Davalı vekili, kooperatif yöneticileri tarafından mevcut arsa imkanlarının üzerinde ortak kaydedildiğini, anasözleşmede öngörülen sayının üstündeki ortakların kooperatiften çıkarılabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre geçerli bir genel kurul kararına dayanarak ortak olanların kazanılmış haklarının, söz konusu genel kurul kararının davacının tarafı olmadığı bir yargılama sonucunda mahkemece iptal edilmesi halinde etkilenmeyeceği, kooperatife ortak olunduktan sonra ancak yasal nedenlerle ortaklık ilişkisine son verilebileceği, genel kurul kararının iptal edilmesinin ortak olanların maddi hukukunu etkilemeyeceği, kooperatifin yapılacak daire sayısından fazla kişiyi ortak kaydetmesi halinde bunun ortaklık ilişkisinin geçersiz sayılmasının nedeni olmayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüyle davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı vekili, kooperatif yöneticileri tarafından mevcut arsa imkanlarının üzerinde ortak kaydedildiğini, anasözleşmede öngörülen sayının üstündeki ortakların kooperatiften çıkarılabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre geçerli bir genel kurul kararına dayanarak ortak olanların kazanılmış haklarının, söz konusu genel kurul kararının davacının tarafı olmadığı bir yargılama sonucunda mahkemece iptal edilmesi halinde etkilenmeyeceği, kooperatife ortak olunduktan sonra ancak yasal nedenlerle ortaklık ilişkisine son verilebileceği, genel kurul kararının iptal edilmesinin ortak olanların maddi hukukunu etkilemeyeceği, kooperatifin yapılacak daire sayısından fazla kişiyi ortak kaydetmesi halinde bunun ortaklık ilişkisinin geçersiz sayılmasının nedeni olmayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüyle davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı vekili, kooperatif yöneticileri tarafından mevcut arsa imkanlarının üzerinde ortak kaydedildiğini, anasözleşmede öngörülen sayının üstündeki ortakların kooperatiften çıkarılabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre geçerli bir genel kurul kararına dayanarak ortak olanların kazanılmış haklarının, söz konusu genel kurul kararının davacının tarafı olmadığı bir yargılama sonucunda mahkemece iptal edilmesi halinde etkilenmeyeceği, kooperatife ortak olunduktan sonra ancak yasal nedenlerle ortaklık ilişkisine son verilebileceği, genel kurul kararının iptal edilmesinin ortak olanların maddi hukukunu etkilemeyeceği, kooperatifin yapılacak daire sayısından fazla kişiyi ortak kaydetmesi halinde bunun ortaklık ilişkisinin geçersiz sayılmasının nedeni olmayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüyle davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı vekili, kooperatif yöneticileri tarafından mevcut arsa imkanlarının üzerinde ortak kaydedildiğini, anasözleşmede öngörülen sayının üstündeki ortakların kooperatiften çıkarılabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre geçerli bir genel kurul kararına dayanarak ortak olanların kazanılmış haklarının, söz konusu genel kurul kararının davacının tarafı olmadığı bir yargılama sonucunda mahkemece iptal edilmesi halinde etkilenmeyeceği, kooperatife ortak olunduktan sonra ancak yasal nedenlerle ortaklık ilişkisine son verilebileceği, genel kurul kararının iptal edilmesinin ortak olanların maddi hukukunu etkilemeyeceği, kooperatifin yapılacak daire sayısından fazla kişiyi ortak kaydetmesi halinde bunun ortaklık ilişkisinin geçersiz sayılmasının nedeni olmayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüyle davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı vekili, kooperatif yöneticileri tarafından mevcut arsa imkanlarının üzerinde ortak kaydedildiğini, anasözleşmede öngörülen sayının üstündeki ortakların kooperatiften çıkarılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, geçerli bir genel kurul kararına dayanarak ortak olanların kazanılmış haklarının, söz konusu genel kurul kararının davacının tarafı olmadığı bir yargılama sonucunda mahkemece iptal edilmesi halinde etkilenmeyeceği, kooperatife ortak olunduktan sonra ancak yasal nedenlerle ortaklık ilişkisine son verilebileceği, genel kurul kararının iptal edilmesinin ortak olanların maddi hukukunu etkilemeyeceği, kooperatifin yapılacak daire sayısından fazla kişiyi ortak kaydetmesi halinde bunun ortaklık ilişkisinin geçersiz sayılmasının nedeni olmayacağı gerekçeleriyle davanın kabulü ile davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Ne var ki davacı tarafça ileri sürülen gizli, tescil edilmemiş ortaklık sözleşmesi iddiası yönünden, hangi şartlarla davacının ortak alacağı, hissesinin gerçekte ne olacağı, ---- olarak gönderilen yukarıda anılan tutarın, davalı ------- şirketi kurması için destek değil de davacının gizli ortaklı payı için olduğunun davacı tarafça usulünce ispat edilemediği, var ise iddia edilen mutabakatın hangi koşulları ihtiva ettiği, bu kapsamda davalı ----- %50 hisseyi davacıya devrine dair taahhüdü bulunduğunun da usulünce ispat edilemediği gibi TTK’nda, ortak olmaya ilişkin düzenlenen koşulların sağlandığı da usulünce ispat edilememiş bu nedenle de davalı şirketin %50 hissesinin davacıya ait olduğunun tespiti ve tescili isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu olgu gözönüne alındığında, kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatın mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi, mahkemelerce de muhdesatın taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatın mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatın meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği gözönüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu "muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine" karar verilmesi gerekirken,"mülkiyetin davacılara ait olduğunun tespitine" karar verilmesi yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesatın tespiti davasının reddine dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tüm ağaçların vekil edeni tarafından yapıldığının ve mülkiyetinin vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu muhdesatların davacı tarafın kendi adına ve hesabına meydana getirilmeyip ortak murisleri adına ve hesabına davacı tarafça dikildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmaz üzerindeki ağaç niteliğindeki muhdesatın tespiti istemine ilişkindir....
a devrettiğini, TTK'nin 520. md. gereği şirketin pay defterine kaydı yapılmayan ortak ...'ın ortaklık sıfatı bulunmadığını, ortak olmayan kişilerin sermaye arttırım kararına katılması nedeniyle sermaye artırma kararının geçersiz olduğunu ileri sürerek, 23.08.2006 tarihli hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararı ile ortaklığa alınanların pay defterine kayıtları olmadığından ortaklık sıfatlarının bulunmadığının tespiti ile yine ortaklık sıfatı olmayan kişilerin katılımıyla alınmış 01.05.2007 tarihli sermaye artırımı ile ilgili ortaklar kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitini, şirket ortaklarının 23.08.2006 tarihinden önceki kişiler olduğunun ve o tarihteki pay oranının geçerli olduğunun hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir....
ın hissesini 27.10.2000 tarihli hisse devri senedi ile devraldığını, davalı kooperatife üyelik kaydının yapılması için 03.01.2001 tarihinde ihtarda bulunulmasına rağmen kaydının yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespiti ile üyeliğinin tesciline, devre konu taşınmazın veya bunun mümkün olmaması halinde muadili bir taşınmazın müvekkili adına tesciline, bunun da mümkün olmaması halinde devre konu taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile bu miktarın faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, ortaklığın devreden tarafından birden çok ortağa devredildiği, devreden ortağın borçları nedeniyle ortaklık payının hacizli olduğu, davacının kooperatifin üyesi olduğunun tespiti ile üyeliğinin tescili talebinin iletildiği tarihte dava dışı ortaklığını devreden ...'...