Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bulunmadığı, karşı davada hükümsüzlük kararı verilmiş olması ve hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olması dikkate alındığında, asıl davanın reddine yönelik kararda da bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür....

    hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. (2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. (3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır....

      Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde açılan davada, 30.11.2015 tarih, 2014/252 esas, 2015/191 karar sayılı kararla davalı şirkete ait 2012/14516 sayılı “BİRA UZMANI” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, bu karar Dairemizin 20.09.2017 tarih, 2016/1831 esas, 2017/4549 karar sayılı kararı ile onandığı, işbu hükümsüzlük davası ile tarafları, dava sebepleri ve konusu aynı olan ve Bakırköy 1. Fikri ve Sınai haklar Hukuk Mahkemesinde görülen dava bulunduğundan, hükümsüzlük istemine ilişkin davanın derdestlik dava şartı nedeniyle HMK'nın 114/1-ı ve 115/2. maddeleri uyarınca reddi gerekeceğinden davanın YİDK kararının iptaline ilişkin davanın kabulü ile Türk Patent YİDK'nın 2014-M-15399 sayılı kararının davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı şirket adına tescilli 2012/14516 sayılı "BİRA UZMANI" ibareli markanın hükümsüzlüğü istemli davanın HMK'nın 114/1-ı ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir....

        Aksi durum, yani markanın kötüniyetle tescil edilmesi uygulamada bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul edilmiştir. Davalı, tarafı olduğu distribütörlük sözleşmesinin konusu “KS-Analysis” ibareli markayı ve aynı zamanda sözleşmenin diğer tarafının unvanı olan işareti hak sahibinin izni ve onayı olmadan marka olarak kendi adına tescil ettirdiğinden ve bu tescilde, hak sahibinin Türkiye de tescil yaptırmasına ve başkaları ile tistribütörlük sözleşmesi yapmasına engel olmak ve dolayısıyla aynı ürünün başkaları tarafından pazarlanmasının önüne geçmek gibi amaçlar bulunduğundan, davalının marka tescili kötüniyetlidir. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını ise hukuk düzeni korumaz (TMK m. 2, f.2). O nedenle mülga 556 sayılı KHK da hüküm bulunmamasına rağmen uygulamada kötü niyet hem marka için tescil engeli hem de hükümsüzlük sebebi kabul edilmiştir (HGK’nın 17.07.2008 gün ve 11-501/507 sayılı Kararı)....

          Bu itibarla, olayda, davacının gerçek hak sahipliğine dayalı hükümsüzlük iddiasının şartlarının da gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Davacının kötü niyetli tescile dayalı hükümsüzlük iddiasına gelince, bilindiği üzere kötü niyet başlı başına bir hükümsüzlük nedenidir (SMK m.6/f.9; SMK m.25/f.1). Kötü niyet söz konusu olduğunda, hükümsüzlüğü talep edilen marka hangi sınıfta (emtia ve hizmetlerde) tescilli olduğuna bakılmaksızın bir başka ifadeyle tescilli olduğu bütün sınıflar (emtia ve/veya hizmetler) yönünden -tamamen- hükümsüz kılınabilmektedir. Çünkü kötü niyet bölünemez. Davacının dayandığı alan adının (www....com) 30.09.2009 tarihinde tahsis edildiği, internet sitesinde "..." ibaresinin özgün görseli ile birlikte 30. sınıf kapsamında marka kullanımlarının mevcut olduğu, https://www...com/... adresli .... sayfasında ilki 1 Haziran 2016 tarihli paylaşımı olmak üzere markasal kullanıma rastlandığı, https://....com/.......

            Dosya, davalı ...a ait ... , 4, 6; ... ve ... tescil numaralı tasarımların hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişilerin 29/07/2022 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; "Hükümsüzlüğü talep edilen ..., 4, 6; .... ve .... tasarımların başvuru tarihleri itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu ve hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı" hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir....

              DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin---- ---- yenilik unsuru taşıdığını ve usulün uygun olarak ---- geçerek tescil edildiğini, bir bütün olarak incelendiğinde müvekkiline ait tasarımın emsal olarak sunulan ------ farklı olduğunu, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait ----numaralı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliğini taşımadığı gerekçesiyle açılan hükümsüzlük davasıdır....

                Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, hükümsüzlük talebinin ve dava konusu markaların kullanımının tecavüz teşkil etmediği yönünde muarazanın giderilmesi talebinin reddine dair verilen kararın davacılar vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce gerekçe ilave edilmek suretiyle onanmıştır. Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 20,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  'nın davacıya ait 2005/49919 sayılı markanın hükümsüzlüğü için açtığı davada davanın kabulü ile markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, hükümsüzlük kararının kesinleştiği, kesinleşen bu hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olduğu ve bu suretle davanın dayanağı kalmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, markaya tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, reddedilen tazminat talepleri yönünden davalılar yararına tek 1.800,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa davacı taraf hem maddi hem de manevi tazminat olarak toplam 100.000 TL talep etmiştir. Bu durumda istenilen tutarın ne kadarının maddi ne kadarının manevi tazminat olarak talep edildiğinin açıklattırılarak AAÜT uyarınca maddi ve manevi tazminat için ayrı ayrı vekalet ücretine karar vermek gerekirken davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

                    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 16/03 grupta yer alan “plastik poşetler ve çöp torbaları” yönünden TPE YİDK’ın 22/05/2008 tarih, 2008-M-2634 sayılı kararının iptaline, hükümsüzlük talebi ile ilgili olarak davalı adına tescilli 2005/01742 kod no'lu “NETPAK” markasının 16/03 grupta yer alan “plastik poşetler ve çöp torbaları” yönünden de 556 sayılı KHK 8/5 ve 42/1-b maddesi gereğince hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 16/03 grupta yer alan diğer ürünler yönünden YİDK iptal ve hükümsüzlük kararı onandığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davalı TPE vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı TPE vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu