Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu senedin müvekkilinden hile ile alındığını, davalı tarafa borç ya da mal karşılığı verdiği bir bononun olmadığını, taraflar arasında anlaşılan ipotek tesisi sonrası davalının sahibi olduğu şirket adına, davacının akrabasının hesabına altın alınması açıklamasıyla 70.000,00 TL tutarında para aktardığını, bu senedin hile alındığına dair bu hususun Mahkemece değerlendirilmediğini, davalının bedel kaydını talil ettiği savcılık beyanlarındaki çelişkili ifadelerine rağmen davalı tarafın ticari defterlerinin yazılı delil olduğu da gözetilerek incelenmesi gerekirken bu taleplerinin karşılanmadığını, davalını savcılık aşamasında verdiği ifadelerle davacının akrabasına gönderilen dekont birlikte dikkate alındığında davacı müvekkilinin davalıya altın sattığı ve aynı ün yine davalıdan 130.000,00 TL tutarında altın anlamına geldiğini, bu durumun ise hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığını ve senedin davacıdan hile alındığını gösterdiğini...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Sahte fatura düzenleme HÜKÜM : Beraat Sanık hakkında 2012-2013 takvim yıllarında sahte belge düzenleme suçlarından açılan kamu davasında; dosya kapsamından 2012 yılında fatura düzenlediği, mal ve hizmet alım satımı yaptığı firma beyanında bulunmadığı ancak yapılan karşıt incelemelerde mal satımı yaptığının belirlenmesi, 2013 yılında gider pusulalarının tamamının altın alımlarına ilişkin olduğu ve vergi incelemesi sırasında dinlenen tanıkların sanığın iş yerinden altın almadıklarını para ihtiyaçları nedeniyle kredi kartıyla işlem yaptıklarını bildirmeleri nedenleriyle sanığın alım satımlarının gerçek olmadığı, kredi kartlı işlemlerinin gerçekte para satışı olduğu, altın alışı ve satışı olarak düzenlenen belgelerin sahte olduğunun vergi suçu raporu, bilirkişi raporu, vergi tekniği raporu ile sübuta erdiği anlaşılmakla, sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri...

      Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....

      Bu nedenle davacının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunun, istinaf kanun yoluna başvurma talebinin kesin karara ilişkin olması nedeniyle HMK'nın 341/2. ve 352. maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde ise; dosya kapsamında toplanan deliller, davacı tanığı Sadiye Yaldız ile davalı tanığı Hamit Yalçınkaya'nın beyanları ve flash bellek incelenerek düzenlenmiş denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının istinaf incelemesi sırasında kadının tefrik edilen ziynet ve çeyiz eşya alacağı talebine ilişkindir. Dairemizin 2022/1884 Esas sırasına kaydedilen ve taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının istinaf incelemesi sırasında kadının ziynet ve eşya alacağı talebi tefrik edilip Dairemizin yukarıdaki esas sırasına (2023/522) kaydedilmiştir. Davacı kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası boşanma davasının fer'isi olmadığından bağımsız olarak nispi karar harcına tabi olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince ziynet ve çeyiz eşya alacağı davası yönünden harcın tamamlattırılmaması (adli yardımlı ise gerekçeli kararda ziynet ve çeyiz eşyası davası yönünden nispi karar harcın haksız çıkan taraftan tahsil edilmesi gerekirdi) hatalı olmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA Taraflar arasında görülen davadaAsliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 20/11/2015 gün ve 2014/234 - 2015/616 sayılı kararı onayan Daire'nin 03/10/2017 gün ve 2016/6509 - 2017/4961 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkillerinin murisinin 2001 yılındaZiraat Bankası Şubesinden kasa kiraladığını, 10 adet gramise (tümlük) altın, 3 adet gramise (tümlük) altın, 1 adet kenarı çerçeveli gramise (tümlük) altın, 2 adet yarımlık altın, etrafında 8 adet çeyrek altın bulunan altın zincir, bir adet çeyreğin büyüğü altın başka bir zincir etrafında 7 adet yaprak şeklinde altın, 1 adet Cumhuriyet Ata...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kısmen kabul edilen ziynet alacağı, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ve manevi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın, ziynet davasıyla 166 adet küçük altın, 7 adet 22 ayar 12 gramlık kalın bilezik, 1 metrelik 14 ayar zincir, bir adet altın çerçeveli cumhuriyet altını, altın kol saait, bir alyans, bir çift altın küpe, 14 ayar gerdanlık, küçük altınlardan oluşan bir bilezik ve 7500 TL düğünde takılan paranınn aynen iadesini, mümkün olmaması halinde değeri olan bedelin nakden...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken davacıya düğünde 10 adet üçlü başak burma bilezik, 2 adet kilitli burma bilezik, 1 adet CNC bilezik, 1 adet 14 ayar su yolu takımı, 1 adet cumhuriyet altını, 1 adet gram altın ve 8 adet çeyrek altının takıldığı, her ne kadar davacı 26/01/2020 tarihli dilekçesinde 17 adet gram altın talep etmiş ve ıslaha da bunu dahil etmiş ise de, dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacak kaleminin sonradan ıslah dilekçesi ile dahi talep edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacının talebi olan gram altın yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmayacağı, davacının sadece kendi üzerine takılan ziynetler ve para yönünden talep hakkı olduğu, talep edilen 5.500,00 TL paranında düğünde davalının üzerine takıldığının davacı tanığı Emine Akbabaöz'ün beyanı ile sabit olduğu, bu nedenle davacının 5.500,00 TL para yönünden de talep hakkının olmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının davasını ispatlayamadığından bahisle...

          "İçtihat Metni"....... ... ile ... aralarındaki para, altın ve eşya alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair......... verilen 13.12.2012 gün ve 397/1702 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet kuralının da gözetilmesi gerektiğine göre taraf vekillerinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

            322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “100 gün”, “50 gün”, “41 gün” ve “820 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “2 gün”, “1 gün” ve “20 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu