Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kaynaklanan 34.060,40 TL, 24.03.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 4.465,14 TL, 05.06.2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 38.792,23 TL ve 14.05.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 63.847,68 TL kesintinin iadesini talep ettiklerini beyan etmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/3033 KARAR NO : 2021/572 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DARGEÇİT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/07/2019 NUMARASI : 2018/351 ESAS- 2019/448 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Koymadan KaynaklananTazminat KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı T7 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN TALEP VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mülkiyetinde olan Mardin ili Dargeçit ilçesi Kılavuz / Cumhuriyet mahallesi 111 ada 52 nolu parsel üzerinde davalı idarece hiçbir bedel ödenmeksizin enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle taşınmaza el atıldığını, taşınmazın arsa olduğunu ve çok değerli mahiyette olduğunu, davalı idarenin işgal karşılığında müvekkiline hiç bir bedel ödemediği gibi bu konuda davalı...

    Davada teslim edilen eserin ayıplı olduğu ileri sürülerek ödenen bedelin tahsili istenmiş, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda ayıbın kabule zorlanamayacak derecede olmadığı sözleşmeden dönme talebinin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ayıplı ifa halinde iş sahibinin kullanacağı seçimlik haklar Türk Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde sözleşmeden dönme, ücretten indirim, ayıpların tamir ve ıslahı olarak düzenlenmiştir. Davacı iş sahibi dava dilekçesinde bu seçimlik haklardan sözleşmeden dönme seçeneğini kullanmıştır. Sözleşmeden dönülebilmesi için yapılan işin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olması ya da aynı ölçüde sözleşme şartlarına aykırı bulunması gerekir....

      Dava, geçersiz konut satım sözleşmesine dayalı tüketicinin sözleşmeden dönmesi nedeniyle satım bedeli karşılığı verilen bonolar nedeniyle borçsuzluğun tespiti davasıdır. (TMK m.706, BK m.213, TBK. md 237, T.Kanunu m.26 Noterlik Kanunu m.60) ve 6502 sayılı TKHK'nun 41. Maddesi gereğince sözleşmenin geçerliliği için resmi şekle riayet zorunludur. Geçersiz sözleşme yok hükmündedir. Geçersiz sözleşmenin feshi veya geçersiz sözleşmeden dönmek mümkün değildir. Geçersiz sözleşme nedeniyle uygulanması gereken sebepsiz zenginleşme hükümleri olup taraflar ancak geçersiz sözleşme kapsamında verdiklerini talep edebilirler. Sözleşmenin feshi ve sözleşmeden dönme ise; B.K.'nun 125. ve 126. Maddelerinde düzenlenmiş olup; sözleşmenin feshi ve sözleşmeden dönme hükümlerinin uygulanabilmesi kanunun aradığı şekle uygun geçerli bir sözleşmenin kurulmuş olması gereklidir. Bu hükümler borçlunun temerrütü halinde alacaklının haklarına ilişkin düzenlemeler içermektedir....

      Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde taraflardan birinin sözleşmeden dönme iradesinin karşı tarafça kabul edilmesi, başka bir anlatımla dönme iradelerinin birleşmesi veya mahkemeye açılacak fesih davası üzerine mahkemece sözleşmeden dönmeye hükmedilmesi gerekir. Somut olayda sözleşmeden neden göstererek dönmek isteyen yüklenicinin mahkeme kararına ihtiyacı vardır. Zira arsa sahipleri dönme iradesine karşı GK ./... s.2 15.H.D. 2008/752 2008/3518 çıkmışlardır. Bu durumda yüklenicinin feshe ilişkin tek taraflı irade beyanı sonuç doğurmaz. Davacı yüklenici bu davada “parseller üzerinde yapılan inşaat bedeli, ruhsat, harç, plan ve proje masrafları”nı istediğinden aynı zamanda mahkemeden sözleşmeden dönmeyi de talep etmiş sayılır. Bu durumda ise sözleşmeden dönmek isteyen davacı yüklenicinin haklı olup olmadığının saptanması gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 1 sayılı parseldeki 1/3 payını kızı olan davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek tapunun iptali ile dava konusu 1/3 payın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının sözleşmeden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirdiği, ölünceye kadar bakım akdinin iptalini gerektirir yasal şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Dava, sözleşmeden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre, dava konusu uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 01.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8. maddesinde taraflardan herhangi birinin inşaatın başlamasından önce veya sonra sözleşmeden cayması halinde belgeli masrafların on katı kadar parayı ve cayıldığı tarihteki rayiç bedel üzerinden orta kattaki bir bağımsız bölüm bedelini cezai şart olarak ödemesi kabul edilmiştir. Mahkemece, davacı yüklenicinin haklı sebeple sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle sözleşmenin 8. maddesindeki cezayı talep etmeye hakkı olduğu kabul edilmiş ise de, davacının dava dilekçesindeki iddiası davalının sözleşmeden caydığından sözleşmedeki cezai şartı talep etmeye yöneliktir. Davalı yargılama aşamasındaki savunmalarında sözleşmenin ayakta olduğunu, cayma halinin bulunmadığını belirtmiştir. Davacı dava dilekçesindeki iddiasını kanıtlayıcı delil sunmadığı gibi, davalının Belediyenin durdurma yazısındaki imzasının idari görevi sıfatıyla atılmış olduğundan bu durum davalının sözleşmeden caydığını ortaya koymaz....

              Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir. Somut olayda davalının temerrüdü nedeniyle davacı tarafından sözleşmeden dönüldüğü ve kesin teminatın irat kaydedildiği sabit olduğuna göre, davacının ifadan vazgeçerek yukarıda belirtilen seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ve sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini isteme hakkını kullandığı açıktır....

                Ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmeden sonra sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerekmektedir. Belirtilen bu duruma göre sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmeden kaynaklanmayan sözleşmeden doğan bir hak ve alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların da idari yargı yerinde görülüp, çözümlenmesi zorunludur....

                  UYAP Entegrasyonu