İlk derece mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı tarafından davacı hakkında uygulanan protokolün 5.3.2 ve 5.3.5 maddesi gereği uygulanan 1. kez uyarı işlemlerinin iptali isteminin reddine, protokolün 4.3.6 maddesine göre 9.350,12 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi işleminden davacının 15.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda "ihlal yapılan reçeteler" başlıklı kısımdaki reçete bedellerini (toplam 4.675,02 TL) iade etmesi gerekmekle fazlalık kısma dair işlemin iptaline, cezai şarta ilişkin protokolün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10 maddelerinden 5.3.10 maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek ve 6.17 maddesi değerlendirilmek suretiyle 94.006,10 TL cezai şart işleminin 84.656,06-TL'lik kısmının iptaline karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacının kuruma fatura ettiği dava konusu 14 adet reçete nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin...
Dosya kapsamı itibari ile; davacı vekili taraflar arasında 24/02/2015 tarihli protokolün düzenlendiğini, davalının protokol uyarınca borcunu ödememesi nedeni ile aleyhine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiş, davalı cevap dilekçesinde dava ve takibe konu protokolün borç doğuran bir protokol olmadığını, şarta bağlı olduğunu, borç ilişkisinin doğması için davacı tarafın bahsettiği imar çalışmaları ile ilgili çalışmalarının olması gerektiğini, davacı tarafın hiç bir imar çalışması ve masrafı olmadığını, taşınmazın halen tarla vasfında olduğunu, iradesi fesada uğratılarak protokolün imzalandığını, protokolün bir diğer şartının taşınmazın tamamının kamulaştırılması olduğunu, 81 dönüm taşınmazın sadece 26 dönümünün kamulaştırıldığını ve kendilerine 800.000,00- TL tazminat ödendiğini, savunarak davanın reddini talep etmiş mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar...
yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tebliğ yapıldığını, davalının işbu ihtarnameye karşı 12/08/2014 tarihinde cevap vererek yükümlülüklerini ve taahhütlerini inkâr yoluna girdiğini, davalının 10/03/2014 tarihli protokolün 5. maddesi gereği bahsi geçen ödemeler yapıldıktan sonra kalan 54.958,00.TL'yi, protokolün 8. maddesi gereği 60.600,00.TL'yi tüm ihtarnamelere rağmen davacıya ödemediğini, protokolün 9. maddesinin a bendi gereği ......
Davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında düzenlenen ---- uyarınca borçlu şirkete kullandırılan------- (borç yapılandırma protokolü) uyarınca düzenlenen protokolün 2....
Davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafla arasındaki protokolün 5.3.5 Maddesi kapsamında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğunun tespitine; 5.3.10 maddesine göre yapılan işlem ve uygulanan cezanın kısmen iptali ile bu yöndeki cezanın 11.372,10 TL olduğunun tespitine; taraflar arasındaki protokolün 5.3.14 maddesi gereğince uygulanan işlemin iptaline; 4.3.6. maddesine göre yapılan işlem ve uygulanan cezanın kısmen iptali ile bu yöndeki cezanın 1.697,60 TL olduğunun tespitine " şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece 15.283,00 TL borçlu bulundukları, kalan 39.962,89 TL' den borçlu olmadıkları kabul edilmesine karşın, masrafların yanlış hesaplandığını,kararın ortadan kaldırılarak davanın tam kabulünü talep etmiştir....
Dava, taraflar arasındaki 01.04.2016 tarihli protokolün bir dönem sonu beklenmeden 21.10.2016 tarihinde Medula sisteminin kapatılması nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın tazmini ve 2016 yılı protokolün devam ettiğinin tespitine karar verilmesi talebine ilişkindir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, ilgili mevzuat ve 667 ile 668 sayılı OHAL KHK'ları kapsamında, Kurum tarafından davacının Medula ekranının kapatılmasının haksız olup olmadığının tespitine ve ekran kapatma işleminin iptali gerekip gerekmediğine ilişkindir. Davalı kurumca 20.10.2016 tarihinde davacının Medula ekranının kapatıldığı ve davacı tarafından, bu kapatma işleminin sözleşmenin haksız feshi anlamına geldiği gerekçesiyle 15.11.2016 tarihinde açılan işbu dava da, kurumun ekran kapatma işleminin iptali istendiği anlaşılmaktadır. Zira kurumca davacının sözleşmesi T3 Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Temine İlişkin Protokolün 5.1....
Öyle ki, 2020 protokolünün 6.12. maddesinde yer alan “Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için bu Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez. ” hükmü gereğince bu protokolün dava konusu uyuşmazlığa uygulanması için davacının açık bir talebinin aranmaması, dava açmasının bu protokolün uygulanarak bir karar verilmesi için talep kabul edilmesi gerekmektedir....
Her ne kadar davacı vekili, müvekkil şirket yetkilisinin hile ve baskı altında kaldığını, protokolün geçerli bir delil olamayacağını, usulsüz olduğunu ileri sürmüşse de bu itirazlar soyut kalmış, temellendirilmemiştir. Protokolün 3. Maddesindeki düzenlemenin gereği olarak tarafların birbirinden yargılama gideri olmayacağı anlaşılmış; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu husus protokolün ikinci paragrafında “Bitkilerde Sağlık Mucizesi adlı eserin bütün gelirleri bu protokolün imzalanmasından sonra isimleri yazılı kişiler arasında paylaşılacaktır” şeklinde ve üçüncü paragrafında ise “bu paylaşım “Bitkilerde Sağlık Mucizesi” adlı eserin protokolün imzalanmasından sonraki bütün baskıları, internet ortamında “saracoglu.info.tr” adresinden sağlanacak gelirini de kapsayacaktır” şeklinde belirtilmiştir. Dava konusu protokolün sadece dördüncü paragrafında eserden kaynaklanan mali hakların devrine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Ancak 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 52’nci maddesi gereğince, mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır. Protokolün dördüncü paragrafında hangi mali hakların devredildiği belirtilmediğinde bu paragraf anılan Kanun maddesine aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi -K A R A R- Dosya içerisindeki belgeler ile ileri sürülüş itibariyle dava, Boşanma ve Yan Sonuçlarına İlişkin Protokolün iptali istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 2. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....