Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, "..." markası davalı yanın web sayfasında tescilinden farklı şekilde kullanılmakta ise de, hükümsüzlük davası yönünden bu kullanım şeklinin değil markanın tescilli halinin esas alınması gerektiği, markanın tescilinden farklı şekilde kullanıldığı ve davacı markasına tecavüz oluşturduğu iddiasının ayrı bir marka hakkına tecavüz davasında incelenebileceği, davacı ve davalı markalarında ortak sınıflar 18. ve .... sınıf olup, aynı mallarda (tekstil ürünleri) kullanılmakta ise de, davacıya ait markalar ile davalıya ait marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerliğin bulunmadığı, bir bütün olarak incelendiğinde ve diğer faktörlerde birlikte değerlendirildiğinde birbirlerine benzemedikleri, ortalama tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

    Davalı vekili, hükümsüzlük talebine mesnet gösterilen ürünlerin müvekkili tasarımından farklı olduklarını, seçenek özgürlüğü çok daralmakla birlikte bu özgürlüğün bulunduğu noktalarda müvekkilinin tasarımını farklılaştırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.Feri müdahil Arpol Ambalaj Isı Yalıtım ve Petr. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, dava konusu tasarım üzerinde kendilerinin sınai hakka sahip olduğunu, bu doğrultuda... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını belirtmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hükümsüzlük istemine konu ürünün, aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin başvuru tarihinden önce kamuya açıklandığının belirlendiği, ürünün, tasarım belgesi ile korunabilecek nitelikte, tasarımcıya seçenek özgürlüğü bırakan nitelikte olduğu, tasarımın öncekilere göre ayırt edicilik göstermediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kullanmama nedenine dayalı hükümsüzlük davası olduğu, dava tarihinden 5 yıl önceye dayalı dönemde markanın ciddi biçimde kullanılmış olması halinde artık bu süreden önceki kullanmama hallerinin hükümsüzlük nedeni olmayacağı, 2007 ile 2010 yılları arasında "... ..." markalı ürünlerin satışının gerçekleştiğinin dosyaya sunulan fatura ve kataloglardan anlaşıldığı, markanın esaslı unsurunu aynen korumak sureti ile ürünlerin üzerinde bazen "... ..." bazense "... ..." şeklindeki kullanımın, marka hukukuna özgün kullanım olarak kabul edileceği, davalının hükümsüzlüğü istenilen markasını tescilli olduğu ürünler üzerinde ciddi bir biçimde kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        .+ Şekil markasına istinaden yaptığı itirazın kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın ise ... tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa başvuru ile redde mesnet markanın benzer olmayıp, karıştırma ihtimali bulunmadığını, müvekkilinin uzun süredir ... şeklinde kullanımla ibare üzerinde öncelik hakkı elde ettiğini, davalının başvuruya itirazının kötüniyetli olduğunu, kaldı ki redde mesnet marka hakkında hükümsüzlük davası açıldığını ileri sürerek, müvekkilinin marka başvurusunun reddine ilişkin ... ...'in 2011-M-1126 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı vekili, markaların ve emtia sınıflarının benzer olduğunu, iltibas bulunduğunu, ibare üzerinde öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının mirasçıları tarafından açılan hükümsüzlük davasında ...Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/31 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davalı ... adına tescilli 2008/04977 nolu tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine dair hüküm kurulduğu, kararın onanarak kesinleştiği, hükümsüzlük kararının geçmişe şamil olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

            Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2010/9 sayılı dosyasında davacı tarafından aynı tasarıma yönelik hükümsüzlük davası açıldığını, davanın reddedildiğini ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, bu nedenle HMK'nın 114. maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dosya kapsamına göre, mahkemenin 2010/9 esas sayılı dosyası ile işbu davanın dava konusu ve taraflarının aynı olduğu, mahkemece hükümsüzlük talebinin tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterine sahip olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın Dairemiz denetiminden geçerek kesinleştiği, anılan kararın işbu dava için kesin hüküm teşkil ettiği, HMK'nın 114/i maddesi gereği aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasının dava şartı olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 04.12.2013 günlü ilamıyla onanmıştır....

              Davalı vekili; dava konusu edilen markanın İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2010/162 Esas 2011/134 Karar sayılı ilamıyla hükümsüzlüğüne karar verildiğini, kararın kesinleşmesi nedeniyle ortada hükümsüzlük davasına konu bir markanın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2010/162 Esas 2011/134 Karar sayılı ilamıyla dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği, davacının hükümsüzlük kararının sicile işlenilmemesi nedeniyle sicil kayıtları uyarınca bu davayı açtığı, bu nedenle yargılama giderlerinden davalının sorumlu olacağı gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

                Davalı vekili, davacının hukuki menfaatinin bulunmadığını, hükümsüzlük davasını zarar gören kişilerin açabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iptali istenilen marka ibaresinin davacının tanınmış markasının emtia grubu ile doğrudan bağlantılı olmadığı, davacının kullanılmama sebebiyle hükümsüzlüğünü talep ettiği marka dolayısıyla davalı marka sahibinin davacıya herhangi bir surette zarar verdiğine dair somut iddiada bulunmadığı gibi somut belge de sunmadığı, 556 sayılı KHK'nın 43. maddesine göre hükümsüzlük davasını zarar görenin açacak olması ve davacı yanın da zarar gören konumunda bulunmaması sebebiyle davayı açmakta doğrudan hukuki yararının bulunmadığı, davacının dava açma sıfatını taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizin 11.11.2013 günlü ilamında açıklanan nedenlerle bozulmuştur. Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

                  Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda; davanın 24. sınıf yönünden ... iptal talebinin ve hükümsüzlük talebinin kabulü ile, ...'nın 12.10.2009 tarihi 2009-M-946 sayılı kararının 24. sınıf ürünler yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2007/... kod nolu markanın 24. sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer sınıflarla ilgili verilen kısmen ... kararı ve kısmi hükümsüzlük kararı onandığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

                    Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, dava konusu ... nolu markaya yönelik tanınmışlık ve iltibas tehlikesine dayalı hükümsüzlük talebi bakımından dava tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise de, davacı tarafça başvurunun aynı zamanda kötüniyetle yapıldığını ileri sürülmesine, dosya kapsamı ve mevcut deliller itibariyle dava konusu markaların tescil başvurusunun yapıldığı tarihlerde davacı markasının tanınmış marka olduğunun anlaşılmasına ve davalının tanınmış markaya iltibas oluşturacak şekilde benzerini tescil ettirme eyleminin kötüniyetli olduğunun kabulünün gerekmesine göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu