Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08.04.2005 tarih 2003/ 1151 E., 2005/ 260 K. sayılı ilamının incelenmesinde; alacaklı tarafından aynı rehin belgesine dayalı olarak daha evvel ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2003/ 1707 E. sayılı takip dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun takibe itirazı üzerine alacaklının itirazın iptali istemi istemi ile mahkemeye başvurduğu ve mahkemece borçlunun itirazının iptaline karar verildiği görülmektedir. Bu durumda alacaklının ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2003/ 1707 E. sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine devam etmesi mümkün iken, yeniden yaptığı takip mükerrerdir. O halde; mahkemece, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin açıklanan nedenle reddi gerekirken bu husus gözardı edilerek ve İİK'nun 150/a-1. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 68. maddesine aykırı olarak, yargılama yapmak suretiyle itirazın iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından incelenmesi gerektiği, icra hukuk mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş ise de; İİK'nin 266. maddesinde; “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer” hükmü yer görülmektedir. Somut olayda, İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2019/39244 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, dava dışı borçlu hakkında rehin açığı belgesine istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığı, tasarrufun iptali davasının görüldüğü İstanbul 14....
Tüm bu ilkeler ışığında davacı bankaya alınmış ise rehin açığı belgesi ile aciz vesikasının sunulması için süre verilmiş ise de davacı bankaca sunulamamış, uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğa dayalı olduğu, zararın tespit edildiği, rehin açığı veya aciz vesikası aranmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği savunulmuştur. Sonuç olarak davacı bankaca davadan önce tüm şahsi ve ayni teminatlara başvurularak tüm takip yollarının tüketildiği, somut olarak alacağın rehin açığı belgesi (İİK m.152, 150/f) ile aciz vesikasına (İİK m.105) bağlandığı iddia ve ispat olunmamış olup tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgelere göre takip işlemlerinin sürmekte olduğu, davacı alacağının rehin açığı belgesine ve aciz vesikasına bağlanma durumunun gerçekleşmediği, davacının bu koşullar gerçekleştikten sonra davalıya başvurabileceğinin tabii bulunduğu anlaşılmakla, erken açılan dava mahiyetinde olduğu anlaşılan eldeki davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/1791 Esas sayılı takip dosyası ile rehin açığı bulunan takip dosyasının eksiksiz asıllarının dosya içerisinde yer almadığı anlaşılmıştır. ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2015/1791 Esas sayılı takip dosyası ile rehin açığı bulunan takip dosyasının eksiksiz asılları ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin alacaklı bankaya vermiş olduğu ve vereceği kefalete dayalı taahhütlerinde 750.000 TL'sine kadar olan kısmının ipotekle teminat altına alındığı, bu durumda İİK.'nun 45. maddesi uyarınca söz konusu davalı hakkında öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması, sonrasında borç karşılanmaz ise ilamsız takip yapılması gerektiği, takiplerden sonra ipotekli taşınmazın satışı sonrası rehin açığı belgesi alınmasının, başlangıçta ve dava tarihinde İİK.'na göre yapılamayacak takibi geçmişe etkili olarak yasaya uygun hale getirmeyeceği, ipoteğin 750.000 TL. alacak ile bu meblağa ilaveten akdi faizleri, temerrüt faizlerini, vergileri ve komisyonları da kapsadığı, bu hali ile üst sınır ipoteği de olmadığı ve ipoteğin baştan itibaren alacağın tamamını karşılamayacağı ve bu nedenle artan kısım için ilamsız icra yoluna müracaat edilebileceğinin de söylenemeyeceği gerekçeleriyle davalı ... ... Ltd.Şti.'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/134 Esas KARAR NO : 2023/463 DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/02/2020 KARAR TARİHİ : 19/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin başta kamu bankaları olmak üzere ülkemizde faaliyet gösteren pek çok bankanın Türkiye genelinde kredi müşterilerinin teminat olarak beyan ettikleri taşınmazların değerlemesini yapan , köklü ve kurumsal gayrimenkul değerleme şirketi olduğunu, ... Bankası A.Ş'nin ... ... Şubesi kredi müşterisi ... ... (...)'ın kredi teminatı olarak gösterdiği Zonguldak İli, ... İlçesi, ... İçi Mahallesi, ... Pafta , ......
Ancak, daha sonra rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipten sonra rehin açığı oluştuğundan ve rehin açığını alacaklı konkordato şartlarına göre isteyebileceğinden konkordatonun feshi davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Davalı borçlu konkordato şartlarına göre ödeme yaptığını kanıtlayamadığından konkordatonun feshine karar verilmesinde ve alacak miktarını saptayan ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından tarafların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 03.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; rehin takibinde itirazın icra dairesine yapılması gerektiğini, icra mahkemesine yapılmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın borca müteselsil kefil olduğunu, hiçbir kanunun hiçbir maddesinde kefil aleyhine rehin takibi yapılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, zira rehinli araç satıldıktan sonra alınacak rehin açığı belgesi ile aynı takibe devam edilebileceğini, rehin açığı belgesi ile yeni bir takip yapılması zorunlu olmadığı gibi aynı takipten de borçlu hakkında haciz ve diğer icra işlemlerine devam edilebileceğini beyanla davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
İcra müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasının 29/12/2016 tarihinde yapıldığı, davacının dava dilekçesinde asıl borçlu hakkında yapılan takipte asıl borçlunun rehin açığı belgesinde belirtildiği gibi alacaklı görünen davacıya rehne konu araçların satışından elde edilen 146.237,29 TL nin ödendiği ve rehin açığı belgesinde bakiye borcun 24.466,11 TL olduğunun beyan edildiği ve dava dilekçesinin sonuç kısmında rehin açığı belgesi miktarı dışında kalan dava değeri borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açtığı, dolayısıyla rehin sözleşmelerindeki müteselsil kefil olarak imzaladığı, rehin sözleşmelerindeki borcu kabul ettiği, ancak asıl borçluya karşı yapılan icra takip dosyasında asıl borçlu tarafından yapılan ödemeler nedeniyle ödenmeyen miktar dışında kalan tutar hariç ödenen kısım yönünden kendisi hakkında yapılan takipte 122.198,83 Tl borçlu olmadığının tespiti istediği sabit olup davacının rehin sözleşmelerine müteselsil kefil olduğunun sabit olduğu, icra...
İcra müdürlüğünün 2017/28456 sayılı takip dosyasının 29/12/2016 tarihinde yapıldığı, davacının dava dilekçesinde asıl borçlu hakkında yapılan takipte asıl borçlunun rehin açığı belgesinde belirtildiği gibi alacaklı görünen davacıya rehne konu araçların satışından elde edilen 146.237,29 TL nin ödendiği ve rehin açığı belgesinde bakiye borcun 24.466,11 TL olduğunun beyan edildiği ve dava dilekçesinin sonuç kısmında rehin açığı belgesi miktarı dışında kalan dava değeri borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açtığı, dolayısıyla rehin sözleşmelerindeki müteselsil kefil olarak imzaladığı, rehin sözleşmelerindeki borcu kabul ettiği, ancak asıl borçluya karşı yapılan icra takip dosyasında asıl borçlu tarafından yapılan ödemeler nedeniyle ödenmeyen miktar dışında kalan tutar hariç ödenen kısım yönünden kendisi hakkında yapılan takipte 122.198,83 Tl borçlu olmadığının tespiti istediği sabit olup davacının rehin sözleşmelerine müteselsil kefil olduğunun sabit olduğu...