Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ortak olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı, davalı ...'den 200.000,00 TL değerinde hisse satın aldığını, fakat davalılar tarafından satın alma işleminin yok sayıldığını belirterek, şirkette % 50 hissedar olduğunun tespitini talep etmiş olup, dava değeri de 200.000,00 TL olarak gösterilmiştir. Mahkemece dava esastan reddedildiğine göre, dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmetmek gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmişse de, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararı hüküm fıkrası 5. bendinin çıkartılarak yerine, "kendisini vekille temsil ettiren davalılar...A.Ş. ve ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus (Suriye Uyruklu Şahsın Babasından Dolayı Türk :Vatandaşı Olduğunun Tespiti İstemli) Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair 8....

      Büyükşehir Belediyesince onaylı mimari tatbikat projesine göre sitenin ortak alanı olup, bu yerin A Blok'a tahsis edilmiş olduğunun tespitine” şeklinde mülkiyet sonucu doğuracak şekilde aidiyet tespiti kararı verilmesi doğru görülmemiş ise de bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının “... ait F Blok kapalı garajda ki 27 adet otopark yerinin ... Büyükşehir Belediyesince onaylı mimari tatbikat projesine göre sitenin ortak alanı olup, bu yerin A Blok'a tahsis edilmiş olduğunun tespitine” şeklindeki 2 numaralı hüküm fıkrası çıkartılarak yerine “2- ... ait F Blok kapalı garajda ki 27 adet otopark yerinin ... Büyükşehir Belediyesince onaylı mimari tatbikat projesine göre sitenin ortak alanı olup, 01.11.2006 tarihli ......

        Mahkemece, dosya kapsamına göre, geçerli bir genel kurul kararına dayanarak ortak olanların genel kurul kararının mahkemece davacının da taraf olmadan yargılama sonucunda iptal edilmesi halinde, genel kurul kararına dayanarak ortak olanların kazanılmış haklarının etkilenmeyeceği, kooperatife ortak olduktan sonra ancak yasal nedenlerle ortaklık ilişkisine son verilebileceği, genel kurul kararının iptal edilmesinin ortak olanların maddi hukuku etkilemeyeceği, kooperatifin yapılacak daire sayısından fazla kişiyi ortak kaydetmesi halinde bunun ortaklık ilişkisinin geçersiz sayılmasının nedeni olmayacağı gerekçeleriyle davanın kabulü ile davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

          ve bu toplantılarda alınan yönetim kurulu ve denetçi seçimine ilişkin kararların yok hükmünde bulunduğunu, dolayısıyla şirketin organsız kaldığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkette 10 TL nominal değerde 2.500 payı olduğunun tespiti ile hükmün pay defterine yazılmasını, 04.05.2009 ve 03.05.2010 tarihli toplantıların yok hükmünde olduğunun saptanmasını, organ seçimlerinin de geçersiz olmasından dolayı şirkete yönetim kayyımı tayinini talep ve dava etmiştir....

            Yönetimi adı altında bir yönetimin olmadığı hususunun tespiti ile müvekkil apartman hakkında işlem yapma yetkisinin sadece müvekkil apartman yönetimine ait olduğunun tespiti ve davacı ...Apartmanında bulunan ortak alanların kullanım hak ve yetkisinin davacıya ait olduğunun tespiti davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında kapatılan (20. Hukuk) Daireden çıkan kararı kapsayan 24/02/2021 gün ve......

              Birleşen davada davacı vekili, davalının kooperatifteki üyelik haklarını hisse devir sözleşmesiyle devraldığını, devir sözleşmesi sırasında davacının üye olduğunu ileri sürerek, devir tarihi itibariyle davalının üye olduğunun tespitine, davalı ile müvekkili arasında yapılmış devir sözleşmesine göre devrin anasözleşmeye ve yasaya uygun olduğunun tespitine ve müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalı kooperatifin üyesi olan davalı ...'ın hissesini 27.10.2000 tarihinde noterde düzenlenen hisse senedi devir sözleşmesi ile davacıya devrettiği, davacının ilk devralan olduğu, söz konusu ortaklığı devreden ortak ...'...

                nin kooperatif aleyhine çıkma payının tahsili için yaptığı icra dosyasının da getirtilip, aslının veya onaylı suretinin dosya içerisine konularak, gerektiğinde icra dosyası içinde davalı kooperatif vekili tarafından verildiği belirtilen dilekçe içeriğinde adı geçen davalı kooperatif yetkilisinin de isticvap edilmesi, davacının ortak olduğunun tespiti halinde bu ortaklığın sabit ödemeli mi yoksa normal statüde ortakolduğunun belirlenmesi, zımni üyeliğin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken, anılan hususlar ve ilkeler üzerinde durulmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketteki paylarının tespiti yönünde istemde bulunmuş ise de, dava dilekçesinden davacılar tarafından bu payın bilindiği, davalının cevabında bunun teyit edildiği ve davacıların paylarının şirket kayıtlarında da tescilli bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde bu istem yönünden davacıların hukuki yararları bulunmamasına rağmen mahkemece tespit yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davacıların davalı şirkete ortak olduğunun tespiti istemi ile açtıkları davada davalı şirket dışındaki davalılara da husumet yöneltilemeyeceği ile davacılar vekilinin bazı davalılar yönünden davadan feragat etmiş olduğu hususları gözardı edilerek davada bu isteme yönelik talebin bu nedenle dahi diğer davalılar yönünden kabulü doğru bulunmamıştır....

                    Dava ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyada ki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; anataşınmazın 1999 tarihli depremde zarar görmesinden sonra davacı tarafça ortak alanlara bir takım tadilat yapılmak sureti ile ödenen paranın diğer kat maliklerinden tahsilinin istenildiği anlaşılmakla; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesine göre, kat malikleri, anagayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar. Ancak dış cephe ve diğer ortak alanlarda yapılan tadilatların kat malikleri kurulu kararına dayandığı görülmektedir. O halde mahkemece yapılan tadilatın anataşınmazın ortak yerlerinde mi yapıldığı yoksa davacıya ait bağımsız bölümleri mi kapsadığı ayrı ayrı açıklanmalıdır. Binanın statik açıdan korunması için zorunlu olan tadilatlar mı olduğu yoksa sadece faydalı onarım mı olduğunun da tespiti gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu