Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez ise de, adı geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda rızai ferağ vermemiş olmaları ve bu aşamada miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmamış olduğundan, mahkemece miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz eden davalı ... vekiline, adı geçen sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak mehil verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele sayılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    , Hatice Başural'ın tüm kardeşlerine iftira attığını, yalan beyanda bulunduğunu, savcılık makamını kandırdığını, Hatice Başural'ın tüm karleşlerin taksim sözleşmesinde kendisi adına sahte imza atıldığını iddia etse bile ekteki orijinal ıslak imzalı taksim sözleşmesinin kriminal laboratuvar Hatice Başural'ın imzasının kendisine ait olduğunu ispatlayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....

    Somut olayda; davalı ..., temyiz dilekçesiyle mirasçılar arasında Kadınhanı Noterliğinde 23.08.2007 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini bildirmiştir. Miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez. Bahsi geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda rızai ferağ vermediği ve miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmadığı ancak miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece davalıya bu sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak süre verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi, dava açılmaz ise şimdiki gibi ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Dava, taksim sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, davanın kabul edilen kısmına yönelik bir istinaf bulunmayıp sadece redde ilişkin davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TMK'nun 677. maddesine göre terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmenin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Yazılı olması geçerlilik şartıdır, bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlarda payın temlikinin resmi şekilde tapu memuru önünde yapılması (TMK mad.706, 6098 S. TBK mad. 237) gereklidir. TMK'nin 676. maddesi uyarınca miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur....

      Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ek kararıyla da kendisinin kayyım olarak tayin edildiğini, miras bırakan....'dan kalan terekenin taksimi konusunda ... 25. Noterliği'nin 27.06.2008 gün ve ... yevmiye numarasıyla miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini, yapılan bu taksim sözleşmesinin TMK'nun 676. maddesine uygun olmadığını, vesayet makamından izin alınmadığını, kısıtlının hak ve yararının gözetilmediğini açıklayarak kısıtlının hak ve menfaatlerini korumaktan uzak, eşitlik kuralına uymayan miras taksim sözleşmesinin esastan ve şekilden yasaya aykırılığı sebebiyle iptaline karar verilmesini istemiştir....

        Diğer taraftan dava konusu 272 ada 19 parsel ... taşınmazda 26.09.1941 yılında ölen ...’nin mirasçıları arasında 13.12.1988 yılında yapılan kadastro tespitinden sonra 29.11.1990 tarihli, 9765 yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesinin düzenlendiği kadastro tespitinin 08.02.1991 tarihinde kesinleştiği ve ... adına 23/32 payın tescil edildiği, ... mirasçılarından oğlu ...’nin 16.01.1994 tarihinde öldüğü davacı ...’un ...’ın kızı olmakla ... ve ... mirasçısı olarak eldeki davayı ... mirasçılarına yöneltmek suretiyle açtığı ve ... mirasçıları arasında yapılan miras taksim sözleşmesi gereğince taşınmazın tamamının kendisine bırakıldığını ileri sürerek kendi adına tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. ... Medeni Kanununun 676. madde hükmüne göre, 4. 29.11.1990 tarihli, 9765 yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesi geçerli olup bu sözleşme uyarınca ...’in dava konusu 272 ada 19 parsel ... taşınmazdaki payını ...’a bıraktığı açıktır....

          Davalılar da mirasbırakandan intikal eden taşınmazlarda fiili ve rızai taksim yapıldığını belirterek 297 parsel sayılı taşınmazı göstermişlerdir. Davalılar tarafından belirtilen 297 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kayıtları incelendiğinde bu taşınmaz muris ... ... adına kayıtlı iken murisin vefatı üzerine davacı ve davalılara miras payı oranında intikal ettiği, davalıların ve annenin de 14.08,1981 tarihinde kendi hisselerini davacı ve dahili davalı ...’e satarak bu taşınmazın davacı ve dahili davalı ... adına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalıların savunması doğrultusunda bir inceleme yapılmamıştır....

            Sözleşmesi başlıklı miras taksim sözleşmesinde yer alan tüm taşınmazların mirasbırakan zamanında ve taksim sözleşmesi sonrasındaki tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ile birlikte ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü'nden; 2-) Taraflar arasında düzenlenen 10.05.1999 tarihli Rızai Taksim Sözleşmesi başlıklı miras taksim sözleşmesinde adları yazılı bulunan...ve...ın ilgilisinden temin edilecek mirasçılık belgelerinin yada onaylı tüm mirasçılarını gösterir vukuatlı nüfus aile kayıt tablosunun ilgili Nüfus Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya içerisine konulmasına, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesi'ne İADESİNE, 09.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              H.D. 01/02/2011 T. 2011/10914 E.-1017 K.) mirasçıların TMK'nın 642. maddesi uyarınca açılmış olan dava içerisinde sulh olması mümkündür. 20/04/2020 tarihinde açılan bu davanın yargılaması esnasında, tarafların tümünün imzasını taşıyan 19/10/2020 tarihli "taksim sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin incelenmesinde, miras taksim sulh sözleşmesinin TMK'nın 676.maddesi uyarınca yapılmış miras paylaşım sözleşmesi olmadığı, sulh sözleşmesi niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, mahkemenin karar tarihi ve tebliğ tarihlerinden sonra vefat ettiği anlaşılan davalı T4'ün veraset ilamının temini, mirasçılarının davaya dahilleri ile taraf teşkili de sağlanarak mahkemece dosyaya sunulan miras taksim sözleşmesinin, tarafların yaptığı sulh sözleşmesi olarak kabulü ile sözleşme hükümlerine göre taksim kararı verilerek hüküm kurulması gerekmektedir....

              Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; asıl dava davacıları ile davalıların akdetmiş oldukları miras taksim sözleşmesinin tarihinin 17.03.2008 olduğu ve tapuya şerh edilmediği, birleşen dosya davalıların haciz şerhinin 05.06.2008 tarihli olduğu anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu