Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. 4721 sayılı TMK’nın 676. madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere elbirliği mülkiyetine konu mallarda ortaklar paylaşma sözleşmesi (miras taksim sözleşmesi) yapmış iseler bu sözleşmeyle elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar. Mirasçıların aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi kendilerini bağlar. Paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için paylaşma konusu şeyin mirasbırakana ait olması gerekir. Paylaşma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olması ve bütün mirasçıların katılması zorunludur. Bütün mirasçıların katılmadığı paylaşma sözleşmeleri geçersizdir....

şekilde vekalet verenin menfaatlerini tehlikeye düşüren bir durumun bulunduğuna dair bir iddia yada delilin de taraflarca sunulmadığı, yine vekilin muris ile yakın akrabalığı ve doktor raporunun tarihi ile miras taksim sözleşmesi arasında uzunca bir zaman bulunması nedeniyle vekilin, vekalet verenin sağlık durumunu bilebilecek durumda olduğu, böylelikle miras taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihten önce vekalet sözleşmesinin sona ermiş olduğu ve miras taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımıyla yapılmasının geçerlilik şartı olduğundan muris Şahin Tez(adına vasisi) katılımı olmadan tanzim edilen miras taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu anlaşılmakla, taksim sözleşmesine göre hem muris adına hem de davalılar adına tescili yapılan taşınmazların yeniden kök murisler adına ve dolayısıyla onların mirasçıları olan davacılar ve davalılar adına, veraset ilamındaki payları oranında tescilinin gerektiği, ancak davaya konu 22 adet taşınmazdan 20 tanesinin mirasçılar adına kayıtlı olup diğer...

Noterliğinin 17.07.2013 tarihli miras taksim sözleşmesinin imzalandığını, taksim sözleşmesinin müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmadığını belirterek miras taksim sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu miras taksim sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacının fiili ehliyetinin bulunduğunu, hata, hile ve korkutularak sözleşmenin yapıldığına dair herhangi bir delilin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazlar arasında açık bir değer farkı ve orantısızlık bulunduğunu, davacının söz konusu sözleşmenin hukuki sonuçlarını bilmeden, anlamadan, tecrübesizliği nedeniyle söz konusu sözleşmeyi imzaladığını, dava konusu olayda gabine ilişkin yasal şartların oluştuğunu belirterek davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....

    Soydan'ın dava konusu 6431, 6425, 1611, 1104 parsel sayılı taşınmazları mal kaçırmak amacıyla oğlu olan davalıya bağış göstermek suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının miras payı oranında iptal ve tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, anne babalarından kalan miras mallarını davacı ile aralarında rızai taksim yaptıklarını, bu rızai taksim gereği de annesinin bu taşınmazları kendisine temlik ettiğini, tenkis davasının 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıya yapılan temlikin bağış olması nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tenkis isteğinin ise 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı....

      DAVA Davacı, babası... ...’nun (... oğlu) 1957 yılında ölümü üzerine davalılar ile birlikte mirasçı olduğunu, annesi...’in de 1981 yılında ölümü ile annesinden dolayı da miras payı isabet ettiğini, mirasbırakan babasına ait olan dava konusu 107 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmesi üzerine yaptığı araştırma neticesinde taşınmazların yalnızca bir kısım mirasçı adına yolsuz şekilde tescil edildiğini öğrendiğini, 1982 tarihli kadastro tespit tutanağında rızai taksimden söz edildiğini, ancak hiçbir zaman rızai taksim yapmadıklarını, bu nedenle kadastro işleminin yok hükmünde olduğunu, kadastro tutanağında miras taksimi konusunda kendisinin yazılı bir beyanı olmadığını, bütün mirasçıların rızası alınmadan taksimin yapılamayacağını, kadastro tutanağında rızai taksimden söz edilerek miras hakkından mahrum bırakıldığını ileri sürerek, dava konusu 107 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini...

        Davalı borçlu ..., anne ve babasından kalan altı taşınmazı üç kardeş paylaştıklarını, dava konusu hisseyi rızai taksim gereği davalı ...'a verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, borçlunun şirket hissesi bulunduğundan aciz halinde olmadığını, eksik harcın tamamlanması gerektiğini, dava konusu taşınmaz hissesinin sözlü yapılan miras taksim sözleşmesi gereği müvekkiline düştüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur....

          rızai ve fiili taksimin geçerli olabilmesi için tüm paydaşların imzası olması gerekmekte ise de; taksim sözleşmesinin imzası bulunmayan Abdil tarafından da kabul edilerek fiilen uygulanmış olması, taşınmazın 1980 tarihinden beri 40 yılı aşkın süredir bu taksim sözleşmesine uygun olarak kullanılıyor olması hususları dikkate alındığında TMK'nın 2. maddesi hükmü uyarınca taksim sözleşmesinin geçerli kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle taşınmazdaki paydaşlığın fiili ve rızai taksim sözleşmesine uygun olarak eylemli olarak sona erdirilmiş olması dikkate alınarak ortaklığın giderilmesi davasının reddine karar verilmesi gerekirken satış kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasını istemiştir....

          Bu sözleşmenin taraflar arasında taksim sözleşmesi yapıldığını kanıtlar nitelikte olmayıp kira gelirinin mirasçılar arasında paylaşımına ilişkin olduğu görülmektedir. Bunun yanında birbiriyle çelişmeyen tanık beyanlarına göre; yapıldığı iddia edilen kura çekme işlemi sonucu davacının kendisine düşen daireyi beğenmediği, hiç kullanmadığı, tarafların bu konuda uzlaşamadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında rızai taksim sözleşmesinin baştan itibaren kurulamadığı sabit olmasına rağmen mahkemece yukarıdaki gerekçeyle taraflar arasında taksim yapılmış gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.O halde mahkemece yapılacak iş, taraflar arasında rızai taksim olgusunun baştan itibaren gerçekleşmediği kabul edilerek değerlendirme yapma ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir....

            Şaroğlu'ndan düşen miras hisseleri oranında tapuda tescili ve satış işlemleri başta olmak üzere, Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri imzalayıp, bunlardan kök murisleri Nihat Şaroğlu'nun mirasçılık belgesi doğrultusunda doğan miras hisseleri oranında hak ve alacaklar almaları ve aktiflerine geçirmelerine rağmen hali hazırda taraflar arasında Düzenleme Şeklinde Rızai Taksim Sözleşmesinin olduğunu ileri sürmeleri tamamen kötü niyetli olup, kötü niyete dayanan davalarına istinaden verilen ihtiyati tedbir kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu taşınmazlar tarafların miras hisseleri oranında tapuya intikal ettirildiğini, müvekkilleri ile davalıların murisi Alaaddin Şaroğlu arasında Eyüp 5....

            Dava, MK’nun 676. maddesinde düzenlenen miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. MK’nun 676/son maddesine göre “paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.” 07.06.2008 tarihli ve 2023 yevmiye nolu akit tablosunda 118 ada 23 parselin davacının payına düştüğüne ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sözleşmede 118 ada 23 nolu parselin intikalen kalacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Aynı sözleşme ile 118 ada 23 nolu parselin mirasçılara intikal işlemi yapılmış ve mülkiyet paylı mülkiyete dönüştürülerek taşınmaz tarafların ortak murisinin terekesinden bu tarih itibariyle çıkmıştır. Az önce açıklanan Yasa maddesindeki şekil şartı ispat şartı olmayıp geçerlilik koşuludur. Mirasçılar arasında yazılı olarak yapılmayan miras taksim sözleşmelerine hukuki sonuç bağlanamaz....

              UYAP Entegrasyonu