Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir. Nüfusta kayıtlı olmayan kişiler adına kayıtlı taşınmazların idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Eldeki davada davacıların murisi olduğunu iddia ettikleri "... ..." ve "... ...'nin" nüfus kayıtları dosya içerisinde bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusa Kayıtlı Olmayan Kişinin Yaşadığının Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... dava dilekçesinde, mirasçılık belgesi istemli davada verilen yetkiye istinaden nüfusa kayıtlı olmayan ...'in yaşadığı ve babası olduğunun tespitini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili, dava dilekçesinde davacıların babasının nüfus kütüğüne kayıtlı ...'nın kardeşleri olmadığını bildirerek bu kaydın iptalini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, nüfus kayıtlarında müvekkilleri ile davalı ...'nın kardeş olarak yazılı bulunduklarını, gerçekte ... kendi kardeşleri olmadığını ileri sürerek gerçeğe aykırı olan nüfus kütüğündeki kaydın düzeltilmesini istemiş, mahkemece muris ...'nın doğum tutanağındaki beyanının davalı ...'yı tanıma niteliğinde olduğu, nüfus kayıtları da buna göre düzenlenip davalının nüfusa tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden ...'...
B.. adında Türkiye genelinde nüfusa kayıtlı herhangi bir kişinin kaydının bulunup bulunmadığının nüfus müdürlüğünden sorulması,bulunması halinde nüfus kayıtları getirtilerek evrakına eklenmesi, 3-Tapu kaydında yazıldığı şekliyle 1318,İzmir doğumlu Tahir ve Fatıma kızı A.. L.. ya da Ayşe adında, 1320 doğumlu,Tahir ve Fatma'dan olma 21.1.1986 tarihinde ölen A.. B.. adında,1327 İzmir doğumlu Fatma ve Tahir'den olma cilt ... sahife ... kütük ..., ... ya da ... Köyü nüfusuna kayıtlı A.. B.. ya da B.. adında,yine Tahir ve Fatma'dan olma Sivas İli ... İlçesi,K.. Köyü cilt ... hane ... sayı ...'de nüfusa kayıtlı A.....
Bilindiği üzere doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmelidir....
DAVA Yıldızeli Cumhuriyet Başsavcılığı 14.01.2008 tarihli davaname ile; ... ili...ilçesi ... köyü, cilt no:18, aile sıra no:06, birey sıra no:55'de nüfusa kayıtlı 06.02.1989 doğumlu, ...ve Şerafettin'den olma ...'ın amcası tarafından 21.07.1997 tarihli tanıma senedi ile ... ile gayri resmi evliliğinden olmuş gibi 25.06.1988 doğumlu olarak nüfusa ikinci kez kaydettirildiğini, bu kişilerin aynı kişi olduklarını, nüfus kayıtlarında gerçeğe uygun olmayan ... ili...ilçesi ... köyü, cilt no:18, aile sıra no:06, birey sıra no:61'de kayıtlı nüfus kaydının 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun (5490 sayılı Kanun) 40 ıncı ve ilgili maddeleri gereğince iptal edilerek silinmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı ... takdiri mahkemeye bıraktığını beyan etmiştir. 2. Davalı ... davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur. 3.Davalı ... davaya cevap vermemiştir. III....
nın babasının Türk vatandaşı olan ... olduğunun tespitine karar verildiği, nüfus müdürlüğü tarafından kararın tespit kararı olduğu gerekçesi ile nüfus kayıtlarına tescil edilmemesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 26355 sayılı ve 23.11.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin babalığa hüküm ile soybağının kurulması başlıklı 103.maddenin 4.fıkrasında; babalığa hüküm kararında babanın Türk vatandaşı, annenin yabancı uyruklu olması, çocuğun nüfusa kayıtlı değil ve onsekiz yaşından büyük olması halinde yapılacak işlemin, babalığa hüküm kararının İçişleri Bakanlığına gönderilerek vatandaşlık durumunun tespitinin isteneceği ve bakanlığın kararı doğrultusunda işlem yapılacağı, bakanlıkça tescil kararı verilmiş ise Türk olan baba hanesine doğumdan tescil edileceği hükme bağlanmıştır.....
Nüfus kütüklerinde kişinin T.C. kimlik numarası, kişinin adı, soyadı, cinsiyeti, baba ve ana adı ile soyadları, doğum yeri ile gün, ay ve yıl olarak doğum tarihi ve kütüğe kayıt tarihi, evlenme, boşanma, soybağının kurulması veya reddi, ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi, kişinin kayıtlı bulunduğu il, ilçe, köy, mahalle adı, cilt, aile ve birey sıra numarası, kişisel durumda meydana gelen değişikliler veya yetkili makamlarca yapılan düzeltmeler, medeni hali, yerleşim yeri adresi gibi kişisel bilgiler yer alır.(5490 s.NHK. m. 7). 5490 sayılı NHK 35.maddesi hükmüne göre, "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. "....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Nüfusa kayıtlı olmayan sanık hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede, “ ... ve ... oğlu, 1979 doğumlu, Tokat Erbaa Gündoğdu nüfusuna kayıtlı ...” hakkında dava açıldığının anlaşıldığı; tüm aşamalarda iddianamedeki kimlik bilgilerine göre sanığın savunmasının alınıp bu kimlik bilgilerine göre işlemlerin gerçekleştirildiği; daha sonra, iddianame üzerinde sadece sanığın soyadının Küçük olarak düzeltilip üstünün paraflandığı; gerekçeli kararda ise, “... ve ... oğlu, 01/07/1979 doğumlu, İstanbul Esenler Karabayır nüfusuna kayıtlı ... “ hakkında hüküm kurulduğunun belirtildiği; saklı nüfus işlemleri başlatılan sanığın İçiişleri Bakanlığı'nın oluru ile hükümden sonra nüfus kütüklerine tescilinin yapılıp son nüfus kaydının “ ... ve ... oğlu, 01/07/1979 doğumlu, Sivas Divriği Kayaburun...
, yine müvekkilin dedesi Hüseyin'in nüfus kayıtlarında kızı Meryem olarak gözüken kişinin de anne adının Fatma olarak gözüktüğünü, Meryem olarak gözüken kişinin esasında nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen müvekkilin halası olan Fatma olduğunu, Fatma'nın nüfusta Meryem olarak kayıtlı olduğunu, yapmış oldukları araştırmalarda müvekklilin Ahmet isminde sağ doğmuş olan bir amcasının olduğu, bu kişinin de 1911 yılında doğduğu, 1935 yılında vefat ettiği, soyadının da Bayender olduğu, bundan başka Ahmet isminde bir amcasının olmadığı, Ahmet'in de anne adının Emine olduğu, yine nüfus kayıtlarında Meryem olarak gözüken kişinin hiç var olmadığı, bu kişinin müvekkilinin halası olan ve nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen 1970 li yıllarda ölen Fatma olduğu, mezarının dahi bulunduğu, bekar olarak öldüğünü, öncelikle müvekkili T1 nüfus kayıtlarında amcası olarak gözüken T.C.numaralı Ahmet isimli kaydın mükerrer olması sebebiyle iptaline, TC Kimlik numaralı Ahmet Bayender'in anne adının gerçekte olduğu...