Davalı borçlu ..., anne ve babasından kalan altı taşınmazı üç kardeş paylaştıklarını, dava konusu hisseyi rızai taksim gereği davalı ...'a verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, borçlunun şirket hissesi bulunduğundan aciz halinde olmadığını, eksik harcın tamamlanması gerektiğini, dava konusu taşınmaz hissesinin sözlü yapılan miras taksim sözleşmesi gereği müvekkiline düştüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur....
rızai ve fiili taksimin geçerli olabilmesi için tüm paydaşların imzası olması gerekmekte ise de; taksim sözleşmesinin imzası bulunmayan Abdil tarafından da kabul edilerek fiilen uygulanmış olması, taşınmazın 1980 tarihinden beri 40 yılı aşkın süredir bu taksim sözleşmesine uygun olarak kullanılıyor olması hususları dikkate alındığında TMK'nın 2. maddesi hükmü uyarınca taksim sözleşmesinin geçerli kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle taşınmazdaki paydaşlığın fiili ve rızai taksim sözleşmesine uygun olarak eylemli olarak sona erdirilmiş olması dikkate alınarak ortaklığın giderilmesi davasının reddine karar verilmesi gerekirken satış kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasını istemiştir....
Noterliğinin 17.07.2013 tarihli miras taksim sözleşmesinin imzalandığını, taksim sözleşmesinin müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmadığını belirterek miras taksim sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu miras taksim sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacının fiili ehliyetinin bulunduğunu, hata, hile ve korkutularak sözleşmenin yapıldığına dair herhangi bir delilin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazlar arasında açık bir değer farkı ve orantısızlık bulunduğunu, davacının söz konusu sözleşmenin hukuki sonuçlarını bilmeden, anlamadan, tecrübesizliği nedeniyle söz konusu sözleşmeyi imzaladığını, dava konusu olayda gabine ilişkin yasal şartların oluştuğunu belirterek davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Bu sözleşmenin taraflar arasında taksim sözleşmesi yapıldığını kanıtlar nitelikte olmayıp kira gelirinin mirasçılar arasında paylaşımına ilişkin olduğu görülmektedir. Bunun yanında birbiriyle çelişmeyen tanık beyanlarına göre; yapıldığı iddia edilen kura çekme işlemi sonucu davacının kendisine düşen daireyi beğenmediği, hiç kullanmadığı, tarafların bu konuda uzlaşamadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında rızai taksim sözleşmesinin baştan itibaren kurulamadığı sabit olmasına rağmen mahkemece yukarıdaki gerekçeyle taraflar arasında taksim yapılmış gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.O halde mahkemece yapılacak iş, taraflar arasında rızai taksim olgusunun baştan itibaren gerçekleşmediği kabul edilerek değerlendirme yapma ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir....
Şaroğlu'ndan düşen miras hisseleri oranında tapuda tescili ve satış işlemleri başta olmak üzere, Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri imzalayıp, bunlardan kök murisleri Nihat Şaroğlu'nun mirasçılık belgesi doğrultusunda doğan miras hisseleri oranında hak ve alacaklar almaları ve aktiflerine geçirmelerine rağmen hali hazırda taraflar arasında Düzenleme Şeklinde Rızai Taksim Sözleşmesinin olduğunu ileri sürmeleri tamamen kötü niyetli olup, kötü niyete dayanan davalarına istinaden verilen ihtiyati tedbir kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu taşınmazlar tarafların miras hisseleri oranında tapuya intikal ettirildiğini, müvekkilleri ile davalıların murisi Alaaddin Şaroğlu arasında Eyüp 5....
Dava, MK’nun 676. maddesinde düzenlenen miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. MK’nun 676/son maddesine göre “paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.” 07.06.2008 tarihli ve 2023 yevmiye nolu akit tablosunda 118 ada 23 parselin davacının payına düştüğüne ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sözleşmede 118 ada 23 nolu parselin intikalen kalacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Aynı sözleşme ile 118 ada 23 nolu parselin mirasçılara intikal işlemi yapılmış ve mülkiyet paylı mülkiyete dönüştürülerek taşınmaz tarafların ortak murisinin terekesinden bu tarih itibariyle çıkmıştır. Az önce açıklanan Yasa maddesindeki şekil şartı ispat şartı olmayıp geçerlilik koşuludur. Mirasçılar arasında yazılı olarak yapılmayan miras taksim sözleşmelerine hukuki sonuç bağlanamaz....
Köyü çalışma alanında bulunan 529 parsel sayılı 22.684,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, harici ve rızai taksim, miras yoluyla gelen hak ve mirasçılar arasında yapılan taksim nedenleriyle ... (...) adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle 08.07.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespiti öncesi nedenlere dayanılarak açılmıştır....
tarafından üçüncü kişiden satın mı alındığı yoksa ortak miras bırakan ... oğlu ... ...'den mi intikal ettiği, ortak miras bırakan ... oğlu ... 'den intikal ise mirasçıları arasında tüm mirasçıların katılımı ile geçerli ve rızai bir taksim olup olmadığı, varsa her bir mirasçının payına hangi taşınmazın düştüğü, taşınmaz almayan mirasçısı varsa miras payına karşılık ne aldığı gibi hususlar tek tek sorulup saptanmalı, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, mirasçılar arasında taksim yapılmış ise yapıldığı tarihten itibaren iştirakin çözüleceği ve zilyetlikle edinme koşullarının işleyeceği, taksim yapılmadığının tespiti halinde davacının diğer mirasçılara karşı miras payının adına tescili istemi ile dava açabileceği göz önünde bulundurularak karar verilmelidir....
Davalılar T9 T7 T14 T15 T6 T11 T13 vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin iddia ettiği hususların haksız ve hukuka aykırı olduğunu işbu davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasında yapılan miras taksim sözleşmesinin bir fiil zeminde uygulanmasının mümkün olmadığını, zira davaya konu Konya İli Karapınar İlçesi Fevzipaşa Mah. Delikbastıran mevkii 1596 ada, 31 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı olup sözleşmede yer alan diğer taşınmazların, miras taksim sözleşmesinde yazan miktarları ile zeminde ki miktarları birbirinden tamamen farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki miras taksim sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 27.01.2016 gün ve 2015/12035 Esas, 2016/1024 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras taksim sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 1647 parsel sayılı taşınmazın davacı ve davalı ... adına paylı mülkiyete geçilmesi sebebiyle 15.05.1999'da imzalanan miras taksim sözleşmesinden dönüldüğünü belirterek miras taksim sözleşmesinin 1647 parsel sayılı taşınmaz açısından geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir....