Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel Mahkemesi tarafından verilen kayyım tayini kararının, mahkemece tanıma ve tenfizine karar verilmesini istemiş, mahkemece konunun Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi kapsamına girdiği, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine dahil bir konuda, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2675 sayılı MÖHUK'nun yürürlükten kaldırılmasından sonra 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı MÖHUK'nun yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir....

    -KARAR- Dava konusu 2, 4, 33, 76, 77,103, 747, 788, 883, 884, 885, 893, 894, 895, 896, 897, 1309,1462,1466,1467, 1307, 1803, 2195, 2248, 2252, 2253, 2453, 2413, 2414, 2452 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tüm tedavül kayıtlarının; imar ve ifraz sonucu oluşan 3035, 3065, 126 ada 3, 132 ada 2,3; 138 ada 6, 128 ada 10,151 ada 1,168 ada 2,177 ada 6 ve 182 ada 2 parsellere ilişkin imar dosyaları ve tüm dayanak kayıtların ilgili merciinden istenerek evrakına eklenmesi, hükmen davacının mirasbırakanı adına tescil edilen 883, 2413, 2414, 2248, 2453, 1307, 2, 4, 33, 747, 894, 896, 897, 1466, 2253, 2451 ve 77 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tescile dayanak mahkeme kararlarının dosya arasına alınması ve ... oğlu...'a ait aile nüfus kayıt örneğinin getirtilerek evrakına eklenmesi ve ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE,29.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davayı açan T2 dava dilekçesinin başlık kısmında velayetin iptaline ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi talebi olduğu belirtilmesine rağmen netice ve talep kısmında tarafların boşanmalarına dair yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizini talep ettiği görülmektedir. Davayı gören mahkemenin yabancı mahkeme ilamının dilekçe ile sunulan tercümesinin onaylı olup olmadığını kontrol etmediği gibi içeriğini de incelemeden hiç evlenmemiş taraflar yani evli olmayan kişiler hakkında olmayan bir boşanma kararı ile ilam niteliği taşımayan tedbir kararının tanınması ve tenfizine karar vererek çocukların velayet hakkının babada olduğuna dair nüfusta kayıt oluşturulmuştur....

      Zira “kural olarak” her mahkeme kendi usul hükümlerini uygular ve yabancı mahkemenin uyguladığı usulün Türk usul hukukundan farklı olması, Türk kamu düzeninin müdahalesi için tek başına yeterli sebep oluşturmaz. Aynı ilkeler yabancı mahkemece uygulanan ispat hukuku açısından da geçerlidir. Somut uyuşmazlıkta incelenmesi gereken diğer bir konu da, benzer olaylarda Türkiye’de açılan davaların, ...’nın 329/1. ve 405/.... maddelerinde düzenlenen, anonim şirketlerin kendi hisselerini temellük edemeyecekleri ve pay sahiplerinin sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemeyecekleri ilkeleri gereği reddedilmesine rağmen, aynı şartlardaki ortaklarca yabancı mahkemelerde açılan davaların kabul edilmesinin ve alınan farklı yöndeki bu yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfizinin, Türk kamu düzenine aykırılık oluşturup oluşturmayacağıdır. Nitekim mahkemece bu durum, T.C. Anayasası’nın kanun önünde eşitlik ilkesine ve kamu düzenine aykırı kabul edilmiştir....

        Davaya konu yabancı mahkeme ilamının hüküm fıkrasında, müvekkili ... hakkında herhangi bir hüküm bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinin ekinde sunduğu yabancı mahkeme ilamının onaylı Türkçe tercümesi dikkatli okunduğunda, yabancı mahkeme ilamının tazminata ilişkin hüküm fıkrasında, müvekkili ... hakkında bir hüküm kurulmadığını, yabancı mahkeme ilamının onaylı tercümesinin hüküm fıkrasında dört davalı ismi sayılmış ve tazminat hükmünün ikinci ve dördüncü davalılar hakkında kurulduğunu ve davalı ...'ın üçüncü sıra davalı olduğundan hakkında hüküm kurulmayan davalı hakkında tenfiz kararı verilemeyeceğini, 2....

          Türk hukukunda, tanıma ve tenfize konu olabilmesi için verilen kararın yabancı mahkeme ilamı niteliğinde olması gerekir. Bilindiği üzere, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 50. vd. maddelerinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması düzenlenmiş bulunmaktadır. Yabancı mahkemeler tarafından verilmiş ve o devlet kanunlarınca kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi için Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekir. Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi ise yabancı mahkeme ilamının tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır (MÖHUK 58.m). Davacının tanıma ve tenfiz kararı verilmesinin istediği belgenin incelenmesinden yabancı mahkeme ilamı niteliğinde olmadığı, yabancı ülkeden alınmış belge niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme kararı niteliğinde olmayan yabancı ülkeden alınmış bir belgenin tanınmasına karar verilemez....

            Yabancı mahkemenin davada kullandığı dava usulü de Türk kamu düzeninin müdahalesini gerektiren bir usul değildir. Türk tenfiz hukuku yabancı mahkeme kararlarının taşıdığı hükümlerin açıkça Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceği konusu ile ilgilenir. Bu kapsamda yabancı mahkeme kararlarının alınış sürecindeki usul tenfiz hâkimi tarafından incelenip nazara alınamaz. Tenfiz hakimine kararın gerekçesini incelemek ve dikkate almak görevi ve yetkisi dahi verilmemiştir. Ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğu için yabancı kararda uygulanmış olan usul ve tespitler tanıma ve tenfız davasının inceleme konusu dışındadır. Yabancı ilamın tanınması halinde, kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracağına göre, davacının ilamın tanınmasını istemekte korunmaya değer hukuki yararı vardır....

            Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın TTK’nın 329 ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu, benzer nitelikteki Türkiye’de açılan davaların reddedildiği, bu durum karşısında yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemeleri tarafından verilen kararlarla çeliştiğinden kamu düzenine aykırı bulunduğu, ayrıca yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş bir karardan da söz edilemeyeceği, bununla birlikte yabancı mahkeme kararında şirket hisselerinin davalıya iadesine karar verilmemesi nedeniyle mükerrer tahsilata neden olunabileceği, tüm bu durumların açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın TTK’nın 329. ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu, benzer nitelikteki Türkiye’de açılan davaların reddedildiği, bu durum karşısında yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemeleri tarafından verilen kararlarla çeliştiğinden kamu düzenine aykırı bulunduğu, ayrıca yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş bir karardan da söz edilemeyeceği, bununla birlikte yabancı mahkeme kararında şirket hisselerinin davalıya iadesine karar verilmemesi nedeniyle mükerrer tahsilata neden olunabileceği, tüm bu durumların açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın TTK’nın 329 ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu, benzer nitelikteki Türkiye’de açılan davaların reddedildiği, bu durum karşısında yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemeleri tarafından verilen kararlarla çeliştiğinden kamu düzenine aykırı bulunduğu, ayrıca yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş bir karardan da söz edilemeyeceği, bununla birlikte yabancı mahkeme kararında şirket hisselerinin davalıya iadesine karar verilmemesi nedeniyle mükerrer tahsilata neden olunabileceği, tüm bu durumların açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu