(4721 sayılı TMK'nun 676) maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin taksim sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu kapsamda eldeki davaya gelince, 05.04.1987 tarihli "miras bölüşme ve rızai taksim tutanağı" başlıklı sözleşmeye miras bırakan ...'ın tüm mirasçıları katılmadığına göre, az yukarıda anılan Kanun maddesi hükümleri uyarınca, 05.04.1987 tarihli taksim sözleşmesi geçersizdir. Yine, 04.11.1997 tarihli "protokol" başlıklı belgenin 1. maddesinde yer alan "...197 parseldeki tarla aramızda yapılan bir anlaşma ile en küçük kardeşimiz ...'a teslim edilmiştir" ibaresinin hemen ardından 2. maddesinde "...197 parseldeki bu tarla ileride tapulamada parsellenmesi gerektiği taktirde diğer kardeşlerinin tapudaki hakları bakidir.." ifadesine yer verilmesi karşısında, anılan bu belge ile sadece 197 parsel sayılı taşınmazın kullanım hakkının (zilyetliğinin) davacı ...'...
Bu durumda, bahsi geçen taksim sözleşmesinin; dava konusu taşınmazda intikal işleminin gerçekleştirildiği tarih olan 09.11.2012 tarihinden önce ya da sonra yapılmış olması durumları değerlendirildiğinde gerçersiz olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan olgular karşısında; davacının dayandığı miras taksim sözleşmesinin TMK'nun 676. ve 706 maddeleri ile 6098 saylı TBK'nun 237. maddeleri uyarınca geçersiz olduğudan ve miras taksim sözleşmesi hükmünde bulunmadığından, Mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
, Hatice Başural'ın tüm kardeşlerine iftira attığını, yalan beyanda bulunduğunu, savcılık makamını kandırdığını, Hatice Başural'ın tüm karleşlerin taksim sözleşmesinde kendisi adına sahte imza atıldığını iddia etse bile ekteki orijinal ıslak imzalı taksim sözleşmesinin kriminal laboratuvar Hatice Başural'ın imzasının kendisine ait olduğunu ispatlayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Somut olayda; miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez ise de, adı geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda rızai ferağ vermemiş olmaları ve bu aşamada miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmamış olduğundan, mahkemece miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz eden davalı ... vekiline, adı geçen sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak mehil verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele sayılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ileri sürerek miras taksim sözleşmesinin iptaline, anılan sözleşme ile verilen 2,11,14 nolu bağımsız bölümleri ile muvazaalı olarak temlik edilen 4,7 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına olan kaydının iptaline karar verilmesini istemişlerdir....
Somut olayda; davalı ..., temyiz dilekçesiyle mirasçılar arasında Kadınhanı Noterliğinde 23.08.2007 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini bildirmiştir. Miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez. Bahsi geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda rızai ferağ vermediği ve miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmadığı ancak miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece davalıya bu sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak süre verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi, dava açılmaz ise şimdiki gibi ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, taksim sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, davanın kabul edilen kısmına yönelik bir istinaf bulunmayıp sadece redde ilişkin davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TMK'nun 677. maddesine göre terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmenin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Yazılı olması geçerlilik şartıdır, bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlarda payın temlikinin resmi şekilde tapu memuru önünde yapılması (TMK mad.706, 6098 S. TBK mad. 237) gereklidir. TMK'nin 676. maddesi uyarınca miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur....
Diğer taraftan dava konusu 272 ada 19 parsel ... taşınmazda 26.09.1941 yılında ölen ...’nin mirasçıları arasında 13.12.1988 yılında yapılan kadastro tespitinden sonra 29.11.1990 tarihli, 9765 yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesinin düzenlendiği kadastro tespitinin 08.02.1991 tarihinde kesinleştiği ve ... adına 23/32 payın tescil edildiği, ... mirasçılarından oğlu ...’nin 16.01.1994 tarihinde öldüğü davacı ...’un ...’ın kızı olmakla ... ve ... mirasçısı olarak eldeki davayı ... mirasçılarına yöneltmek suretiyle açtığı ve ... mirasçıları arasında yapılan miras taksim sözleşmesi gereğince taşınmazın tamamının kendisine bırakıldığını ileri sürerek kendi adına tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. ... Medeni Kanununun 676. madde hükmüne göre, 4. 29.11.1990 tarihli, 9765 yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesi geçerli olup bu sözleşme uyarınca ...’in dava konusu 272 ada 19 parsel ... taşınmazdaki payını ...’a bıraktığı açıktır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ek kararıyla da kendisinin kayyım olarak tayin edildiğini, miras bırakan....'dan kalan terekenin taksimi konusunda ... 25. Noterliği'nin 27.06.2008 gün ve ... yevmiye numarasıyla miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini, yapılan bu taksim sözleşmesinin TMK'nun 676. maddesine uygun olmadığını, vesayet makamından izin alınmadığını, kısıtlının hak ve yararının gözetilmediğini açıklayarak kısıtlının hak ve menfaatlerini korumaktan uzak, eşitlik kuralına uymayan miras taksim sözleşmesinin esastan ve şekilden yasaya aykırılığı sebebiyle iptaline karar verilmesini istemiştir....
B.İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tanık beyanları ile iddianın ispatlandığını, vekaletname veren diğer mirasçıların isticvap edilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, yemin deliline dayanıldığı halde yemin teklif etme hakkının hatırlatılmadığını, hatalı değerlendirme yapıldığını, miras taksim sözleşmesine dayanarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, ikinci bir sözleşme yapılması ile ilk miras taksim sözleşmesinin ortadan kalktığını, davalıların 20.05.2015 tarihli miras taksim sözleşmesine istinaden davacının mirastan 45.000,00 TL nakit para aldığını iddia ettiklerini, bu hususta iddialarını ispat ile mükellef olmalarına rağmen bu iddialarını ispat edemediklerini, zira zaten davalının aldığı böyle bir para bulunmadığını, miras taksim sözleşmesinin kabul edildiği takdirde ise edimler arasında ciddi oransızlık içerdiğini, hata, hile hukuksal sebeplerinin yanında gabin hukuksal nedenine dayanıldığını...