Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme Kararının Tenfizi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm vasiyetnamenin açılmasına ve buna dayalı mirasçılık belgesi verilmesine dair yabancı mahkeme kararlarının tenfizi istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.07.2011 (Pzt.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların oğullarının nüfus kaydında "..." olan adının "..." olarak düzeltilmesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Mahkemenin gerekçeli kararının ve temyiz dilekçesinin davalı Nüfus Müdürlüğüne tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgenin dosya içinde olmadığı görülmüştür. Davalı Nüfus Müdürlüğüne Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümlerine göre yöntemince tebligat yapılarak, tebligat parçasının dosyaya konulmasından, 2-Mahkeme kararının hükme katılan Cumhuriyet Savcısınca görüldüğüne ilişkin dosyada herhangi bir kayda rastlanmamıştır....

      Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı olarak nüfus müdürlüğü gösterilmiş ve yapılan yargılama sonucu da davanın esastan reddine karar verilmiştir. Somut olayda, tanınması talep edilen yabancı mahkeme kararında velayet altında bulunmayan yaş küçüklüğü sebebi ile vesayet altına alınan 04.03.2003 doğumlu ... ...'ın inceleme tarihi itibari ile ergin olduğu da gözetilerek nüfus müdürlüğünün açılan davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından Mahkemece, nüfus müdürlüğü yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddi ile tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında vesayet altına alınan ... ...'ın davadan haberdar olması sağlanarak taraf teşkili sağlanıp işin esasının incelenmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulması, 2....

        Somut uyuşmazlık yönünden asıl incelenmesi gereken husus, yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemelerinden alınan kararlar ile bağdaşmaması halinin, Türk kamu düzenine aykırılık oluşturup oluşturmayacağı noktasıdır. Burada ilk olarak tanıma ve tenfiz hukukundaki kamu düzenine aykırılık kavramının, iç hukuktaki emredici kurallara aykırılık kavramından daha dar ve sınırlı bir anlama sahip olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Dolayısıyla kamu düzeni gerekçesiyle yabancı mahkeme kararının tenfizine istisnaen müdahale edilmelidir. Ayrıca somut uyuşmazlıkta yukarıda açıklanan revision au fond yasağından ayrılmayı gerektirecek bir özellik de bulunmamaktadır. Yine aynı davanın Türk mahkemelerinde görülmesi halinde farklı sonuca varılacak olması, “tek başına” tanıma ve tenfiz engeli oluşturmayacaktır. Zira, esasa uygulanacak yabancı hukuk gibi yabancı mahkeme kararlarının da Türk mahkemelerinden verilecek kararlarla aynı olması beklenemez....

          tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin ... tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın ... mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir ... mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin ... hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır....

            Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda resen araştırma prensibi uygulanacak ise de; mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının kendisinin mirasçı olduğunu, bir başka deyişle kendisi ile miras bırakan arasındaki soy bağını kanıtlamak zorunda olduğu, Türk vatandaşı olan davacılarda MERNİS kayıtları üzerinden tespit yoluna gidilebilse de, Türk vatandaşlığı bulunmayan yabancı uyruklu şahıslar yönünden böyle bir imkan bulunmadığı kuşkusuzdur. Yabancı uyruklu şahıslar mirasçılık belgesi istemli taleplerinde mirasçılık belgesi istenilen şahısla ilgili belgeleri (ölüm belgesini, kendisi ile muris arasındaki ırsi bağı gösterir belgeyi, ilgili ülke nüfus kayıtlarını vs.) sunmak zorundadır. Mahkemece sunulan bu belgeler üzerine az yukarıda açıklanan prosedür gereğince inceleme ve araştırma yapılacaktır....

            Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda resen araştırma prensibi uygulanacak ise de; mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının kendisinin mirasçı olduğunu, bir başka deyişle kendisi ile miras bırakan arasındaki soy bağını kanıtlamak zorunda olduğu, Türk vatandaşı olan davacılarda MERNİS kayıtları üzerinden tespit yoluna gidilebilse de, Türk vatandaşlığı bulunmayan yabancı uyruklu şahıslar yönünden böyle bir imkan bulunmadığı kuşkusuzdur. Yabancı uyruklu şahıslar mirasçılık belgesi istemli taleplerinde mirasçılık belgesi istenilen şahısla ilgili belgeleri (ölüm belgesini, kendisi ile muris arasındaki ırsi bağı gösterir belgeyi, ilgili ülke nüfus kayıtlarını vs.) sunmak zorundadır. Mahkemece sunulan bu belgeler üzerine az yukarıda açıklanan prosedür gereğince inceleme ve araştırma yapılacaktır....

            Anılan yasanın 39. maddesi uyarınca da mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiç bir kaydında düzeltme yapılamaz. 25.4.2006 gün ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının "Nüfus Kaydının Düzeltilmesine ilişkin Esaslar" ı düzenleyen 36. maddesinin (b) bendine göre ise "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir. Soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü bu kişinin eş ve ergin olmayan çocuklarının soyadını da düzeltir." Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile reddolunmuştur....

            Anılan yasanın 39. maddesi uyarınca da mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiç bir kaydında düzeltme yapılamaz. 25.4.2006 gün ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının "Nüfus Kaydının Düzeltilmesine ilişkin Esaslar" ı düzenleyen 36. maddesinin (b) bendine göre ise "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir. Soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü bu kişinin eş ve ergin olmayan çocuklarının soyadını da düzeltir." Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile reddolunmuştur....

            Anılan yasanın 39. maddesi uyarınca da mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiç bir kaydında düzeltme yapılamaz. 25.4.2006 gün ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının "Nüfus Kaydının Düzeltilmesine ilişkin Esaslar" ı düzenleyen 36. maddesinin (b) bendine göre ise "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir. Soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü bu kişinin eş ve ergin olmayan çocuklarının soyadını da düzeltir." Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile reddolunmuştur....

            UYAP Entegrasyonu