Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, karşı davada, karşı davalıya ait 2016/12575 sayılı faydalı model belgesinin karar tarihinde tescilli olması nedeniyle mahkemece hükümsüzlük kararı verilmesi gerekirken yukarıda yazılı şekilde karar verildiği, ancak bu hususta karşı davacı tarafça istinaf isteminde bulunulmadığı, bu nedenle yapılan yanlışlık nedeniyle kararın kaldırılmadığı gerekçesi ile asıl davacı - karşı davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davacı karşı davalı vekili temyiz etmiştir....

    Davalılar vekili, hükümsüzlük nedeni olarak gösterilen iddiaların dayanaksız olduğunu, 551 sayılı KHK'nın 161'inci maddesine göre itiraz edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....

      Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; İstanbul 2.FSHHM'de açılmış 2010/38 E. sayılı davada hükümsüzlüğü istenen 2002/01564 - 1, 2, 3, 7, 9 ve 12, 2012/01565-2 sayılı tasarımları hükümsüzlüğüne karar verildiği ve bu hükümsüzlük kararının da Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 18.03.2015 tarihli onama ilamı ile onandığı ve kesinleştiği, hükümsüzlük davasındaki kararın sonuçlarının geçmişe etkili oluşu, böylece asıl davanın dayanağının kalmadığı, karşı davanın ise konusuz kalmış oluşu nedeniyle asıl davanın reddine, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Karar aleyhine, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstanbul BAM 16....

        Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/86 Esas sayılı dosyasından ikame edilen kullanmama sebebiyle hükümsüzlük davası ile söz konusu markaların iptaline karar verildiğini, dolayısıyla dava tarihinde var olan davacı menfaatinin ortadan kalkmış olduğunu, bir an için aksi kabul edilse dahi dava konusu emtia listelerinin tamamı bakımından karıştırılma tehlikesi bulunmadığını, müvekkilinin uzun yıllardır marka ve ticaret unvanı olarak kullandığı markasını tescil ettirme talebinde kötü niyetli kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; işaretler arasında yüksek düzeyde işitsel ve görsel benzerlik bulunduğu, dava konusu markalar arasında, 30. sınıftaki bir kısım emtialar açısından 556 s....

          Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; hükümsüzlüğü talep edilen ‘... ...’ ibareli 2012/38186 sayılı markanın ... adına 29.09.2014 tarihinde, ‘... ...’ ibareli 2013/08329 sayılı markanın ... adına 04.02.2015 tarihinde tescilli olduğu ve dava tarihinde de bu kişiler adına kayıtlı olduğu, davacının hükümsüzlük davasını davalı ...’a yöneltiği, hükümsüzlük davası yanlış hasma açıldığından husumet yokluğundan reddi gerektiği, haksız rekabet ve marka tecavüzü bakımından davalı ... adına 2012/38185 sayılı ‘... ...’ markasının tescilli olduğu, davalının tescilli ticaret unvanında da ‘...’ ibaresinin yer aldığı, markanın hükümsüz sayılıncaya kadar marka sahibinin kullanma hakkının olduğu gerekçesiyle hükümsüzlük davasının husumet yokluğu nedeniyle, haksız rekabet ve marka tecavüzü şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

            ın davaya konu vasiyetnamenin şartlarına uygun olmadığı, murisin vasiyet tarihinde temyiz kudretini haiz olmadığını iddia ederek açtığı vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava, mahkemece; 6100 sayılı HMK'nın 114/1-g ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddedilmiş, davalı temyize konu iş bu davada da murisin vasiyetnameyi düzenlerken medeni haklarını kullanma ve tasarruf ehliyetinden yoksun olduğu, murisin yapmış olduğu vasiyetname ile saklı payının ihlal edildiğini belirterek hükümsüzlük ve tenkis iddialarını, def'i yoluyla ileri sürmüştür. Bu durumda, mahkemece; davalı tarafından def'i yoluyla ileri sürülen hükümsüzlük iddiasının, bu iddia kabul görmediği takdirde ise tenkis iddiasının usulünce incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              yer aldığı, logonun ilk kez davacı şirketçe ticari anlamda tanıtıcı işaret yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile vakitsiz açılan marka hükümsüzlük davasının reddine, delil tespit raporunda görselleri bulunan üçgen ve ok karışımı bir görünüm arz eden logonun davalı tarafından inşaat ve bağlantılı hizmetler alanında kullanılmasının haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, önlenmesine, kararın ilanına karar verilmiştir....

                Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dava yönünden hükümsüzlüğü talep edilen 2009/04935 no'lu faydalı model belgesinin dava açıldıktan sonra, 25.06.2010 tarihinde geçersiz kılındığı ve halen ortada geçerli bir faydalı model belgesi bulunmadığından hükümsüzlük davasının konusuz kaldığı, tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile men'i yönünden ise, davanın açıldığı tarih itibariyle davalının faydalı model belgesinin geçerli olduğu, yaptığı üretim ve kullanımın bu faydalı model belgesi kapsamında kalıp, davacı faydalı model belgesine yönelik bir kullanım olmadığı, iptal edilmediği ve hükümsüz kılınmadığı sürece davalının tescilli hakkını kullanmış olması nedeniyle tecavüz ve haksız rekabet teşkil edecek bir eyleminin bulunmadığı, birleşen dava yönünden de, dava konusu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü gerektirecek sebeplerin ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl davada hükümsüzlük talebi...

                  iddiasında bulunmadığı ve bu husustaki iddiasını kanıtlamadığı, hükümsüzlük talebi yönünden; yargılama aşamasında davalı başvurusunun kötüniyetle yapıldığı ileri sürülmekle beraber bu iddianın kanıtlanmadığıgerekçesi ile davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile ......

                    Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nun bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davalının en yeni marka tescil tarihi 23.01.1987 olduğu, davacının 1983 yılında Türkiye'de marka başvurusu yapmış olduğu ve davalıya ait marka mesnet gösterilerek ... tarafından "ayakkabı" emtiası çıkarılmış olmasına rağmen davacının aradan 23 yıl geçtikten sonra hükümsüzlük davası açmasının MK'nun 2. maddesi ile bağdaşmadığı, 556 sayılı KHK'nin 42/1 (a) bendinde kötü niyetli tescile karşı hükümsüzlük davası hakkının MK'nun 2. maddesi uyarınca sınırlanacağı, davacının marka tescilinden itibaren 23 yıllık süre zarfında davalının da kendi markasına yatırımlar yapmasına sessiz kaldığı, davalı şirketin markası üzerinde emek sarf edip, masraf ve yatırımlar yaparak ticari çevrelerde tanıtmak suretiyle kendisine ait yeni bir değer oluşturduktan sonra söz konusu değerin yok edilmesi sonucuna yol açacak şekilde davacının kendi markasına tecavüz edildiğini ileri sürerek hükümsüzlük talep etmesinin Medeni Kanun'un 2. maddesi...

                      UYAP Entegrasyonu