sahipliğinin tespiti ile pay defterine yazılmasını, 04.05.2009 ve 03.05.2010 tarihli toplantıların yoklukla malul olduğunun tespitini, davalı şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir....
Davacı tarafça anataşınmaza ait ortak alan olan teras bölümüne yapılan müdahalenin meninin istenildiği davada mahkemece her ne kadar ortak alanda inşai faaliyet olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamından alınan uzman bilirkişi raporlarında merdiven ve asansör kovası kısmından ana gayrimenkulün mimarî projesine aykırı olarak kapı açıldığı tespit edilmiştir. Açılan bu kapının terasa çıkış amacıyla yapıldığı düşünüldüğünde davacıların talebinin bu hususu kapsadığı açıktır. 4. Mahkemece öncelikle bu aykırılığı kimin yaptığının tespiti ile davalı kiracının yaptığının anlaşılması hâlinde ilgili kat malikinin de davaya dâhilinin sağlanarak yapılan müdahalenin önlenmesine ve projeye uygun eski hâle getirilmesine karar verilmesi gerekmektedir. 5....
Eldeki davada, Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından Nurgüzel Zorlu adına yapılan prim kesintilerinin davacıya ait olduğunun tespiti ve tescili ile bu kesintiler nedeniyle prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren Tarım Bağ- Kur sigortalısı olduğunun tespiti talep edilmektedir. İlk derece mahkemesince yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Öncelikle; ilk derece mahkemesince sözü edilen prim kesintilerinin Kurum tarafından bir şahsa mal edilip edilmediği araştırılmadığı gibi, davacı tarafa Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istenen dönem de tam olarak açıklattırılmadığı görülmektedir. Çekişme konusu hizmetlerin, gerçekte kime ait olduğu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Ayrıca, davacı Tarım Bağ-Kur sigortalılığı yanında sigortalılığın aidiyetini de talep etmektedir. Bu yönde karar verilmemesi de hatalıdır....
İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararla; bozma ilamına uyulmak suretiyle alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, murisin işlem tarihi itibarıyla fiil ehliyetine sahip olduğunun belirlendiği, yine bu hususun sunulan uzman görüşü, dinlenilen tanık beyanları ve murisin Darülacezedeki görevleri ile de ispatlandığı, buna göre murisin bahsi geçen dönemde hesapları ile ilgili olarak tek başına işlem yapabilecek durumda olduğu, davaya konu edilen taşınmazın bizzat muris tarafından tapuda satış ve devrinin yapıldığı, banka hesabının ortak hesap olarak açıldığı ve aksine bir düzenleme bulunmadığı için hesabın 1/2'sinin davalıya ait olduğunun kabul edilmesi gerektiği, murisin ölümünden sonra ortak hesaptaki paranın bilirkişi raporunda açıklandığı şekilde mirasçılar arasında pay edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A....
Kararı, davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, ortaklığın tespiti, ortak alan olan A blok 1 numaralı yere vaki müdahalelerin önlenmesi, olmadığı takdirde dairenin rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalı kooperatif yönetim kurulu kararıyla ortaklığa alınarak ortak alan niteliğindeki işevi olarak kullanılan yer davacıya tahsis edildiğinden davacının ortak olduğunun kabulü gerekir. Ancak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olup yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) aidat yükümlülüğü devam eder....
Ancak, davanın reddi sebebinin de her iki idare için ortak olduğu, A.A.Ü.T.' nin 3/2. maddesinde müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi halinde red sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekâlet ücretine hükmedileceğinin açıklandığı, bu durumda Hazineye ve Orman Yönetimine ortak bir vekalet ücreti takdiri gerekirken, mahkemece her iki idare lehine ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 3. bendinin hükümden çıkartılarak bunun yerine "3-Davalı ... Yönetimi ve Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500....
Davacı kadın tarafından boşanma davasının devamı sırasında ortak çocuğa dirençli epilepsi tanısı konulduğu, çocuğun davalı baba ile görüştükten sonra nöbet geçirdiği, çocuğun tedavisini ve takibini yapan doktor tarafından sık nöbetlerin ağırlıklı sebebinin psikolojik olduğunun, baba ile görüşmesi sonucunda ağır anksiyete yaşadığı ve bu dönemde klinik olarak nöbetlerin gözlendiği, çocukla babanın görüşmesinin uygun olmadığını bildirdiği, mahkemece ortak çocuğun hastalığının tespiti ve bu hastalık nedeniyle davalı baba ile kişisel ilişkinin çocuk üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi için alınan sağlık raporunda hali hazırda çocukta nöbeti tetikleyecek bir kaygı bozukluğunun olmadığı, ancak değerlendirildiği dönemde nöbetlerinin ve anksiyetesinin bulunduğu dikkate alındığında, bilimsel veriler de göz önünde bulundurulduğunda çocuğun baba ile görüşmesinde kaygı yaratıp nöbeti tetikleme olasılığının olduğunun kabulü gerektiği yönünde rapor sunulmuştur....
Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde; yönetim planının kapsam başlıklı birinci bölümünün (C) bendinin (C) alt bendi ile ortak yer sayılan ve yönetim planının ek bir maddesinde parsel numaraları tek tek ferdi tapulara müşterek eklenti olacak yerler adı ile sayılan 35 ayrı taşınmaz ile çekilen kura ile belirli kooperatif ortakları adına tahsis edilmiş arsalar, yapılan kadastral dönüşümde kooperatif adına tapu siciline bağlanmış taşınmazlardan kat maliklerinin "müşterek eklenti" planlarının tespiti ile bunların kooperatif adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali ile "ortak yer" olarak kat malikleri adına sicile tesciline, yine yönetim planının Ek 1. maddesi ile kat maliklerinin tapularına ortak yer olarak bağlanan, iptal edilen imar planında 3170 sayılı parseldeki 2.533,12 ile sayılı parseldeki arsaların "ortak yer" (müşterek metaryel) olarak kat malikleri adına sicile tesciline karar verilmesinin talep edilmiş...
tespiti ve iptalini talep ve dava etmiştir....
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK Maluliyet Daire Başkanlığı raporunda davacının sürekli iş göremezlik oranının % 41.2 olduğunun belirtildiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda davalı işverenin % 60, davalı işyeri yetkilisi dava dışı Z.. D..'ın % 5, davacı işçinin % 35 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır....