağımsız bölümdeki kayıtlı taşınmazın bedeli için KDV dahil 9.457.240,00 TL; ------ bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz bedeli için KDV dahil 4.751.271,00 TL olmak üzere iki taşınmaz bedeli için toplam 14.208.511,00 TL bedelin sabit kalması kararlaştırılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26/09/2013 tarih ve 2011/268 esas, 2013/510 karar sayılı ilamına göre davacıların mal kaçırmaya yönelik muvazaalı taşınmaz devri yaptıkları, sözleşme ve ek protokolün imzalanmasından yaklaşık 6 yıl sonra dava açtıkları da gözetilerek sözleşmenin geçersiz olduğu iddialarının doğru olmadığı, dolayısıyla davalının temerrüdü ve kusuru söz konusu olmadığından davacının alacak talebi yerinde olmadığı gerekçesiyle davacılar sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmiş iseler de; Sözleşme ve ek protokolün ödeme ile ilgili edimlerini kısmi olarak ifa ettikleri, davalıdan Güney Servis Otomotiv Denizcilik İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin % 51 lik hissesini devralmalarına rağmen iade etmedikleri, yine (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 106. madde) Türk Borçlar Kanunu 125. madde incelendiğinde her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin asli edimini yerine getirmemesi durumunda davalının temerrüdü açısından sözleşmenin feshedildiği, devralınan...
Bu hüküm TBK 13.maddesi birlikte değerlendirildiğinde, hisse devri sözleşmesini geçersiz kılacak şartı içeren bu anlaşma maddesinin noter huzurunda yapılan sözleşmede yer almamış olması nedeniyle geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Sonuç olarak davacının ... bedelle sattığı hisse bedeli için sadece ... TL aldığı, davalıda bakiye ... TL alacağı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; ......