Bankası vasıtasıyla yapıldığını, o tarihten sonra başkaca bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları baki kalmak kaydıyla protokolden kaynaklı vekalet ücret alacağı için şimdilik 20.000,00 TL'nin protokol tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesini istemiştir. Davalılar, faks belgeyi kabul etmediklerini, bu belgedeki imzalarında kendilerine ait olmadığını, yapılan ödemenin de azilden önceki vekalet ücret alacağına ilişkin olduğunu, haklı nedenle davacıyı azlettiklerini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, azilden sonra davalılarla vekalet ücret alacağının ödenmesine yönelik mutabakata vardıklarını iddia ederek protokolden kaynaklı vekalet ücret alacağının tahsilini istemiş, yargılama aşamasında da açıkça azil hükümlerine dayanmadığını belirtmiştir....
Dolayısıyla yukarıda açıklanan protokolden de anlaşılacağı üzere davalı taraf asıl alacak yönünden borcu kabul etmiş olup davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
Davalı, davacı ... dava dışı vakıflarla imzalanan protokol gereği davacının bakanlık adına diğer vakıfların yapacağı çalışmaların gözetim denetim ve yönlendirilmesinden sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, ancak dava dışı Vakıfların protokolden imzalarını çekmeleri nedeniyle davacının da yerine getirebileceği bir edim kalmadığı, ören yeri gelirinin davacının vereceği hizmet karşılığında 49 yıllığına davacıya verilmesinin kararlaştırıldığını, hizmet yerine getirilmediğine göre davacının talepte bulunamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2006 Davacı, 24.3.1999 tarihli protokole göre alacak talebinde bulunmuştur. Anılan protokolün 1. maddesinde: “Merkezi ...’da bulunan ... Vakfı (TDV) ile Hollanda da kurulu ... Vakfı (NV) ... ili ... Dağı Tümülüs ve Anıtlarının Onarım ve Koruma çalışmalarını yapmayı taahhüt eder....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davalı ... hakkında açılan davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacılar vekili ile davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davacılar ile davalı ... ve dava dışı ... ve ... 'nin oluşturduğu adi ortaklık arasında imzalanan 27.02.2007 tarihli sözleşme ve 25.12.2007 tarihli protokolden kaynaklanmıştır. Anılan sözleşmeyi ve protokolü davalı şirketin de ortakları arasında bulunduğu adi ortaklık taşeron, davacılar ise yüklenici sıfatı ile imzalamışlardır. Sözleşme uyarınca "... ... Kesim 1, 250 km/saat işletme hızlı Demiryolu Altyapı (Kesim 1) işleri inşaatı etüt, proje revizyonu ve mühendislik işlerinin yapılması" taşeron adi ortaklık tarafından üstlenilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/670 Esas KARAR NO : 2022/413 DAVA : Alacak (Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/12/2020 KARAR TARİHİ : 16/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 24/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında 01.11.2017 tarihinde ... mah. ... ... ... Cad....
Davalı savunmasında 24.05.1999 tarihli protokolün borç yenilenmesi anlaşması olmadığını, davacının protokolden doğan edimini yerine getirmediği için ödemelerin durdurulduğunu, alacak ve borç miktarının bilirkişi vasıtası ile tespiti gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının benimsenen bilirkişi raporuna göre 314.773 USD asıl, 115.058 USD işlemiş faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 24.05.1999 tarihli “anlaşma” başlıklı metnin borcun yenilenmesi (BK. 114) anlamında olmadığı, daha önce görülerek karara bağlanan 2001/720 Esas sayılı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 01.07.2004 tarih, 11069-7851 sayılı onama kararı ile anlaşılmaktadır. Anılan mahkeme kararı ve Yargıtay ilamı uyarınca 24.05.1999 tarihli metindeki alacak miktarı esas alınamaz....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/518 Esas KARAR NO :2022/552 DAVA:Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) DAVA TARİHİ:28/07/2022 KARAR TARİHİ:29/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile diğer kredi borçlusu Müflis ... ELKT. İNŞ. TAAH. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ve ... İnş San Tic Ltd. Şti , ile karşı taraf Tasfiye Halindeki ......
nın yeni kiracılarla kira sözleşmesi yapmadığını, müvekkilinin iyi niyetle teminat olarak verilen çeki iade ettiğini, ancak davalıların müvekkilinin protokolden kaynaklanan alacağını ödemediğini,bunun üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın devre konu iş yerinin kiralanmasını sağlayamadığını, bu nedenle alınan çeki iade ettiğini, davacının iş yeri sahibi ...'dan 125.000.USD aldığını, müvekkilinden talepte bulunmasının haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, cevap ve toplanan delillere göre, taraflar arasında imzalanan protokolün ifasının mümkün olmadığı, zira iş yeri sahibi ...'nın iş yerinin başkasına kiralanmasına izin vermediği, ...'...
Dosya kapsamına göre, davanın nafaka yükümlülüğünden kaynaklanmadığı gibi davalı tarafla yapılan protokolden de kaynaklanmadığı, kaldı ki, davalının sözleşmenin tarafı da olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından kaynaklanan davalardan olmayan uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
. - 2019/842 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 27.04.2007 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi bulunduğunu, davalının bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle davalı hakkında yasal süreç başlatıldığını, daha sonra taraflar arasında 14.02.2011 tarihli protokol imzalanarak tarafların anlaştığını ancak davalının protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının hakkında başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini...