Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmenin "ifa yapılacak tarafı" vaat alacaklısıdır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde "vaat alacaklısı" ileride taşınmaz mülkiyeti kendisine devredilecek olan gerçek, tüzel kişi veya kişilerdir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin borçlusu ise, satış vaadinde bulunduğu taşınmazı aldığı bedel karşılığı mülkiyetini alıcıya devredecek olan kişidir. Borcun bizzat borçlu tarafından ifası olağan yoldur. Fakat BK. m.67'deki "borcun bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça, borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir" hükmü uyarınca, borcun bizzat borçlu tarafından ifası mutlak değildir. Borcun bizzat borçlu tarafından ifası gerekip gerekmediği sorununu alacaklının menfaati olup olmadığına bakarak çözmek gerekecektir. Satışı vaat olunan taşınmaz tapuda borçlu adına kayıtlı ise borcun bizzat vaat borçlusu tarafından yerine getirileceğinde kuşku yoktur. Zira, alacaklının menfaatı bunu gerektirir....

    Ltd Şti. ile sözleşme imzalanmış olup; bu halde ilk olarak kendisi ile sözleşme imzalanıp yer teslimi yapılan davacı yüklenici ile sözleşmenin uygulanma imkanı kalmamış sözleşmenin ifası imkânsız hale gelmiş ve hukuki imkânsızlık doğmuştur. Davalı idarenin sözleşmeyi fesih iradesinin varlığı iddia ve ispat edilmiş olmadığı gibi uyuşmazlık konusu da değildir. Uyuşmazlık, mahkeme ilâmına dayalı imkânsızlıktan idarenin sorumlu olup olamayacağı noktasındadır. Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı neticesinde Kamu İhale Kurulu tarafından da düzenleyici işlem yapılması yönünde karar verilmesi sonucunda davacı yüklenici ile yapılan sözleşmenin fiilen uygulanma imkanı kalmayıp, idareye kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. O halde sözleşmenin hukuki imkânsızlık sonucu ifa edilemeyeceği kabul edilmeli, sözleşme sonrası objektif imkânsızlık haline göre uyuşmazlık sonuçlandırılmalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkilleri arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin .... maddesinde, inşaat ruhsatının sözleşme tarihinden itibaren ... ay içerisinde alınacağı ve yine sözleşme tarihinden itibaren ... ay içerisinde inşaatın tamamlanarak davacılara teslim edileceğinin taahhüt edildiğini, aradan ... ay geçmesine rağmen yüklenicinin inşaat sözleşmesinin ifası ile ilgili hiçbir idari ve fiili faaliyeti olmadığını, gelinen aşamada ruhsat işlemi tamamlanmadığı gibi, inşaatla ilgili bir imalat girişimi de olmadığını, ... .......

        Davalı vekili, davacı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davacı yüklenicinin tacir olarak basiretli davranması gerektiği, dava konusu arazide etüt çalışmalarını yapmadan sözleşmeyi imzaladığının kabul edilemeyeceği, teslim süresinin 03.10.2011 tarihinde dolduğu, davacının kendi kusuruna dayanarak sözleşmeye aykırı davranamayacağı bu nedenle murazanın men'i ve haksız fesih yapıldığına dair taleplerinin reddine, sözleşmenin 27.maddesinde açıkça akdin feshi halinde yüklenicinin imalatlarının ve ihrazatlarının idareye terk ve teberrük edilmiş sayılacağının düzenlendiği, BK. 117. maddesindeki objektif imkansızlık şartlarının da akdin ifası yönünden oluşmadığı bu nedenle davacının teminat bedelini ve imalat bedellerini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Kooperatifleri Birliği vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Asıl davada davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici ... arasında 16.02.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 5. maddesinde sözleşme tarihinden itibaren 12 ay içinde imar durum belgesinin alınmaması halinde sözleşmenin feshinin kabul edileceğinin düzenlendiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra davalı yüklenicinin imar durumu ile ilgili hiçbir müraacatının bulunmadığını, bu haliyle taraflara hak ve sorumluluk yüklemeyeceğini ileri sürerek sözleşmenin baştan itibaren geçersiz ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshini, sözleşmesinin baştan yok hükmünde olması sebebiyle 01.07.2013 tarihli fesih sözleşmesiyle aynı tarihli temlik sözleşmelerinin de müvekkilini borç altına sokamayacağını, işbu sözleşmelerin de geçersizliğinin tespiti ile gabin nedeniyle iptallerine ve 14.000.000,00...

            Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 17.04.2023 tarihli "Kiralık araç sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin akdedildiği, sözleşmesinin konusunun davalı tarafından bildirilen adreslerden alım gönderilerinin toplanması ve adrese teslim gönderilerinin alıcılara teslimi karşılığında davacıya bir hakediş bedelinin ödenmesine ilişkin olduğu, sözleşmede belirlenen edimlerin ifası için kullanılacak aracın temini ve aracın tüm sorumluluklarının davacıya ait olacağının düzenlendiği, sözleşme edimlerinin teminatı olarak davacıya ait araç üzerinde rehin tesis edileceğinin düzenlendiği, davacı adına kayıtlı ... plakalı araç üzerine Bornova ......

              Davalı vekili savunmasında, taşınmazın satın alınıp bedelinin ödendiğini ileri sürmüşse de, sözleşmenin halen ayakta olduğu, tapuda devir işleminden önce usulen feshedilmediği gibi, tarafların feshe ilişkin iradelerinin birleştiğine dair bir delil sunulmadığı, bu haliyle devrin 12.03.2013 tarihli sözleşmenin ifası amacıyla yapıldığının kabulü gerekir. Öte yandan, taraflar arasında imzalanan sözleşme nedeniyle yüklenici bina yapmayı üstlenmiş olup, davacılarla yapılan sözleşme geçersiz ise de sonradan yapılan devirle birlikte geçerli hale gelmiş ancak, tapuda davacılar dışında malikler de bulunduğundan ve davalı yan diğer maliklerle sözleşme yaptığını kanıtlayamadığından ortada geçerli bir sözleşmenin varlığından bahsedilemez....

                Davalı vekili, imar planının İdare Mahkemesi'nce 18.03.2008 tarihinde ve sözleşmeden evvel iptal edildiğini; sözleşmenin imkansızlık sebebiyle batıl olduğunu; yeni imar durumunun, batıl sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini, karşı dava olarak ise, sözleşmenin butlanla batıl olduğunun tespitini istemiştir....

                  İdare Mahkemesince 18.03.2008 tarihinde ve sözleşmeden evvel iptal edildiğini; sözleşmenin imkansızlık sebebiyle batıl olduğunu; yeni imar durumunun, batıl sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini, karşı dava olarak ise, sözleşmenin butlanla batıl olduğunun tespitini istemiştir....

                    SAVUNMA Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı şirket ile Libya El Fateh Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi binalarının Prekast Cephe Kaplama işinin yapımına yönelik Alt Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin ifa yerinin Libya olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından sonra Libya'da yaşanan ve hali hazırda devam etmekte olan mücbir sebeplerden ötürü sözleşme şartlarının mecburen askıya alınmak zorunda kalındığını, sözleşmenin ifasının mümkün olmadığını, bu hususun Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından davacı şirkete gönderilen 13/10/2011 tarihli B.08.1.GİB.4.06.80.05/37471 sayılı mücbir sebep yazısıyla da açıkça bildirildiğini, söz konusu yazının davacı tarafından müvekkiline iletildiğini, davacı firma tarafından üstlenilen üretim ve montaj işinin tamamlanamadığını, geçici kabulünün yapılamadığını, işin devam edebilmesi için Libya'daki mücbir sebep hallerinin ortadan kalkmasının beklendiğini, sözleşmenin ifası mümkün...

                      UYAP Entegrasyonu