Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme İlamının Tenfizinin Mümkün Olmadığının Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmişse de HMK'nın 369. maddesinde yabancı mahkeme ilamının tenfizinin mümkün olmadığının tespitine ilişkin davaların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteminin reddine karar verilmiş olup evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın...

    Her ne kadar davalı erkek vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı yabancı mahkeme kararının boşanma öncesi tedbir nafakasına ilişkin olduğu, Türk Hukukunda uygulama olanağı bulunmadığını ve davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece, çıkartılan nüfus aile kayıt tablosu, yabancı mahkeme ilâmı aslı, onaylı tercümesi, apostil şerhi ile tüm dosya kapsamı çerçevesinde yapılan değerlendirmede dava konusu 17/07/2012 tarihli Gelsenkirchen Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesinin 32 F 112/12 sayılı nafaka kararı olup, MÖHUK'a göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizine ilişkin yasal koşulların gerçekleştiği, yargılamada Türk hukukuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle...

    Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ni ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....

      ın da tutuklu olması nedeniyle, Weilburg Yerel Mahkemesi tarafından büyük anne ve büyük babaya tevdi edildiğini açıklayarak, Weilburg Yerel Mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfiz edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, konunun Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamına girdiği, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine dahil bir konuda, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, ... tarafından temyiz edilmiştir. 2675 sayılı MÖHUK'nun yürürlükten kaldırılmasından sonra 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı MÖHUK'nun yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir....

        İş bölümüne ilişkin Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararında düzenlenen ortak hükümlerin 9. maddesine göre, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi istemli davalar sonucu verilen kararlar ile hakemlerce ve hakemlere ilişkin her türlü işlerle ilgili hüküm ve kararların incelenmesi, esas davaya ait hükmü incelemekle görevli daire tarafından yapılır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, iş mahkemesi hakimi tarafından hakem sıfatı ile bakılan somut dava bakımından, 3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Aid Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolu ile Halli Hakkında Kanun’dan kaynaklanan uyuşmazlıklar nedeniyle verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir....

          Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe : Dava yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. Tenfizi istenen mahkeme kararı Rusya Federasyonu 15. Tahkim Temyiz Mahkemesinin 30/11/2019 tarih ve A32-15047/2017 ve 15AP-19302/2019 numaralı ilamıdır. İlamda 81.789,75 $ alacağa hükmedildiği görülmektedir. Dış ilişkiler genel müdürlüğüne müzekkere yazılmış, Türkiye ile karar veren Rusya Federasyonu arasında ikili anlaşma bulunup bulunmadığı sorulmuş, yazı cevabında Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında hukuk, aile ve tahkim mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin mütekabiliyet anlaşmalarının bulunmadığı yönünde bilgi verildiği görülmüştür. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması yahut tenfizine karar verilmesi için mütekabiliyet esası geçerlidir. Karşılılık ilkesinin uygulanmadığı hallerde ilgili ülkenin mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi mümkün değildir....

            Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davaya dayanak yabancı mahkeme kararlarının hukuk davasına ilişkin olduğu, davaya konu ilamların davalının Almanya’daki avukatına tebliğ edildiği ve kararların kesinleşmiş olduğu, yabancı mahkeme ilamlarının MÖHUK 58. maddede öngörülen şartları taşıdığı, bu nedenle davaya dayanak kararların tanınmayı kabil kararlar olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararlarıınn tanınmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, yabancı mahkeme kararlarının tanınması istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, tanınması istenen ... ... Mahkemesinin 4 O 404/10 sayılı kararında davalı olarak ....’ın yer aldığı, davacı ...Ş.’nin bu dava ile ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacının .......

              O halde mahkemece, davalılardan ...’a yabancı mahkeme kararının nasıl ve ne zaman tebliğ edildiği araştırılarak usulüne uygun bir şekilde anılan davalı yönünden kararın kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda yabancı mahkeme hükmünün tenfizinin Türk kamu düzenine aykırılık oluşturmayacağı kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir....

                Main Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 08/11/2017 tarih Az 3 F 188/17 nolu 19/12/2017 tarihinde kesinleşen ilamın o ülke makamlarınca kesinleştiğini gösteren şerhi ihtiva eden usulen onanmış örneğini, apostil şerhini ve bu bölgelerin usulen onanmış Türkçe tercümelerini ibraz edildiği, söz konusu kararın 17/12/2017 tarihinde kesinleştiği, yabancı mahkeme ilamında Türk kamu düzenine açıkça aykırı bir yön bulunmadığı, yabancı mahkeme ilamının tanıma ve tenfizinin şartlarını taşıdığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu ancak yabancı ülke mahkemelerince verilen kararın tanınması ve tenfizine ilişkin karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ''tarafların nüfus kayıtlarının düzeltilmesine, müşterek çocukların velayet hakkının anneye bırakılmasına, çocuklarla baba arasında görüş günü düzenlenmesine'' yönünde hükümler kurulmasının açılan davayla bağdaşmadığı, mahkemece bu yönde hataya düşüldüğü, davalı tarafın istinaf başvurusunda bu yönlerden haklı olduğu anlaşıldığından...

                MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Mahkemece Verilen Karar Mahkemece 03.06.2010 tarih, 2010/118 E. ve 2010/311 K. sayılı karar ile yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 12.11.2012 tarih, ... sayılı kararıyla dava konusu itibarıyla yabancı mahkeme kararının tanınmasının ve tenfizine karar verilmesinin tek başına Türk kamu düzenine aykırı olmadığına işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur. C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B....

                  UYAP Entegrasyonu