Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Olayda; 28.05.2007 tarihinde hisse devri suretiyle ortak kaydedilen davacının, kooperatifin olması gereken ortak sayısının, mevcut olan ortak sayısının ve genel kurulda belirlenen sayının üzerinde ortağı bulunup bulunmadığını bilmesi gerekmeyeceği gibi böyle bir durumu araştırma imkanının da bulunmadığı, davacının genel kurullara ortak sıfatıyla çağrıldığı, bir kısım genel kurullara katıldığı ve bir kısım aidat ödemesi de yaptığı dikkate alındığında, 6 ayrı hisseden dolayı davacının davalı kooperatifçe ortaklığının zımnen benimsenmiş olması karşısında, mahkemece davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla; Dairemizin 05.04.2017 tarihli ve 2015/6765 Esas, 2017/1041 Karar sayılı onama ilamının kaldırılması gerekmiştir....
Mahkemece, davacı tarafça dava açmakta güdülen amacın davalıların mahkemece gizli ortak olduğunun tespit edilmesi halinde davaya konu şirketlerin mevcut bulunan vergi borçları nedeni ile gizli ortak olduğu ileri sürülen şahıslara (davalılara) vergi borcu sebebi ile başvuru yapabilmek olduğu, idari bir işlemin yapılmasında dikkate alınacak bir vakanın tespiti için Hukuk Mahkemesinde açılan tespit davasının dinlenemeyeceği, bu şekilde açılmış bir davanın İdare Mahkemesi'nde görülecek dava için ancak delil tespiti mahiyetinde olduğu, yine İdare tarafından söz konusu tüzel kişilik perdesinin aralanmasını İdare Mahkemesi'nde açılacak bir dava ile mümkün olduğu, dolayısı ile İdare Mahkemesinde görülecek bir davada Hukuk Mahkemesinden alınacak bir tespit davasının geçerli olmayacağı, bu bakımdan yargı yolunun caiz olmadığı gerekçei ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
ortak olmadığının tespiti halinde, alacağının ödeme tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ... vekili, müvekkilinin kooperatif ortaklığından istifa suretiyle ayrıldığını, ortaklığın tespiti davasının pay sahibi ve payda hak iddia eden ortak aleyhine karşı açılması gerektiğinden müvekkilinin davada taraf sıfatı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kendisine kurada isabet eden 2 no.lu daireyi dava dışı...'ya verdiği, bu devirden önceki tarihli yönetim kurulu toplantısında davalı ...'...
Dava, ortak olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı, davalı ...'den 200.000,00 TL değerinde hisse satın aldığını, fakat davalılar tarafından satın alma işleminin yok sayıldığını belirterek, şirkette % 50 hissedar olduğunun tespitini talep etmiş olup, dava değeri de 200.000,00 TL olarak gösterilmiştir. Mahkemece dava esastan reddedildiğine göre, dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmetmek gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmişse de, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararı hüküm fıkrası 5. bendinin çıkartılarak yerine, "kendisini vekille temsil ettiren davalılar...A.Ş. ve ...'...
Büyükşehir Belediyesince onaylı mimari tatbikat projesine göre sitenin ortak alanı olup, bu yerin A Blok'a tahsis edilmiş olduğunun tespitine” şeklinde mülkiyet sonucu doğuracak şekilde aidiyet tespiti kararı verilmesi doğru görülmemiş ise de bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının “... ait F Blok kapalı garajda ki 27 adet otopark yerinin ... Büyükşehir Belediyesince onaylı mimari tatbikat projesine göre sitenin ortak alanı olup, bu yerin A Blok'a tahsis edilmiş olduğunun tespitine” şeklindeki 2 numaralı hüküm fıkrası çıkartılarak yerine “2- ... ait F Blok kapalı garajda ki 27 adet otopark yerinin ... Büyükşehir Belediyesince onaylı mimari tatbikat projesine göre sitenin ortak alanı olup, 01.11.2006 tarihli ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus (Suriye Uyruklu Şahsın Babasından Dolayı Türk :Vatandaşı Olduğunun Tespiti İstemli) Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair 8....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2024/324 Esas KARAR NO: 2024/324 DAVA: Tespit DAVA TARİHİ: 24/05/2021 KARAR TARİHİ: 09/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; davalı şirkette % 90 oranında pay sahibi olan --------- 07.09.2016 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılık belgesine göre müvekkilinin 1/2 oranında miras payına sahip olduğunu, ancak davalı şirkette % 10 oranında paya sahip iki ortak tarafından alınan 01/12/2016 tarihli kararlara göre müvekkilinin ortak olarak kabul edilmediğini, müvekkilinin % 45 oranındaki hissesinin diğer iki ortak tarafından devir ve pay için tespit edilen 500.000.- T.L. sı değerin mirasçı hesabına ödenmesine karar verildiğini, oysa ortada geçerli ve usulüne uygun bir karar bulunmadığını, müvekkilinin ortak olduğunun tespiti için açılan davada ---------- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin oy çoğunluğuyla ret kararı verdiğini, muhalif kalan Üyenin gerekçelerini belirttiğini...
ve bu toplantılarda alınan yönetim kurulu ve denetçi seçimine ilişkin kararların yok hükmünde bulunduğunu, dolayısıyla şirketin organsız kaldığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkette 10 TL nominal değerde 2.500 payı olduğunun tespiti ile hükmün pay defterine yazılmasını, 04.05.2009 ve 03.05.2010 tarihli toplantıların yok hükmünde olduğunun saptanmasını, organ seçimlerinin de geçersiz olmasından dolayı şirkete yönetim kayyımı tayinini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, dosya kapsamına göre, geçerli bir genel kurul kararına dayanarak ortak olanların genel kurul kararının mahkemece davacının da taraf olmadan yargılama sonucunda iptal edilmesi halinde, genel kurul kararına dayanarak ortak olanların kazanılmış haklarının etkilenmeyeceği, kooperatife ortak olduktan sonra ancak yasal nedenlerle ortaklık ilişkisine son verilebileceği, genel kurul kararının iptal edilmesinin ortak olanların maddi hukuku etkilemeyeceği, kooperatifin yapılacak daire sayısından fazla kişiyi ortak kaydetmesi halinde bunun ortaklık ilişkisinin geçersiz sayılmasının nedeni olmayacağı gerekçeleriyle davanın kabulü ile davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....