Nitekim Gerekçe'de de belirtildiği gibi, pay sahibinin şirket dışı menfaat sağlaması, alınacak herhangi bir kararı önlemesi veya taktik bir üstünlük elde etmek amacına yönelik olması hallerinde paya bağlı hakların kullanılmasıyla ilgili bir bağlantı bulunmadığından istemin reddi gerekecektir. Aynı şekilde "zaten bilinen konularda" bilgi istenmesi halinde bağlantı koşulu bulunmadığının kabulü gerekecektir. Açıklığa kavuşturulması istenilen konu veya olayın, yönetim kurulunun verdiği bilgiler sonucunda aydınlığa kavuştuğu hallerde de özel denetim isteminin gerekliliğinden söz edilemez....
A.Ş nin 100 adet hamiline yazılı hisse senedi kupon fotokopileri ve her iki bilirkişi raporunda ki pay sahipliği sıfatı yönünden yapılan tespitler göz önünde bulundurularak; davacının elinde bulundurduğu hisse senedi kuponlarına göre ... A.Ş nde pay sahibi olduğu görülmektedir. Davalı vekili pay sahipliği sıfatı yönünden zaman aşımının gerçekleşmiş olduğu savunmasını getirmiş ise de pay sahipliği sıfatı zaman aşımı ile yitirilmesi mümkün olmadığından, zaman aşımı iddiasının yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Mahkememizce aldırılan her iki bilirkişi kurulu raporunda, davacının ......
Sicil oluştururken taşınmazın kim veya kimler adına hangi paylar oranında tescil edileceğinin kararın hüküm fıkrasında açıkça belirtilmesi, dağıtılan pay toplamının paydaya eşit olması gerekir. Mahkemece tefhim edilen kısa kararda 159 sayılı parselin ... ... mirasçılarının paylan belirlenirken tamamı 1944 pay esas alınarak bu pay mirasçılarına dağıtılırken mirasçı ... ...'e 54 pay, diğer mirasçılar ... ...,... ..., ... ...'a 27'şer pay iki kez verilerek toplam 2079 pay dağıtılmış, pay ve paydada eşitsizlik yaratılmıştır. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında da aynı şekilde mirasçı ... ..., ... ..., ... ..., ... ...'a iki kez aynı pay verilerek ayrıca tefhim edilen kısa kararda mirasçı ...'a 54/1944 pay verildiği halde gerekçeli kararda çelişkili olarak 216/1944 pay verilerek toplam pay 1944 pay kabul edildiği halde 2241 pay dağıtılmış, pay ve payda arasında eşitsizlik yaratılmıştır....
Yine hisse devir sözleşmesinde devir bedelinin tahsil edildiği de yazılıdır. Pay senetlerinin kanun gereği nama yazılı pay senedi mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır. Fakat taraflar arasında akdedilen hisse devir sözleşmesinin incelemesinde hisse devrinin pay defterine kaydedilmeyeceğinin de kararlaştırıldığı görülmektedir. Bilindiği üzere hisse devrinde pay defterine kayıt, kurucu bir şart olmayıp ortaklığa ve üçüncü kişilere karşı açıklayıcı niteliktedir. O halde davacının sözleşme yapmakla yükümlülüklerini yerine getirdiği, bunun ötesinde pay defterine yazılmama hususunun zaten taraflarca kararlaştırıldığı anlaşıldığından davalı tarafından davacıya karşı hisse devri sözleşmesinin yükümlülüğü olarak yerine getirilmesi gereken başka eksik bir edim kalmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının TBK 125. Maddesine göre sözleşmeden dönme hakkının bulunmadığı sabit görülmüştür....
Dava, birleşme sonucu devralınan Anonim Şirketteki pay devrinin yok hükmünde olduğundan bahisle paydaşlığın ve pay oranının tespiti ile pay defterine kaydedilmesi talebine ilişkindir.Davacı taraf, davalı ... A.Ş. ile birleşen ... A.Ş.'de %39 oranında pay sahibi olduğunu, yurtdışında olması ve çeşitli sağlık problemleri nedeniyle şirketle ilgilenemediğini ve diğer ortaklara güvendiğini, şirket paylarını hiç kimseye devretmediğini, bu konuda kimseye yetki vermediğini, usulsüz bir şekilde paylarının el değiştirdiğini, yapılan işlemin yoklukla malul olduğunu beyanla pay devri işleminin yoklukla malul olduğunun tespitine, devralınan şirkette %39 oranında pay sahibi olduğunun tespitine, birleşme neticesinde davalı ... A.Ş.'deki paydaşlığının ve pay oranının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... A.Ş., davacının, ... A.Ş.'...
AŞ. ortağı ...’in şirketteki 800.000 adet payını kendisine devrettiğini , bu devir işleminin davalı şirkete bildirildiğini ancak şirketin Yönetim Kurulu Kararı ile pay defterine işlenme talebini reddettiği, Yönetim Kurulunun muvafakati ile pay devrinin pay defterine tescil edileceği iddiasının yerinde olmadığı, TTK.nun 494. maddesine göre “ payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece devralan ve intifa hakkı sahibi pay defterine yazılamaz” düzenlemesi getirilmiş olup pay devrinin muvazaalı olup bu nedenle pay defterine yazılmasının söz konusu olamayacağı, ayrıca şirket hisse devrinin geçerliliği şirket onayına bağlı olup Yönetim Kurulu devre onay vermediği sürece pay devrinin hükümsüz olacağı,TTK.nun 492. maddesi hükmüne göre” Esas sözleşme , nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceğini öngörebilir.” düzenlemesini getirmiş olup şirket ana sözleşmesinin Hisselerin Devri başlıklı 7. maddesinde ise” “Hissedarlardan...
Davacı tarafından, her ne kadar şirket tek ortaklı olup, pay devrini yapan bu ortak olsa da, pay devri için şirkete yapılmış bir başvuru bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili davalıya sözlü olarak başvuru yapıldığı ileri sürülmüş ise de, davalı tarafın bu hususu kabul etmediği de gözetilerek, şirkete başvuru yapıldığı ispatlanamamıştır....
Hamiline yazılı pay senedinin devri, senedin teslimi ile hem şirkete hem de üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edeceğinden bu çerçevede, hamiline yazılı pay senedini elinde tutan, onun malikidir. Buradan hareketle, hamiline yazılı pay senedine dayalı olarak hissedarlığa dair iddia, ancak dayanak olan hamiline yazılı pay senetlerine malik sıfatıyla zilyet olunduğunun ispatıyla mümkündür....
Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş,../... çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir....
Ancak, hükmün 2. fıkrasında 1542 ada 8 parsel sayılı taşınmazda pay 55/447 olarak yazılması gerekirken yazım hatası ve maddi hata sonucu 47/55 yazılmış olması, ayrıca 1544 ada 2 parsel sayılı taşınmazda pay 31/600 yazılması gerekirken 6/31 yazılmış olması doğru değil ise de anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz eden davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 2. fıkrasındaki “1542 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 47/55 pay maliki” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine; “1542 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 55/447 pay maliki”, yine hükmün 2. fıkrasındaki “1544 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 6/31 pay maliki” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine; “ 1544 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 31/600 pay maliki” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle düzeltilmesine, 6100 sayılı H.M.K.'...