WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı asil, dava dışı...adına kesim yaptığını, şirketin sözleşme koşullarını değiştirerek, kesimden arta kalan atıkları da kendisinin değerlendirmeye başladığını ve bu hususta 27.11.2013 tarihli ek sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin imzalanması ile davacı ile yaptığı sözleşmenin kendisi açısından konusuz kaldığını, sözleşmeden doğan edimi kusuru olmaksızın ifa edemediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia,savunma,toplanan deliller, yapılan yargılama doğrultusunda, sözleşmeden doğan edimin yerine getirilmesinde davalı açısından kusursuz imkansızlık halinin söz konusu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yan 29.08.2012 tarihli sözleşme uyarınca davalının tavuk atıklarını kendisine vermeyi taahhüt ettiğini, bu taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmeden doğan alacak ve cezai şart alacaklarını istediğini talep etmiştir....

    KARAR Davacı, davalı şirketin elemanından kapıdan satış suretiyle video kamera ve yanında hediye olarak saç kurutma makinası aldığını, kendisine saç kurutma makinası verilmediği gibi yaptığı araştırmada video kameranın piyasa fiyatının daha ucuz olduğunun da anladığını, 20.7.2004 tarihli sözleşmeden döndüğünü 26.7.2004 tarihli ihtarname ile davalıya bildirdiğini, ancak davalının bunu kabul etmediği gibi sözleşme altında bulunan bono kısmını keserek icra takibi yaptığını ileri sürerek sözleşmenin feshi ile icra takibinin iptalini istemiştir. Davalı, 14.7.2004 tarihli sözleşmeden yasal sürede cayılmadığını, cayma belgesininde verildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin kapıdan satış sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalının cayma belgesinin davacıya verdiğini ispat edemediği, davacının bu nedenle sözleşemeden her zaman dönebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

      Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle tarafların delilleri toplanarak taraflar arasında kavak alım satımına ilişkin sözleşme yapıldığı, hayatın olağan akışı ve tanık anlatımlarında geçtiği üzere taraflar arasında bu yöndeki sözleşmenin varlığının sabit olduğu, bu sözleşmeden kaynaklanan edimini davacının yerine getirdiği ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini ifa etmediği, davalının davadaki ikrarı ve bu ikrarına eklediği iddiasını ise ispat edemediği, en son yemin teklifinin davalı tarafça kabul edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        Hesap kat ihtarnamesinde “kredi sözleşmeleri”denilerek gerek 10.11.2006 tarihli, gerekse 27.08.2008 tarihli sözleşmenin borçlu ve kefilleri, (sorumluluk miktarları ve sözleşme tarihleri belirtilmeksizin) borçlu olarak gösterilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığı açıklanmamıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle, dava konusu borcun hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı tespit olunarak, 10.11.2006 tarihli sözleşmeden kaynaklanıyor ise, kefalet limitleri ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere davacıların sorumlu olacakları; 27.08.2008 tarihli sözleşmeden kaynaklanıyor ise sorumluluklarının bulunmadığı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden ... davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını sözleşmede kararlaştırılan veya genel yetkili mahkemelerden herhangi 2006/15990-2007/465 birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı davalı ile yapılan irtifak hakkına ilişkin protokola dayanarak alacağının ödenmediğinden bahisle sözleşmeden ... para alacağının tahsilini istemiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden ... para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında dava açabilir....

            Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı banka ile dava dışı Kerim Sümer arasında 10.03.2010, 12.03.2010, 17.01.2011 ve en son olarak 14.06.2011 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalanıp davalının sadece 12.03.2010 tarihli sözleşmede kefil olarak yer aldığı, bu sözleşmeden sonra başka bir kefilin yer aldığı ve daha yüksek limitli iki ayrı kredi sözleşmesi daha imzalanmasının, davalının yer aldığı sözleşmenin tarafların iradesi ile ortadan kaldırıldığı anlamına geldiği ve takip konusu kredinin de hangi sözleşme kapsamında kullanıldığı ayrımının yapılamamış olması nedeniyle davalı kefilin imzaladığı sözleşmeden dolayı sorumluluğu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı O.. K.. 12.03.2010 tarihli sözleşmenin kefili olup, diğer sözleşmelerde imzası bulunmamaktadır. Ancak banka alacağının, kredi borçlusu ile düzenlenen 4 adet sözleşmeden hangisinden doğduğu alınan bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılamamaktadır....

              "İçtihat Metni"... 11 Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, tacir olan davacı tarafından imzalanan ticari nitelikli sözleşmeden ... alacak davası olup, yine taraflar arasında aynı nitelikli sözleşmeden ... ve bu davada derdestlik konusunda mahkemece esas alınan ... Asliye Ticaret mahkemesince verilen karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesince 2006/9074 Esas 2007/11999 Karar sayı ve 27.09.2007 günlü ilam gereğince incelenerek onandığından kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi uyarınca 11.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmeden Doğan Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 25.12.2017 K A R A R Dava, sözleşmeden doğan alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Ne var ki davalı; sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, bu nedenle çıkarılan borçtan sorumlu olamayacağını, iddia etmektedir. Davacı vekili ise; sözleşme konusu taşınmazın, davalı şirkete, tapudan olmazsa bile, fiziken teslim edildiğini, davalının bu taşınmazı kiraya bile vererek ticari kazanç elde ettiğini, bu nedenle sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağını beyan etmektedir. Yanlar arasında düzenlenen sözleşmenin, “Alıcının Sözleşmeden Dönme Hakkı” -----“Yapımı tamamlanmamış ön ödemeli bağımsız bölüm satışında, devir veya teslim tarihine kadar alıcının herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönme bildiriminin satıcıya noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü mektup ile yöneltmiş olması yeterlidir. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcıya; ön ödemeli bağımsız bölüm nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedelinin %5 tazminat ödenir....

                    Esas sayılı dosyasında, eldeki davanın davalısı ile davacısı arasında yapılmış 17/03/2017 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; eldeki davanın da aynı sözleşmeden kaynaklı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile sözleşmenin feshine ve yine bu sözleşmeden kaynaklı alacağın davalıdan tahsili istemine dayalı olarak açıldığı; yapılan incelemede her iki davanın, aynı sebeplerden doğduğu, buna bağlı olarak her iki dava arasında bağlantı olduğu anlaşıldığından aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Mahkememizin işbu dava dosyası ile .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas Sayılı dosyası arasında bağlantı bulunduğu anlaşıldığından HMK'nın 166.maddesi gereğince işbu davanın .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......

                      UYAP Entegrasyonu