İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) uyarınca, yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi talebine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bu durumu re'sen gözetir. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (MÖHUK m.50/1). Yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalarda, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin dilekçeye eklenmesi zorunludur (5718 s.MÖHUK m.53/1)....
Asliye Hukuk Mahkemesince, Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca davacının yerleşim yeri adresinin bulunduğu yer mahkemesi kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu, yetkili mahkemenin ise davacının yabancı olması sebebiyle yerleşim yeri dikkate alınmayarak davalı yanın yerleşim yeri gözönünde tutularak karar verildiği, nüfus kaydının düzeltmesini isteyen davacının yerleşim yeri kesin yetkili mahkeme olması sebebi ile ikametgah adresinin ... Mah. ... Sok. No: 50/1 .../... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Davanın tarafı yabancıdır....
“Tanıma” başlıklı 58.maddesinde: “(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.”“Kesin Hüküm ve Kesin Delil Etkisi” başlıklı 59.maddesinde: “Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.” Hükümleri yer almaktadır.Hemen belirtmelidir ki, her mahkeme kararının kesin hüküm ve icra kabiliyeti olmak üzere iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Kesin hüküm teşkil eden mahkeme kararları-istisnalar dışında- icra kabiliyeti de taşırlar....
Sivil Hukuk Dairesinde davalılar aleyhine açılan davanın kabul edildiğini, söz konusu mahkeme kararının 03.12.2013 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek Federal Almanya Cumhuriyeti Memmingen Asliye Hukuk Mahkemesi 2. Sivil Hukuk Dairesinin 24.09.2007 tarih ve 2 O 903/06 sayılı ilamının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yabancı mahkeme ilamının tenfizi için açılan davanın daha önce reddedildiğini, kesin hüküm bulunduğunu, yabancı mahkeme kararının aslı ve onaylı tercümesinin ve yabancı mahkemede açılan davada dava dilekçesinin müvekkiline adli yoldan tebliğ edildiğine dair bir evrakın bulunmadığını, bu durumda yabancı mahkeme ilamının tenfiz koşullarının bulunmadığını, yabancı mahkeme ilamının Türk kamu düzenine aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2022 NUMARASI : 2022/483 2022/523 DAVA KONUSU : Nüfus (Diğer Kayıtların Düzeltilmesi İstemli) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 28/11/2022 tarihinde sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı arasında imam nikahı kıyıldığını, davacının nikahtan kısa bir süre sonra memleketi Siirtten ayrılıp İstanbula geldiğini, arada geçen süre zarfında davalı Zehra Çakır'ın hamile kaldığını ve 15/05/2006'da davalı T3 dünyaya geldiğini, aralarında resmi evlilik olmadığı için davalı T3 soyadı anne Zehra Çakır'ın soyadı olarak nüfus kayıtlarına geçtiğini, davacının resmi kayıtlarda ismi her ne kadar Erkan olarak geçse de memleketinde Hakan olarak bilindiğini, davalı Zehra Çakır'ın imam nikahından ötürü T3 nüfus kaydına baba adı olarak Hakan yazdırdığını, davalı T3 nüfus kaydında baba adının T1 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davaya bakan Bakırköy 8....
Bu nedenle talep, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olduğundan, görevli mahkeme 4787 SK'nın 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesidir (Y. 2. HD'nin 27/12/2021 tarih ve 2021/6024- 1010 E ve K, 17/01/2022 tarih ve 2021/6067 E ve 2022/58 K, Y. 8. HD'nin 08/03/2018 tarih ve 2017/6915 E ve 2018/8526 K sayılı kararları ile yerleşik diğer içtihatlar). O halde, eldeki davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olmasına rağmen, Aile Mahkemesi sıfatı ile yargılamaya devam olunarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3- Türk vatandaşı olan kişi ile yabancı ülke vatandaşı olan kişi arasında illiyet (soybağı) kurulması gereken hallerde ikili bir ayrıma gidilmelidir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme İlamının Tenfizinin Mümkün Olmadığının Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmişse de HMK'nın 369. maddesinde yabancı mahkeme ilamının tenfizinin mümkün olmadığının tespitine ilişkin davaların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteminin reddine karar verilmiş olup evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın...
Bankası ve Halkbank'taki hesaplarının uzun yıllardır işlem görmemesi nedeniyle zamanaşımına uğrama ihtimali olduğunu ileri sürerek yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizini istemiş; Mahkemece, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine dahil bir konuda, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2675 sayılı ...'nın yürürlükten kaldırılmasından sonra 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı ...'nın yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir....
CEVAP Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddedilmesi gerektiğini, yabancı mahkeme kararının boşanma yönünden tanınmasına, aynı kararın tazminat yönünden tenfizini talep etmiştir. III....
MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Mahkemece Verilen Karar Mahkemece 03.06.2010 tarih, 2010/118 E. ve 2010/311 K. sayılı karar ile yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 12.11.2012 tarih, ... sayılı kararıyla dava konusu itibarıyla yabancı mahkeme kararının tanınmasının ve tenfizine karar verilmesinin tek başına Türk kamu düzenine aykırı olmadığına işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur. C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B....