Hukuk Dairesi de bu konuda aynı görüştedir ki 15.01.2015 tarihli ..... esas sayılı kararında iki ortaklı bir limited şirkette ortaklardan birinin diğerinin payını noterde şekle uygun olarak devralıp, noter evrakıyla yetinerek genel kurul yapılmamasını, noter evrakını genel kurul kararı gibi kabul edip değerlendiren yerel mahkemenin kararını oy çokluğu ile onadığını, görüldüğü gibi pay devir işlemi, yasal düzenlemelere ve şirket sözleşmesine uygun olarak gerçekleştirildiğini, buna rağmen, şirketin müdürü davalı ..... pay devir işleminin tescili için bir türlü ticaret siciline başvurmadığını, sicile başvurmadığı gibi pay devir işlemini pay defterine de kaydetmediğini, müvekkilinin, pay devir işleminin tescili ve pay defterine kaydının yapılması için şirket müdürü davalı .....'...
Ancak bu hallerin hiçbirinde ne mülga TTK ne de 6102 sayılı TTK döneminde pay sahibinin ya da şirket alacaklısının kendi uğradığı doğrudan zarar ne de dolayısıyla zarar nedeniyle dava açabilmesi için genel kurulun toplanması ve dava açılması yönünde bir karar alınması öngörülmüş değildir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin son yıllarda vermiş olduğu emsal kararlara bakıldığında da, pay sahibinin yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açabilmesi için şirket genel kurulunun karar alması şartını koşmadığı; pay sahiplerinin bireysel olarak sorumluluk davası açma hakkını haiz olduklarının belirtildiği açıkça görülmektedir....
Gazetesinde ilgili sermaye artırımı uyarınca müvekkili şirketin davalı şirkette paydaş olarak gözükmekte olduğu; nitekim 27.03.2014 tarihinde yapılacak olan Olağan Genel Kurul Toplantısı için de 06.03.2014 tarihli davetiyenin de pay sahibi olarak müvekkili şirkete iletildiği; müvekkili şirketin pay sahipliği sonrası ... sayılı 07.03.2016 tarihli ... Gazetesinde yayınlanan 29.02.2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı Tutanağında davalı şirketin 29.01.2016 tarihinden itibaren tek pay sahipli ve tek pay sahibi diğer davalı ... olarak faaliyetine devam edeceğinin belirtildiği; herhangi bir gerekçe olmaksızın müvekkil şirketin pay sahipliğine son verildiği hususunun müvekkili şirket tarafından haricen öğrenildiği ve buna dair müvekkili şirket tarafından davalı şirkete Kartal .......
Ayrıca yetkili kurulların bir kararı olmadıkça da anonim şirketler, pay senetlerini nominal bedellerinin üzerinde halka arz edemezler. Sermaye artırımlarında, yeniden ihraç edilecek payların taliplilerine “primli” olarak tahsis edilmesi mümkündür. Bunun için de, prim miktarı hakkında genel kurul kararı olması ve nominal değeri aşan ödemelerin (prim) ...’nın 466/1. maddesinin uyarınca kanuni yedek akçeye eklenmesi gerekir. Anılan hükümlerin uygulanabilmesi için de ortada geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Anonim şirketlerde hisse sahibi olmanın iki yolu vardır, bunlar aslen veya devren pay sahibi olunmasıdır. Aslen pay sahibi olunması şirketin kuruluşunda yada sermaye artırımında sermayeden pay alma yolu ile pay sahibi olma, devren pay sahibi olma ise, bir anonim ortaklıkta pay sahibi olan bir kişiden sahibi olduğu hisselerin satın alınarak pay sahibi olunmasıdır....
Maddeye göre pay bedellerinin tamamı ödenmiş ve pay senede bağlanmamışsa çıplak payın devri alacağın temliki hükümlerine göre yazılı şekilde yapılmalıdır. Pay bedellerinin tamamı ödenmiş paylarda alacağın devri tasarruf işlemi olduğu için devir ile çıplak pay devralana geçmektedir. Çıplak payın devri ile kazanmada, aslen kazanmada olduğu gibi ticaret siciline tescil zorunluluğu yoktur. Pay defterine kayıt açıklayıcı nitelik taşımaktadır. Fakat pay devrinin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için pay defterine kaydı gerekir. Bedeli tamamen ödenmiş çıplak paylarda devir sözleşmesi ile bedeli hiç ödenmemiş veya kısmen ödenmiş çıplak paylarda şirketin onayı ile çıplak pay devren kazanılmaktadır. --- gerek çıplak payın devrinde gerekse nama veya hamiline yazılı senetlerin devrinde -------- tescile gerek yoktur.----- payın ve nama yazılı pay senedinin devrinde pay defterine kaydedildikten sonra pay sahibi paydan doğan haklarını şirkete karşı kullanma hakkına sahip olmaktadır....
A.Ş’de pay sahibi olduğunu, bu şirketin 100.000,00 TL kıymete sahip 100 hissesine karşılık hamiline yazılı hisse senetleriyle buna bağlı kuponları aldığını, şirketin müvekkilinin pay iktisap tarihinden sonra değişikliklere uğradığını, birleşme ve unvan değişikliği sonrasında davalı şirketin oluştuğunu, müvekkilinin davalı şirkette pay sahibi olduğunu ileri sürerek, maliki olduğu hamiline yazılı hisse senetlerinin dava tarihi itibariyle davalı şirkette ulaştığı değerin ve pay sahipliği hakkının tespitini, pay sahipliğinin pay defterine işlenmesini ve paylara isabet eden tüm mali hakların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 5.000,00 TL’sinin faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. II....
kısıtlılık kararından--- tek pay sahibi olduğu iddiasıyla genel kurul kararlarının iptalini talep ettiğini, bunun üzerine şirketin pay sahiplerinin amcaları ----kendileri adına saklanan "hamiline yazılı pay senetlerinin iadesi ve pay senetlerinin sahibi olduklarının tespiti" istemiyle çeşitli mahkemelerde davalar açtıklarının, bu davaların halen derdest olduğunu, davacı tarafın davalı şirketin tüm işlemlerinde bahsi geçen ----- ile ---- olduklarını kabul ettiklerini,----esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kurallarına uygun olduğunu, davacının şirketin ortaklık yapısına ve yasaya aykırı olarak pay sahibi bulunmayan kişilere ---- yer verildiği, müvekkilinin azınlık haklarını kullanmasının engellendiği ve hazır bulunanlar listesinde ---bulunmadığı iddiaları ile ---- iptalini talep ettiğini, müvekkili şirkete pay senetlerinin şirketin ----- ve diğer pay sahiplerinin amcası olan ----banka kasasında muhafaza edildiğini, hiçbir zaman pay sahiplerine teslim edilmediğini, dava dilekçesinde hamiline...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; "...davacı şirkete ait iş yerindeki fazladan katalog ve broşürlerin toplanarak kolilerin içine koyulmak suretiyle 2020 yılının sonbahar aylarında davacı şirkete ait başka bir yerde bulunan depoya gönderildiği, daha sonrasında 2021 yılının Şubat ayında deponun bulunduğu alanı yağışlar nedeniyle su bastığı, ıslanan evrakların tamamının o tarihte çöpe atıldığı, daha sonradan 2021 yılının Ağustos ayında pay defteri lazım olduğunda yapılan kontrollerde pay defterinin bulunamadığı ve pay defterinin de daha önce davacı şirkete ait depoya 2020 yılının sonbahar aylarında gönderilen ve 2021 yılının Şubat ayındaki yağışlar nedeniyle zarar gördüğünden çöpe atıldığı belirtilen ve sonradan 2021 yılının Ağustos ayında pay defteri lazım olduğunda yapılan kontrollerde pay defterinin bulunamadığı ve pay defterinin de daha önce davacı şirkete ait depoya 2020 yılının sonbahar...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; "...davacı şirkete ait iş yerindeki fazladan katalog ve broşürlerin toplanarak kolilerin içine koyulmak suretiyle 2020 yılının sonbahar aylarında davacı şirkete ait başka bir yerde bulunan depoya gönderildiği, daha sonrasında 2021 yılının Şubat ayında deponun bulunduğu alanı yağışlar nedeniyle su bastığı, ıslanan evrakların tamamının o tarihte çöpe atıldığı, daha sonradan 2021 yılının Ağustos ayında pay defteri lazım olduğunda yapılan kontrollerde pay defterinin bulunamadığı ve pay defterinin de daha önce davacı şirkete ait depoya 2020 yılının sonbahar aylarında gönderilen ve 2021 yılının Şubat ayındaki yağışlar nedeniyle zarar gördüğünden çöpe atıldığı belirtilen ve sonradan 2021 yılının Ağustos ayında pay defteri lazım olduğunda yapılan kontrollerde pay defterinin bulunamadığı ve pay defterinin de daha önce davacı şirkete ait depoya 2020 yılının sonbahar...
Mülga 6762 sayılı TTK'nin 418/1 madde ve fıkrasında, şirketin devir keyfiyetini ana sözleşmede düzenlenen sebeplerle pay defterine kayıttan imtina edebileceği düzenlenmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, sebep gösterilmeksizin dahi kayıttan imtina edilebileceği şartının ana sözleşmeye konulmasının mümkün olduğu hüküm altına alınmıştır. Anılan yasal düzenleme uyarınca, anonim şirketlerde pay devri olgusunun diğer pay sahiplerini beklenmedik veya istenmeyen durumlarla karşı karşıya bırakmasını önlemek amacıyla ana sözleşmeye, nama yazılı hisse senetlerinin devrini kısıtlayan veya tamamen yasaklayan hükümler konulabilir ki bu hükümler “bağlam” meydana getirirler ve bu tür senetlere de bağlı nama yazılı senet denir. Davacı tarafça hisse devralınan şirketin ana sözleşmesinin '' Hisse senetlerinin Nevi ve Devri '' başlıklı 7. maddesinde de bu türden bir bağlam kuralı öngörülmüş olup, şirket yönetim kuruluna hisse devrini sebep göstermeksizin reddetme yetkisi tanınmıştır....