Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı alacağa ilişkindir.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın,------7750 ada 1 parselde bulunan devri ----- isimli inşaat projesinin ince işçiliğinin davacı tarafından davalıya taşere edildiği, 06/1/2017 tarihli sözleşmenin ihtilafsız olduğu, ihtilafın işin tamamen yapılıp teslim edilip edilmediği, davalı tarafından işin ayıplı ve eksik yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise oranın ne oranda olduğu, belirsiz olarak açılan davanın ayıplı ve eksik işler için 50.000,00 TL sözleşmenin 6. Maddesi gecikme cezası nedeni ile 1.000,00 TL ve sözleşmenin 8. Maddesi gereğince şimdilik 1.000 TL noktasında toplandığı tespit edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile dosyanın -----Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ------esas sayılı dosyası ile arasında hukuki ve fiili irtibat nedeniyle HMK 166....

    Mahkemece protokolle ilgili sorumluluğun taraflarca yerine getirilmediğinin davalı tarafça ileri sürüldüğü 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 97. maddesine göre karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını isteyen tarafın sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerektiği, bu itibarla davalının ödemezlik def’inin haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı, davalı ve dava dışı ... arasında 30.12.2007 tarihli protokol imzalandığı, davacı tarafın protokole dayalı olarak alacak talebinde bulunduğu ve mahkemece, araştırma yapılmaksızın davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      Noterliğinin limited şirket hisse devri sözleşmesine göre davalı ...'ın hissesini dava dışı Leyla Dereli'ye devrettiği, ticaret sicil memurluğundan getirilen şirket ticaret sicil kayıtlarına göre dava dışı şirketin %1 hissesinin ...'a ait olduğu, ancak davalının limited şirket hissesini dava dışı Leyla Dereli isimli şahsa noter devir sözleşmesi ile devretmiş olduğu, hisse devir sözleşmesinin noterden yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğu, ticaret sicil kayıtlarına devrin bildirilmemiş olmasının sonuca etkili olmadığı, dolayısıyla davacının hisse devri karşılığı senetlerin verildiğine ilişkin iddiasının yerinde olmadığı, ayrıca davacının iddia ettiği üzere marka hakkının kendisine devri karşılığında bu senetlerin düzenlendiği iddiasına ilişkin herhangi bir yazılı delil ve belge sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Taraflar arasında haricen düzenlenen 04.02.2012 günlü Daire Üyelik Sözleşmesi uyarınca sözleşmenin 4. maddesinde yer alan taşınmazlardan 1626 ada 8 parselde bulunan B Blok Zemin Kat 3. numaralı daire hariç diğer taşınmazlar karşılıklı olarak tapuda yasanın öngördüğü biçimde devredilmiştir. Davacılar ... ve ... sözleşmede yer alan 1626 ada 8 parselde bulunan B Blok 3 numaralı bölümün tapu devrinin yapılmamış olması nedeniyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun taşınmaz devri olduğu, TBK'nın 237. maddesi gereğince taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerektiği, adi yazılı nitelikte olması nedeniyle geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşmeye dayalı olarak ifa ve ifaya bağlı tazminatların talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak YARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenlerin sıfatına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde bilgisayar otomasyon görevlisi olarak çalıştığını, sözleşmesini evlilik nedeniyle feshettiğini belirterek kıdem tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece evlilik nedeniyle davacı işçi tarafından sözleşmenin feshedildiği kabul edilerek davanın kabulüne karar vermiştir....

            Davalı şirketler arasında yapılan devir sözleşmesinden önce davacı şirketin doğmuş alacağının bulunmadığı, davalı şirketler arasında 08.08.2016 tarihli Güzellik ve Bakım Fuarı ve Fikri Haklarının Devri Sözleşmesi imzalandığı, davacı ve davalı ... arasındaki sözleşmenin bu devir tarihinden önce davalı şirket tarafından sözleşmeye aykırı olarak feshedilmiş olduğu, mahkemece de feshin haksızlığı ile davacının zararının tahsiline karar verilmiş olduğu, davalı şirketler arasındaki sözleşmenin ortaklık hissesinin devri niteliğinde olmadığı, davalı şirketler arasında yapılan sözleşmenin müteselsil sorumluluk doğuran nitelikte olmadığı gibi, bu devrin muvazaalı olduğu hususunun ancak doğmuş alacakların tahsili hususunda tasarrufun iptalini isteme hakkı vereceği, davada bu koşulun da sağlanmadığı anlaşılmakla davacının istinaf itirazları yerinde değildir....

              Davalı şirketler arasında yapılan devir sözleşmesinden önce davacı şirketin doğmuş alacağının bulunmadığı, davalı şirketler arasında 08.08.2016 tarihli Güzellik ve Bakım Fuarı ve Fikri Haklarının Devri Sözleşmesi imzalandığı, davacı ve davalı İnterteks arasındaki sözleşmenin bu devir tarihinden önce davalı şirket tarafından sözleşmeye aykırı olarak feshedilmiş olduğu, mahkemece de feshin haksızlığı ile davacının zararının tahsiline karar verilmiş olduğu, davalı şirketler arasındaki sözleşmenin ortaklık hissesinin devri niteliğinde olmadığı, davalı şirketler arasında yapılan sözleşmenin müteselsil sorumluluk doğuran nitelikte olmadığı gibi, bu devrin muvazaalı olduğu hususunun ancak doğmuş alacakların tahsili hususunda tasarrufun iptalini isteme hakkı vereceği, davada bu koşulun da sağlanmadığı anlaşılmakla davacının istinaf itirazları yerinde değildir....

              Somut olayda temlike konu sözleşmede alacağın devri yasağı bulunmakta olup, davalı bunu da ileri sürmüştür. Temlik alan HMK 125. madde gereğince davacı yerine geçmiş ve usul yetkilerini kullanmış ise de maddi hukuk anlamında alacaklı olduğunu yani geçerli bir temlikle davalıdan isteyebileceği alacak bulunduğunu kanıtlayamamıştır. Davalı ise sözleşmedeki devir yasağı nedeniyle temlik alacaklısı yani davacının kendisinden talep edebileceği alacak bulunmadığını ispatlamış olup davanın reddi kararı doğru olduğu için hükmün onanması görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

                Somut olayda temlike konu sözleşmede alacağın devri yasağı bulunmakta olup, davalı bunu da ileri sürmüştür. Temlik alan HMK 125. madde gereğince davacı yerine geçmiş ve usul yetkilerini kullanmış ise de maddi hukuk anlamında alacaklı olduğunu yani geçerli bir temlikle davalıdan isteyebileceği alacak bulunduğunu kanıtlayamamıştır. Davalı ise sözleşmedeki devir yasağı nedeniyle temlik alacaklısı yani davacının kendisinden talep edebileceği alacak bulunmadığını ispatlamış olup davanın reddi kararı doğru olduğu için hükmün onanması görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

                  Şti 'nin hisse devri için anlaşma sağlandığını, müvekkili tarafından bu anlaşma ücretinin ödendiğini ancak, borçlu tarafından bu anlaşmanın yerine getirilmediğini, şirket hisselerinin devri için resmi işlemlere başlandığını ancak, davalı tarafın gerekli imzaları atıp resmi olarak bu devri tescile işlemesi gerekirken gerekli işlemleri yapmadığını, müvekkili sözleşmenin üzerine düşen yükümlülükleri iyi niyetle ifa etmesine rağmen davalı tarafın sözleşmenin yükümlülüklerine uymadığını , haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilinin şirket adına yapmış olduğu masrafları ödemediğini ve başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, HMK Madde 389 a göre '' Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.''...

                    UYAP Entegrasyonu