"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının nüfus kütüğüne kayıtlı ... adlı çocuğunun olmadığını ileri sürerek ...'nın anne adının değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Anne adının değiştirilmesi istenen ...'ın nüfusa tesciline dair belgenin (doğum tutanağı vs. belgelerin) ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek dosyasına konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının iddiasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının, nüfusa kayıt edilmediği, kendisinden önce 20.09.1959 tarihinde doğup nüfusa tescilinden sonra vefat eden kardeşinin kaydını kullandığı anlaşılmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin özellikle nüfus kaydının incelenmesinde; ... ve ... kızı ...ın 10.12.1992 doğumlu olarak 04.01.1993 tarihinde nüfusa tescil edildiği ve halen nüfus kaydında sağ ve bekar olduğu anlaşılmış olmakla gerek ceza dava dosyası içeriğinden gerekse dosyadaki tanık anlatımlarından ... ve ... kızı olarak nüfusa tescil edildiği ileri sürülen ... (...)'in bu tescilinin 2008 yılında yapıldığı dikkate alındığında nüfusta kayıtlı ...ın çok daha önceden tescil edilmiş olmakla tanık anlatımları nüfustaki tescil olayını doğrulamadığı ve ...'nın ... ... olarak nüfusa tescil edildiği ispatlanamadığı halde ...ın kaydının iptaline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir..." 4. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili 30 ve 39 uncu maddeleri şöyledir: "Madde 30 - Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir. " "Madde 39- Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz. " 3. Değerlendirme 1. Yaş tashihi hukuki bir terim olarak "kişinin nüfus tesciline esas olan tarihlerin ve yaş kaydının nüfus kütüğündeki düzeltme" işlemini ifade etmektedir....
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. (..., Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s.243). “Kayıt düzeltilmesi,” aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Buna karşılık, nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur (TKM m.38, Nüfus Kanunu m.11)....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek "Tarsus İlçesi, Yeşilyurt Mahallesi, 3139 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hisse maliki olarak bulunan Battal oğlu AE'ün, Kayseri İli, Sarıoğlan İlçesi, Karapınar Köyü, 17 cilt, 52 hane no.da nüfusa kayıtlı Battal ve Kezibandan olma 01.03.1932 doğumlu AE olduğunun tespitine ve taşınmazda hissedar Battal oğlu AE'ün nüfus bilgileriyle doğum tarihinin bu şekilde tapu siciline tesciline" şeklinde hüküm kurulmuştur. Mülkiyet Hakkının Tescili başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25.maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin anne adı, doğum tarihi, cilt ve hane numaraları yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5490 sayılı yasaya muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığın, gerçekte var olmayan ... isimli bir çocuğunun doğduğunu beyan ederek nüfus kütüğüne tescilini sağladığı iddiasıyla açılan davada; 14.10.2010 tarihli ilk kararda sanığın nüfusa tescil işlemiyle birlikte nüfus cüzdanı da düzenlettiği gerekçesiyle hakkında TCK 204/1 ve 43 uygulanarak 2 yıl 1 ay hapis cezası verildiği, bu kararın Yargıtay Yüksek 21....
Köyü C.13, S.13’ te nüfusa kayıtlı, 01.07.1931 doğumlu ve T.C. ... kimlik numaralıdır. ... ve ... oğlu 01.01.1940 doğumlu, 23.10 2007 de ölen ... ise, aynı köy C. 13 Hane 5’te nüfusa kayıtlı olduğu gibi 01.01. 1940 doğumlu ve T.C. ... kimlik numaralıdır. Bu çelişki giderilmeden tapuda malik görünen “... oğlu, ...” ile davacının murisi ve babası “... oğlu ...”nın aynı şahıs olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu konuda mahkemece de herhangi bir araştırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıt maliklerinin kimlik bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesi olduğuna göre mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda öncelikle nüfus müdürlüğünden tapuda malik görünen ve kadastro tutanaklarındaki bilgilere göre Şabanözü ilçesi, ... Köyü C.13, S.13’ te nüfusa kayıtlı, 01.07.1931 doğumlu, T.C. ......
Nüfus kütüğüne kardeşinin iki kez kaydedilmiş olması davacı kardeşin haklarını –dolaylı da olsa- etkileyeceğinden mükerrer kaydın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmakla birlikte; kamu düzenini de ilgilendiren böyle bir davayı, kaydının iptali istenen kişinin açması gerekir. Saptanan bu durum karşısında –dava ekonomisi de gözönünde tutularak- mükerrer kaydının iptali istenilen kişinin,-davacının yanında- yöntemince davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanmadan, uyuşmazlığa bakılıp hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak mahkemece nüfus müdürlüğünden tapu kaydında malik görünen kişiler ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişilerin nüfus sicilinde kaydının bulunup bulunmadığı sorulmamıştır. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir. O halde dava konusu taşınmazın tapu kaydı, tapulama tutanağı ve dayanağı belgeler incelenmeli, nüfus müdürlüğünden tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin nüfus kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. Tapuda düzeltme yapılabilmesi için malikin nüfusa kayıtlı ve taşınmaz malikinin değişmemesi diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması esas olmakla, tapu kayıt malikleri nüfusa kayıtlı ise tapu edinme nedeni ile nüfus kayıtlarının birbirini doğrulaması halinde davanın kabulüne karar verilmeli, tapuda malik görünen ..., ... , ..., , ..., ..., , ...'...