Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 556 sayılı KHK'nın 14. ve 42. maddelerine dayalı hükümsüzlük davasında markanın hükümsüzlüğü istenen mal ve/veya hizmetlerde kullanıldığının ispat külfetinin davalı tarafta bulunmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- 556 sayılı KHK'nın 14. maddesi uyarınca, "markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir. Aynı KHK'nın 42/1-(C) bendine dayalı hükümsüzlük davasının da 43. maddesinde sayılan kişiler tarafından açılması, yeterli olup, tescilli marka sahibi olma zorunluluğu da bulunmamaktadır....

    Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/292 E 2013/439 K sayılı birleşen davada kullanmama nedeniyle hükümsüzlük kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda işbu davanın konusu kalıp kalmadığı hususu tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiş karşı davanın karşı davacı yararına bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karşı davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Hükümsüzlük davası, sadece sicilde kayıtlı bir marka hakkında açılabilir. Oysa dava tarihi itibariyle davalı adına sicilde kayıtlı bir marka bulunup bulunmadığı dosya kapsamı itibariyle belli olmayıp, mahkemece hükümsüzlüğü talep edilen markanın dava tarihinde davalı adına tescilli olup olmadığı araştırılarak, davacının hükümsüzlük talep etmekte hukuki yararının bulunup bulunmadığı ve erken açılmış bir dava olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2- Diğer yandan, mahkemece, davacının dava dilekçesinde sıraladığı ve yukarıda da açıklanan ve hükümsüzlük talebi dışında kalan diğer talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, kararın gerekçesinde davalının dava konusu ürünler üzerindeki ambalaj kullanımının ancak tecavüzün men'i davasına konu olabileceği belirtilmek suretiyle sanki böyle bir davası yokmuş gibi hüküm tesisi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir....

        Hükümsüzlük davası ise 28.10.2016'da açılmıştır. Davacı yan ise 175140 numaralı "MOS" markasını 02.09.1997 Tarihinde 42 nolu emtia sınıfında TPE nezdinde tescil ettirmiştir. Davacının 44 nolu emtia sınıfındaki "MOS", "MOSKİDS", "MOSPOİNT", "MOSVİP" markalarının davalının markasının tescilinden sonra tescil edildiği görülmektedir. Hükümsüzlük davasının tescilden itibaren 5 yıl içinde açılması gerekli ise de; kötüniyet halinde hükümsüzlük davası 5 yıllık süreye bağlı kalınmaksızın her zaman açılabilecek olup davacı yan MOS markasını tanınır hale getirdiğini ve tescilin kötüniyetli olduğu iddiasında bulunduğundan mevcut delillerin değerlendirilmesi gereklidir....

        D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, davalı ----- adına tescilli ------- hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davalının bu marka kullanımlarının davacı markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği, maddi manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin davadır. Mahkememizde aldırılan--------- üzerinde yapıları incelemeler yukarıda detaylı bir şekilde yazıldığı şeklinde rapor sunduğu görüldü....

          salt hükümsüzlük davasının varlığına rağmen marka başvurusu yapılması olgusunun, başvurunun kötü niyetli olduğunun kabulü için yeterli olmadığı, dosya kapsamına davalı Şirketin kötü niyetli sayılmasını gerektirecek başka bir delil de sunulmadığı anlaşıldığından, davacı tarafın açıklanan hususlara ilişkin iddiaları Dairemizce de yerinde bulunmamıştır....

            davasının sonuçlarından kurtulmak ve hükümsüzlük davasında alınacak kararı etkisiz hale getirmek amacı ile yapılmış bir başvuru olduğu, dolayısıyla başvurunun kötü niyetli olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez....

                Davacının tanınmışlık iddiasına dayalı hükümsüzlük iddiası yönünden yapılan değerlendirmede; tanınmış markanın farklı sınıflarda da korunması SMK m.6/f.5 çerçevesinde mümkün olabilmektedir. Fakat bu düzenlemeye dayanılarak bir başkasının bu arada olayda davalının markasının hükümsüzlüğünün talep edilebilmesi için, davacı markasının TÜRKPATENT nezdinde tescilli olması gerekmektedir. Davacı markaları hükümden düşmüş olup, üzerinden yıllar geçmiştir. Davacının ..... ibareli, Kurum nezdinde tescilli markası bulunmamaktadır. Bu sebeple davacının, davalı markasının hükümsüzlüğünde SMK m.6/f.5 ve SMK m.25/f.1'e dayanması mümkün değildir. Davacının bu hükümsüzlük sebebine dayalı talebi yerinde görülmemiştir. Davacının gerçek hak sahipliğine dayalı hükümsüzlük iddiası yönünden yapılan değerlendirmede; davacı, davalıya ait markanın SMK m.6/f.3 uyarınca hükümsüz kılınmasını talep etmektedir....

                  Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Her ne kadar Mahkemece hükümsüzlük talebi dikkate alınıp ayrıca tecavüzün gerçekleştiği yer ile hükümsüzlük talebine ilişkin yetkili Mahkemenin ortak olduğu gerekçeleriyle yetkisizliğe karar verilmiş ise de; açılan davada marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat da talep edildiğini, SMK'nun 156/3.maddesi uyarınca davacı ikametgahının da somut davada yetkili olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu