WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kardeşinin daha olduğunun göründüğünü, ancak bu isim ve soy isminde kesinlikle davacının bir kardeşi doğmadığını, nüfus kayıtları incelendiğinde kaydın sehven oluşturulduğunun anlaşılacağını, nüfus kaydında gözüken kişinin 10.03.1954 tarihinde doğduğunu, 01.01.1960 tarihinde öldüğü bilgilerinin nüfus kayıtlarında mevcut iken bu kişinin nüfusa tescilinin 15.01.1963 tarihinde yapıldığını, yani nüfus kaydında gözüken kişinin nüfusa tescilinin öldükten 3 yıl sonra gerçekleştirildiğini, kişinin ölüm tarihinin 01.01.1960 olmasına karşın aynı kişinin nüfusa tescilinin 15.01.1963 tarihinde yapıldığını, öldüğü nüfus kaydında iddia edilen kişinin nüfusa tescilinin ölüm tarihinden 3 yıl sonra yapıldığını, nüfus kayıtlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının nüfus kayıtlarında görülen yanlışlığın ise esasen kadastro sırasında büyük bir karışıklık ve karmaşaya neden olduğunu, olukbaşı köyünde kadastro parselasyon çalışmaları 2009 yılı içinde geldiğini, davacıya ait taşınmazların senetsizden...

Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir....

ın" nüfus kütüğüne işlenmediği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Öte yandan, asıl olan nüfus kayıtları olup, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgileri nüfus kayıtları esas alınarak düzeltilebilir. Kimlik bilgileri yalnızca nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle nüfusa kayıt edilmiş olması gerekir....

    ın davalı ... ile 1960'lı yılların sonunda imam nikahlı olarak evlendiklerini, bu evlilikten davacıların dünyaya geldiğini, henüz nüfusa kaydedilmeden babaları Seyit'in 1972 yılında vefat ettiğini, okula başlarlarken nüfusa kaydedilen davacıların anneleri ile babaları arasında resmî nikah akdi bulunmadığından annelerinin soyadı ile nüfusa kaydedildiklerini, babalarının ... olduğu konusunda diğer mirasçılarla aralarında herhangi anlaşmazlık bulunmadığını ileri sürülerek, müvekkillerinin ...'ın çocukları olduklarının tespiti ile, ...'ın nüfus kütüğüne taşınmalarını ve kaydın bu şekilde düzeltilmesini istemiştir. Şu durumda davacı taraf, ...'ın biyolojik babası olduğunu iddia etmekte ve hukuksal anlamda bu kişinin "Babalığının tesbitini" istemektedir. Dava, niteliği itibariyle bir soy davasıdır....

      belirtilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun, konuyla ilgili, “Ölüm ve Gaiplik” başlığı altında düzenlenen 31. maddesinin 4. bendinde “Ölenin kaydı yok ise yapılacak soruşturma sonunda Türk vatandaşlığı ve ailesi tespit edildiği takdirde doğum tutanağı düzenlenerek aile kütüğüne önce doğum, sonra ölüm olayı işlenir” hükmü öngörülmüştür. Yine, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde; “Aile kütüğünde kaydı olmayan kişinin ölümüne ilişkin tutanaklar resmî veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmişse nüfus müdürlüğünce kabul edilip işleme alınır. Ölüm tutanaklarında yer alan bilgilere göre aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişiler, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğüne kayıt edilerek hakkında yaptırılacak soruşturma ile Türk vatandaşı olup olmadıkları araştırılır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının nüfus kütüğüne kayıtlı ... ve ...'in annesi olmadığını ileri sürerek anne ismi olarak nüfus kaydında yazılı ... isminin iptalini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı ... ile resmen evlenip boşandığını, bu evliliğinden herhangi bir çocuğu dünyaya gelmemesine rağmen ...'in daha önce resmi nikah yapmadan yaşadığı bir kadından olan ... ile ... adındaki çocuklarını boşadığı eşi davacı ... doğurmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil ettirdiğini ileri sürerek bu yanlışlığın düzeltilmesini, her iki çocuğun nüfus kütüğünde ... olan anne adlarının silinmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne, ... ile ...'in ...'...

        Mahkemece nüfus idaresine yazılan yazı cevabında “...” isimli kişinin anne baba adı, nüfusa kayıtlı olduğu hanenin olmaması sebebiyle kaydının bulunamadığı” bildirildiğine göre, mahkemece yapılacak iş, ...’e ait nüfus bilgilerinin araştırılmasından ibarettir. Bu bağlamda, ...’nin ... nüfusuna kayıtlı olduğu, anne adı hanesinde “...” ismi bulunduğu, anne ve babasının resmi olmayan birlikteliklerinden doğduğunun iddia edilmiştir....

          Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesinde, kişisel durumun bu amaçla tutulan resmi sicille belirleneceği; aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddelerinde de, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemeyeceği ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhlerin konulamayacağı, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hataların nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltileceği hükme bağlanmıştır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

            Mahallesi Cilt No:6, Hane No: 103'de nüfusa kayıtlı olup adı geçenin nüfus kaydının bekar olarak 01.02.1944 tarihinde ölüm sebebi ile kapatıldığı, dosya içerisinde bulunan evrak fotokopilerinden bu kişinin yaşadığına dair idareye ve Mahkemeye müracaatlarının olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece baba olduğu ileri sürülen ...'ın mevcut nüfus kaydına göre henüz bir yaşında öldüğü, dolayısı ile 1979 doğumlu olan davacının 1944 tarihinde vefat eden birisinin çocuğu olamayacağı, bu sebeple ...'ın ölümüne dair ölüm tutanağı, bu kişinin yaşadığına dair İdare ve Mahkemeye var ise müracaatlar bunların akıbeti araştırılıp çelişkiler giderilmeden ve iddia ile ilgili davacı ile baba olduğu ileri sürülen ...'in kardeşleri arasında DNA incelemesi yaptırılmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davalı ......

              Dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre; davacı ...'nın merkez, ... Mahallesi, Cilt 80, Hane 20'de ... TC no'su ile nüfusa kayıtlı ... ve ...'dan olma 22.04.1968 doğumlu olduğu sabittir. Düzeltilmesi istenen taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarında ise malikin merkez, ... Mahallesi, Cilt 80, sayfa 21'de ... TC no'su ile nüfusa kayıtlı ... oğlu ... olduğu yazılıdır. Görülüyor ki, davacı ile tapu maliki görünen kişinin vatandaşlık numarası farklıdır. Tapuda malik olarak geçen şahsın nüfusta kayıtlı olup olmadığı, böyle bir şahsın bulunup bulunmadığı kayden araştırılmamıştır. Eğer tapu maliki var ise uyuşmazlığın tapu kaydında düzeltme yolu ile değil, bu şahsa karşı açılacak tapu iptali ve tescili davası ile çözüleceği düşünülmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu