kalınarak 39.134,16 USD'nin dava tarihi olan 29/03/2017 tarihinden itibaren, 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince USD cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesabına devlet bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, d-HAFTA TATİLİ ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULÜNE, 12.543- USD hesaplanan hafta tatili alacağından takdiren %30 hakkaniyet indirimi yapılarak tespit olunan 8.780,10- USD tespit edilmiş olmakla taleple bağlı kalınarak 7.525,80- USD'nin dava tarihi olan 29/03/2017 tarihinden itibaren, 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince USD cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesabına devlet bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, e-GENEL TATİL ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULÜNE, 4.143,32- USD hesaplanan genel tatil alacağından takdiren %30 hakkaniyet indirimi yapılarak tespit...
Her ne kadar mahkemece, Belediye tarafından ödenen işçi alacaklarından, asıl işveren davacı ... ile davalıların yarı yarıya sorumlu olduklarının kabulü ile hüküm kurulmuş ise de, bir kısım davalılar ile Belediye arasında imzalanan hizmet sözleşmeleri ve eki olan şartnamelerde, “yüklenicinin sözleşme ile ilgili kıdem tazminatı gibi işçilik haklarından ve işçi ile arasındaki ihtilaflardan kendisinin sorumlu olacağı” açıkça belirtilmiştir. Buna göre, sözleşme ve eki olan şartnamelerde bu şekilde açık hüküm bulunan davalılar yönünden, davacı ... ve davalıların yarı yarıya sorumlu olduklarının kabulüne olanak yoktur. Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri, tarafları bağlayacağından, hizmet sözleşmelerinde yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin, bu şekilde açık hüküm olan hallerde, davacı Belediyenin, asıl işveren olarak ... olduğu miktarın tamamını, ilgili davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceğini kabul etmek gereklidir....
Her ne kadar mahkemece, Belediye tarafından ödenen işçi alacaklarından, asıl işveren davacı ... ile davalıların yarı yarıya sorumlu olduklarının kabulü ile hüküm kurulmuş ise de, bir kısım davalılar ile Belediye arasında imzalanan hizmet sözleşmeleri ve eki olan şartnamelerde, “yüklenicinin sözleşme ile ilgili kıdem tazminatı gibi işçilik haklarından ve işçi ile arasındaki ihtilaflardan kendisinin sorumlu olacağı” açıkça belirtilmiştir. Buna göre, sözleşme ve eki olan şartnamelerde bu şekilde açık hüküm bulunan davalılar yönünden, davacı ... ve davalıların yarı yarıya sorumlu olduklarının kabulüne olanak yoktur. Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri, tarafları bağlayacağından, hizmet sözleşmelerinde yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin, bu şekilde açık hüküm olan hallerde, davacı Belediyenin, asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın tamamını, ilgili davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceğini kabul etmek gereklidir....
Şu durumda taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmakta olup işverenin işçinin verdiği zarardan dolayı rücuen tazminat ödetilmesi istemine ilişkin bu davaya bakma görevi 5521 sayılı kanunun 1. maddesi uyarınca İ.. M.. aittir. Davalı M.. H..'ın destek hizmetler müdürü olarak görev yaptığı ve diğer davalı işçinin kullandığı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yaptırmayarak meydana gelen zarardan onunla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması istenildiğinden davalılar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle usul ekonomisi ilkesi gereği her iki davalı hakkındaki davanın aynı mahkemede görülmesi gerekmekle özel görevli mahkeme olan İ.. M.. her iki davalı yönünden de görevli olduğu sonucuna varılarak dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava hukuki niteliği itibariyle; dava dışçı işçi ------ işçilik alacaklarını ödeyen ve asıl işveren olan davacının, ödediği bedelin alt işveren olan davalıdan rücuen tahsili talebiyle açtığı alacak davası olup, davalı şirketin iflas etmesi nedeniyle yargılama esnasında kayıt ve kabul davasına dönüşmüştür....
Yüklenici bunların ücretleri hakkında da aynen kendi elemanları gibi ve yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapmak zorundadır'' düzenlemesinin yer aldığını, davaya dayanak iş mahkemesi ilamlarında dava dışı işçilerin fazla çalışma ücreti alacağına hükmedildiğini, davacı yanın dava dışı 14 işçi için kesin olarak verilen iş mahkemesi ilamlarına istinaden icra dosyalarına toplam 39.700,21 TL ödeme yaptığını, davacı işçiler için ödediği 39.700,21 TL'nin 1.671,60 TL'sinin fazla ödeme olması sebebiyle icra müdürlüğü tarafından 23/12/2019 tarihinde davacıya iade edildiğini, iade edilen tutarların mahsubundan sonra davacının 14 işçi için toplam ödediği tutarın 38.028,61 TL olarak hesaplandığını, davacının dava dışı işçiler için ödediği 38.028,61 TL'nin tamamını davalıdan rücuen talep edileceğini kanaat olarak bildirmiştir....
Mülga 2821 sayılı Kanun'un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre ise “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.”...
Mahkemece Yargıtay uygulaması gereği işçinin istifa dilekçesinde ya da haklı fesih anında fesih gerekçelerinin tamamını açıkça ileri sürmesinin gerekmediği ancak açmış olduğu davada dilekçesi ile bu haklı gerekçelerini açıklayabileceği, bayram ve genel tatil günü çalışmalarının karşılığı ücretinin ödenmemesinin işçiye haklı fesih imkanı verdiği, davacının bayram ve genel tatil ücreti alacağına hak kazandığının kabulü halinde fesih için haklı sebebin olduğu aksi durumda ise haklı fesih hakkı olmadığı ve davalı-karşı davacınınnın ihbar tazminatına hak kazanabileceği, davacı işçinin genel tatil alacaği bulunduğu gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu2nun 24/II. Maddesinde işçinin haklı nedenlerle fesih hakkı düzenlenmiştir. İşçi bu nedenlerle fesih iddiasında bulunduğunda, bu iddiasını kanıtlamak zorundadır....
Mülga 2821 sayılı Kanun'un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre ise “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.”...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında ihale sonrası hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, yapılacak iş kapsamında davalı şirket bünyesinde çalışmakta iken iş akdi feshedilen dava dışı işçi ...'ın işe iade talebiyle müvekkili üniversite ve davalı aleyhine açtığı davanın kabul edildiğini, müvekkilinin işçinin 4 aylık brüt ücret ve işe başlatmama tazminatı olarak 14.735,93 TL ve icra dosyasına vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında 1.713,46 TL olmak üzere toplamda 16.449,39 TLnin ödediğini, işçinin davalı şirketin işçisi olup ihale sözleşmesi hükümlerine göre işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 16.449,39 TL'nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir....