WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili, Rehin sözleşmesinin muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; Söke İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/23 D.İş sayılı kararından haczedilen menkullerin rehinli olduğunun tespit edildiği ve rehinle hükümlü olarak haczine ve satışına karar verildiği ve dolayısıyla rehin alacaklısının rehin hakkından doğan alacağının zarara uğramadığı rehin iptali davası açılmadığı dolayısıyla davacının rehin hakkı sahibi olduğuna karar verilmesi talebinde hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin istihkak iddiasına ilişkindir. Davacı 3. kişi vekili, Söke İcra Müdürlüğü’nün 2007/5302 Esas sayılı dosyasından 26.12.2007 tarihinde haczedilen menkullerle ilgili olarak rehin hakkı sahibi olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunmuştur....

    Hemen belirtmek gerekir ki; dosya kapsamında dava dışı ---- kullandırılan kredi ticari kredi olup, iş bu uyuşmazlıkta ---- hükümlerinin iş bu uyuşmazlık bakımından uygulanmasının mümkün olmadığına kanaat getirilmiştir.Yargılama aşamasında dava konusu alacağın davacı tarafından temlik edildiği, buna ilişkin temlik belgesinin dosyaya sunulduğu görülmüştür. Dosya kapsamında taraflar arasında imzalanan---- göre davalının, dava dışı şahıslara araç için kredi kullandırılması halinde, davacı banka lehine araç üzerinde kesin rehin şerhinin işlenmesini sağlayacağı ve kesin rehin işlemleri sağlanmadan aracı dava dışı üçüncü kişilere teslim etmeyeceğini taahhüt ettiği, aksi halde bundan doğan davacı zararının karşılayacağı hususunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....

      Somut olayda alacaklının takibine dayanak yaptığı rehin sözleşmesinin adi nitelikte olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklının rehin hakkı ya da alacağı ilam veya ilam niteliğinde bir belgede tespit edilmemiş olduğundan adi nitelikte rehin sözleşmesine dayalı olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmasına yasal olanak yoktur. O halde, mahkemece icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        kurulabileceği, toplu rehindeki gibi rehin hakkının aynı türde kurulması zorunluluğu olmadığı, rehin haklarının her bir taşınmaz üzerinde farklı derecelerde kurulabilmesinin mümkün olduğu, taraflar arasında TMK'nın 855/I. maddesine göre toplu rehin kurulmadığı, taraflar arasında açıkça toplu rehin kurulduğuna ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığı, bu nedenle kural olarak tarafların arasında TMK'nın 855/II-III. maddeleri gereğince paylı rehin kurulduğunun kabulünün gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla takip tarihi itibarıyla davacının alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredinin ödenmemesinden davalı şirketin asıl borçlu davalı gerçek kişinin müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları, davacı banka ile davalı şirket arasında kullandırılan kredinin teminatı için 457.330,00 TL bedelli araç rehin sözleşmesi imzalandığı, davalı şirketin rehin bedeli kadar rehin veren sıfatıyla sorumlu olduğu, İİK'nun 45. maddesi gereğince rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, rehin tutarı borcu ödemeye yetmediği takdirde alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla talep edebileceği, buna göre 457.330,00 TL rehin bedeli kadar davacı bankanın rehin veren davalı şirkete haciz yoluyla takip yetkisinin bulunmadığı, bu miktar için ancak rehnin paraya çevrilmesi...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla takip tarihi itibarıyla davacının alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredinin ödenmemesinden davalı şirketin asıl borçlu davalı gerçek kişinin müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları, davacı banka ile davalı şirket arasında kullandırılan kredinin teminatı için 457.330,00 TL bedelli araç rehin sözleşmesi imzalandığı, davalı şirketin rehin bedeli kadar rehin veren sıfatıyla sorumlu olduğu, İİK'nun 45. maddesi gereğince rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, rehin tutarı borcu ödemeye yetmediği takdirde alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla talep edebileceği, buna göre 457.330,00 TL rehin bedeli kadar davacı bankanın rehin veren davalı şirkete haciz yoluyla takip yetkisinin bulunmadığı, bu miktar için ancak rehnin paraya çevrilmesi...

            a karşı ilamsız takip yapmış ise de İİK. 45 /1. maddesi ve TBK. 596/4. maddesini düzenleyen yasal mevzuat karşısında borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını ancak kefil ile kendi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir 3. kişi tarafından verilmiş ise kullanabileceğini, somut olayda böyle bir anlaşma olduğu ileri sürülmediğinden takibe yapılan itirazın yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, itirazın iptali davasıdır. Mahkemece 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK.nın 596/4. maddesindeki “Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.” hükmüne dayanarak karar verilmiştir....

              Rehin hakkı, T.M.K'da düzenlenen hak sahibine alacağın vadesinde ödenmemesi halinde, rehin konusunu oluşturan taşınır veya taşınmaz bir malı veya bir başka hakkı paraya çevirmek ve elde edilen meblağdan alacağını öncelikle almak yetkisini veren sınırlı bir ayni haktır....

                Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça, taraflar arasındaki 22/05/2019 tarihli taşınır rehin sözleşmesine konu 16 S 1850 plaka sayılı araç üzerinde rehin kalktığı için takibi ilamsız takip olarak açtıklarını, ticari defterler incelendiğinde davalı tarafın rehin sözleşmesinde belirtilen tutar kadar borcu olduğunun ortaya çıkacağını belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf ise, araç rehin sözleşmesine konu rehinin kaldırıldığını, iş bu rehin sözleşmesinin bir borcun karşılığı olarak değil araç mülkiyetinin teminatı olarak yapıldığını, davacı tarafa bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Davalı vekili, savunmasında özetle; yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava dışı şirketin borcu nedeniyle davacı ile yapılan taşıt rehini sözleşmesi nedeniyle rehin borçlusu sıfatıyla adına kayıtlı 34 XX 534 plakalı araç üzerine rehin tesis edildiğini, Bakırköy 6. Noterliğinin 30.03.2016 tarihli 04380 yevmiye nolu ihtarnamesinin davacıya gönderildiğini, dava dışı asıl borçlu şirket hakkında da İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2016/13678 Esas sayılı ve İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2016/15974 Esas dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket tarafından davacı T1 imzaladığı rehin sözleşmesi belgesinin e-mail ile davalı bankaya gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ve rehinin kaldırılmasına ilişkin verilen karar davalı vekilince istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 14.10.2021 tarih ve 2019/1402 E. 2021/1243 K. Sayılı ilamında kaldırılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu