İstem nüfus kaydında ölü oldukları kayıtlı olmayan Ayşe ve İsmail Dinçer'in küçük yaşta ölmüş olmaları nedeniyle nüfus kayıtlarına ölümlerinin işlenmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 33. maddesi uyarınca ölü olduğu halde nüfus kayıtlarında sağ görünenlerin ölüm kaydının işlenmesi Nüfus Müdürlüklerine verilmiş idari bir görev olup, bu konuda mahkemeye dava açılmasına yasal imkan yoktur." gerekçeleri ile; Davanın görev yönünden REDDİNE, dair karar verilmiştir....
Mahkemece Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 33. maddesi ve ilgili yönetmeliğe göre mirasçı ............... hakkında ölüm araştırması yapılması nedeniyle mirasçılık belgesi verilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi...
in resmi nikahları olmadığından murisleri ... ile annesi ... arasında annelik bağı kurularak nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesini istemiş; Mahkemece, davacıya doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda süre verildiği, Hacılar Nüfus Müdürlüğüne gerekli başvurunun yapılması üzerine müdürlüğün 29/09/2015 tarihli yazısında konu ile ilgili müfus kaydının olmaması sebebiyle işlem yapılamadığının bildirildiği, bu durumda davanın ispatlanamadığı, yapılan araştırmada da doğum ve ölüm kayıtlarına rastlanmadığı, öncelikle nüfusa tescilin sağlanması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölüm ve Nüfus Kaydının İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.06.2011 (Çrş)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.03.2016 gün ve 148-78 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Davalı ...'in 19.10.2014 tarihinde öldüğü tespit edilmekle davalının ölüm kaydını içerir nüfus kaydının getirtilmesi, mirasçıları tarafından davalılar vekiline verilmiş bir vekaletname varsa evrakına eklenmesi yoksa vekaletin ölümle son bulduğu gözetilerek mirasçılarına kararın ve temyiz başvuru dilekçesinin tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi ve ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddî hata söz konusu değil ise aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesinde “kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez…” ibaresi yer aldığından, her hangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü delile başvurulabilir (YHGK, 11.2.1998 gün ve 2- 87/77 sayılı). Şu durumda; zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir....
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Bu açıklamalara göre somut olayda; dosya arasına alınan ... isimli kişinin nüfus kaydının ölüm tarihine ilişkin bölümünde "kapalı" kaydının yazılı olduğu, düşünceler kısmında ise ... isminin karşısında "diğer - 00.00.2008 - Rus Harbi" ibarelerinin yazıldığı olduğu anlaşılmış olup mahkemece ... isimli kişinin nüfus kaydında ölüm tarihi konusunda kesin bir bilgi bulunmadığından davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Mirasçılık belgesi istemine ilişkin talepler çekişmesiz yargı işlerinden olup uyuşmazlıklar re'sen araştırma ilkesi çerçevesinde çözülmelidir....
Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu' nun 14. maddesinde yer alan; " Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir " hükmü ile ölüm ile nüfus kaydının kapatılacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; " Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir" şeklindeki düzenleme ile de kapalı olan kaydın açılacağı haller düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde babasının ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde babası ...'ın 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Yasasının 25. maddesi (a-f) gereğince Bakanlar Kurulunun 13.09.1971 gün 7/3146 sayılı kararı ile Türk Vatandaşlığından çıkarıldığını, 30.12.1992 günü de Amerika Birleşik Devletlerinde öldüğünü ve orada defnedildiğini, ancak ölüm kaydının Türkiye'de nüfus kütüğüne işlenmediğini bildirerek, babası ...'ın ölümünün nüfus kütüğüne işlenmesini istemiş, mahkemece Türk Vatandaşı olmayan bir kişinin ölümünün tespitiyle ilgili karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacının babası ...'...
Diğer yandan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlükler'ince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlükler'ince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının Mülkî İdare Amiri'nin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69. maddesinin 3. bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin Mülkî İdare Amirliği aracılığı ile güvenlik makamlarına gönderilerek kişinin ölümünün araştırılmasının isteneceği...