Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde babasının ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde babası ...'ın 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Yasasının 25. maddesi (a-f) gereğince Bakanlar Kurulunun 13.09.1971 gün 7/3146 sayılı kararı ile Türk Vatandaşlığından çıkarıldığını, 30.12.1992 günü de Amerika Birleşik Devletlerinde öldüğünü ve orada defnedildiğini, ancak ölüm kaydının Türkiye'de nüfus kütüğüne işlenmediğini bildirerek, babası ...'ın ölümünün nüfus kütüğüne işlenmesini istemiş, mahkemece Türk Vatandaşı olmayan bir kişinin ölümünün tespitiyle ilgili karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacının babası ...'...

    in nüfus kaydının olmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında hasımsız açılan mirasçılık belgesi verilmesi davasında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği mahkemece mirasçılık belgesi istenen kişinin hiç yaşamadığı belirlenmedikçe davanın reddine karar verilemeyeceği kuşkusuzdur. Dosya kapsamında, tanık beyanlarının alındığı, bir kısım nüfus kayıtlarının getirtildiği, zabıta araştırmasının yapıldığı, muris adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının eklendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının tüm delilleri toplanıp muris adına kayıtlı taşınmazların dayanak kayıtları da getirtilip gerektiği takdirde re'sen araştırma da yapılmak suretiyle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece kesin süre içerisinde murisin nüfusa tescilinin ve ölüm kaydının düşülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde; kendisinin sağ olduğu halde nüfus kütüğünde ölüm kaydının işlenmiş olduğunu, aynı isimle sağ olarak kayıtlı bulunan kişinin ise ölü olduğunu, nüfus kaydında "Behice" olan anne adının aslında "Fahriye" olması gerektiğini, çünkü kendisinin "Fahriye"den doğduğunu ileri sürerek ... T.C. kimlik numaralı ölü ...'in ölüm kaydının iptalini, anne adının "Fahriye" olarak değiştirilmesini, ... T.C. kimlik numaralı "..."in ölüm vukuatının nüfus kaydına işlenmesini istemiş, mahkemece davacının anne adının Fahriye olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacı ... T.C. kimlik numaralı 01.05.1959 Mengen doğumlu Süleyman oğlu ...'in, anne adının Fahriye olarak düzeltilmesi halinde Fahriye'nin, ......

        Diğer yandan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlükler'ince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlükler'ince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının Mülkî İdare Amiri'nin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69. maddesinin 3. bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin Mülkî İdare Amirliği aracılığı ile güvenlik makamlarına gönderilerek kişinin ölümünün araştırılmasının isteneceği...

        Dava, nüfus kaydındaki ölüm tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinde, ilgililerin nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahip oldukları; 38.maddesinde ise nüfus kayıtlarındaki maddi hataların ancak dayanak belgesinde bulunduğu halde kütüklere hatalı veya eksik olarak tescil edilen, hiç yazılmayan veya mükerrer kayıtlarla ilgili olanların nüfus idaresince düzeltilmesinin veya tamamlanmasının mümkün olduğu; 35.maddesinde de, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilemeyeceği kayıtların anlamı ile taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhlerin konulamayacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda davacının,...kızı olduğuna mahkemece karar verildiği,ancak ....'...

          Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, kayıt düzeltilmesi istenen “... ... Hayırlı’nın” doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacılara önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra hasıl olacak sunuca göre karar verilmesi gerekir. Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır....

            Davacı tarafından mirasçılardan... n ölü oldukları mirasçı olarak eş ya da alt soylarının bulunmadığı öne sürülmekte ise de nüfus kayıtlarının incelenmesinden Bedros oğlu ... ın kayden sağ olarak göründüğü,... ve ... ın kaydının kapalı olduğu ancak neden kapalı olduğunun Nüfus Müdürlüğün'den sorulmadığı için bilinemediği, ...... ın ise Bakanlar kurulu kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verildiği için 2001 yılında vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı düzenlenmiştir....

              Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu' nun 14. maddesinde yer alan; " Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir " hükmü ile ölüm ile nüfus kaydının kapatılacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; " Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir" şeklindeki düzenleme ile de kapalı olan kaydın açılacağı haller düzenlenmiştir....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1212 KARAR NO : 2021/1532 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2021 NUMARASI : 2020/359 ESAS 2021/19 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Nüfus Kaydının İptali İstemli) KARAR : Bulanık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/359 Esas-2021/19 Karar sayılı dava dosyasında verilen davanın reddine dair karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının babası Süleyman Tanrıverdi vefat edince veraset ilamı çıkarmak istediğini ancak nüfus kayıtlarında hiç yaşamamış Ömer Tanrıverdi isimli kardeşini fark ettiğini, bu nedenlerle TC Kimlik Nolu Ömer Tanrıverdi'nin nüfus kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı nüfus müdürlüğü davaya cevap vermemiştir....

              in anne adının düzeltilmesi yönünden; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda gösterilen Kanuni düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davacıların murisi ...'in nüfus kayıtlarında "..." olan anne adının "..." olduğunun tespiti yönünden davacıların hukuki yararları olduğu gibi, kapalı kaydın düzeltmeye engel olduğu ancak tespit kararı verilmesi yönünden Kanuni bir engelin olmadığı açıktır. Buna göre mahkemece, muris ...'...

                UYAP Entegrasyonu