Mahkemece, davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden dolayı iflas idaresine kayıt-kabul başvurusunda bulunmadığı,taraflar arasında bonodan kaynaklanan tek hukuki ilişki bulunduğu, protokole göre bononun ödenen para ve çekler karşılığında verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde 08.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bonoya dayalı alacağa ilişkin olarak düzenlenen protokolden doğan alacağın tahsili amacıyla Ankara 4.İcra Müdürlüğünün 2005/6083 E. sayılı dosyasında yapılan kesinleşmiş takibe istinaden kayıt-kabul talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının iflas masasına gayrimenkul satış vaadinden dolayı kayıt başvurusunda bulunmadığı da belirtilerek davanın kısmen reddine karar verilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, BK 355. ve diğer maddelerinde düzenlenen esas sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının davaya konu olan protokolden kaynaklı zararının 22.08.2011 tarihli ek bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere 76.933,70 TL olduğu, uğranılan bu kazanç kaybının davalıdan tahsili gerektiği, davacının davasının bu miktar üzerinden kanıtladığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; işin laboratuvarlar arasında eşit dağılımının sağlanacağının “işin teslim edilmesi, yapılması ve teslim alınmasına ilişkin esaslar” başlıklı 3.madde de kararlaştırıldığı, ancak kurumun laboratuvarlara işin dağılımını gösterir bir kaydı tutmamış olduğu, dolayısıyla kusurlu bulunduğu hastahane yönetimi ve Değerlendirme Komisyonunun hekim şikayetlerini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit - alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
kaynaklanan edimini yerine getirmediğini, müvekkiline vergi dairesince yapılan tebligat üzerine vergi affından yararlanarak müvekkilinin şirkete ait vergi borçlarını ödediğini, bu miktarın davalıdan tahsili için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 05.09.2003 tarihli sözleşmeden kaynaklanan taahhüdün yerine getirilmediği iddiası ile açılan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir....
A.Ş arasında olduğu için kabul edilmemesinde bir isabetsizlik yok ise de, 07.06.2011 tarihli bozma kararında belirtilen protokolden sonra banka aracılığı ve makbuzlarla yapılan ödemelerin dikkate alınmaması doğru değildir. Nitekim, davacılar vekili bozmadan sonra verdiği ........2012 tarihli dilekçesinde protokolden sonra yapılan ödemelerle borcun sona erdiğini iddia etmiştir. Mahkemece bu iddia üzerinde durularak ....02.1996 tarihli protokolden sonra banka kanalı ve tediye makbuzları ile yapılan ödemeler nazara alınarak hüküm oluşturulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Dava, davacının kefili olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun tahsili için davalı tarafından başlatılan takipler nedeniyle 106.302,14 TL borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
in müştereken ve müteselsil kefil olduğunu, davacının davalının istasyonuna kurumsal kimlik giydirme ve otomasyon kurulumu için masraf yaptığını, davalı şirketin, bayilik sözleşmesi ve ayrılmaz parçası olan taahhütname ve 17.05.2012 tarihli protokol uyarınca, her yıl kendi içinde değerlendirilmek üzere motorin ve benzin satış taahhüdünde bulunduğunu ve eksik sattığı beher ton için ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden olmak üzere 150,00 USD karşılı Türk Lirası davacı şirketin uğradığı kâr kaybını ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalının edimlerini tam yerine getirmediğini, bu sebeple, ariyet sözleşmesinden doğan alacak ve sair hakları ile dava tarihinden sonra ileriye dönük bayilik sözleşmesinden, eki taahhütnameden ve protokolden kaynaklanan cezai şart başta olmak üzere sair fazlaya ilişki hakları saklı tutularak, bayilik sözleşmesi ve satış taahhüdüne istinaden şimdilik kâr mahrumiyetinden kaynaklanan zararın 10.000,00 TL’sinin davalılardan kefalet limitleri gözetilerek...
ise iş bu dava tarihi itibariyle evin değerinin 1 milyon ila 1,5 milyon TL arasında olduğunu, müvekkilinin aşkın zararı istediğini beyan ettiği, her ne kadar davacı tarafça munzam zarar istendiği beyan edilmiş ise de davanın hukuki nitelendirilmesinin hakime ait olduğu, dava dilekçesi incelendiğinde davacı tarafın Mahkemenin 2017/156 Esas sayılı dosyaya konu olan taşınmaz hakkında iş bu dava tarihinde evin değerinin yükseldiğinden bahisle aslında protokolden kaynaklı alacak davası açtığı kanaatine varıldığı, sonuç itibariyle iş bu dava protokolden kaynaklı alacak davası olup davacı vekilinin alacak talebinde bulunduğu taşınmaz hakkında Mahkemece yukarıda açıklandığı üzere karar verildiği ve kararın kesinleştiği, 2017/156 Esas 2017/1089 Karar sayılı 01.03.2019 kesinleşme tarihli söz konusu kararın, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği, kesin hüküm bulunmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 23/05/2019 NUMARASI : 2018/350 ESAS-2019/483 KARAR DAVA KONUSU : eser sözleşmesinden kaynaklanan KARAR : Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM; Davacı vekili tarafından verilen 03/11/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı yana faaliyet gösterdiği maden işi ile ilgili olarak bir takım hizmetler verdiğini, bir takım malzemeleri teslim ettiğini ancak davalı yan tarafından müvekkiline ödenmesi gereken ödemeler yapılmadığını, davalı yan tarafından müvekkiline ödemesi gereken birinci alacak çeşidinin hak edişler olduğunu, davalı şirket çalışanları tarafından şantiye şefi Zafer Yavuz satın alma müdürü Kenan Dirice Genel Müdür yardımcısı Murat Can, İşletme Genel...