Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının nüfusa kaydedilmediği, kendisinden önce doğarak nüfusa 18.04.1967 doğum tarihi ile tescil edilen ve öldüğü halde ölü kaydı düşürülmediğinden sağ görünen kardeşinin kaydını kullandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7/1. maddesi gereğince görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; Mahkemece, davacının doğum tarihi 18.04.1971 olarak düzeltilmiş ise de, nüfus kaydına göre davacı, 19.04.1967 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir....
un doğum tarihleri arasında 180 günden az kaldığı bildirilerek adı geçenlerin doğum tarihlerinin düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davanameyle, nüfus kaydına göre 05.10.1998 doğumlu ... ... ile 23.03.1999 doğumlu kardeşi ... ...'un doğum tarihleri arasında 180 günden az fark kaldığı bildirilerek adı geçenlerin doğum tarihlerinin düzeltilmesi istenmiş, mahkemece ... ...'un doğum tarihi 10.08.1999 olarak düzeltilmiştir. Mahkemece doğum tarihinin 10.08.1999 olarak düzeltilmesine karar verilen ... ... 26.03.1999 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir....
Evliliğinden olan kişinin kayda geçirildiğini, isim denklik işlemleri sırasında ise isminin Fatma olarak işlendiğini, müvekkilinin Bulgaristan vatandığı için gerekli işlemlere başladığını, iki ülke kayıtları arasında farklılıktan dolayı vatandaşlığı elde edemediğini, müvekkilinin adının aile içinde ve çevresinde Fatmagül olarak bilindiğini, bu tarihe kadar müvekkilinin adının nüfus kayıtlarında farklı olmasından dolayı sorun yaşamadığını, ancak şimdi sorun yaşamaya başladığını, nüfus kayıtlarında Fatma olan adının Fatmagül olarak değiştirilmesine ilişkin yeterli sebep oluştuğunu, müvekkilinin nüfus cüzdanında yer alan doğum tarihi hanesinde 1937 ibaresi yer aldığını, gün ve ay bölümü bilinmemesinden kaynaklı olarak boş bırakıldığını, müvekkilinin gerçek babasının Haliibryam Muradov olduğunu, Haliibryam Muradov' un Bulgaristan' da ölmüş olup anne Nesibe' nin sonrasında Türkiye Nüfus kayıtlarında görünen Salih Mehmet isimli kişi ile 29/04/1941 tarihinde evlendiğini, sonrasında müvekkilinin...
Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltmeyi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hata tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki konular araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Dava konusu taşınmazın maliki ... oğlu ...’nın doğum tarihinin tapu kaydına yazılması mümkün değil ise de idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından davanın kanıtlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/09/2020 NUMARASI : 2020/46 ESAS, 2020/144 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Yaş Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; doğum tarihinin günü gününe nüfusa kaydedilmediğini, bu yüzden doğum tarihinin 01/01/1956 olarak küçük yazıldığını, eski dönemlerde ailenin okuma yazması olmaması nedeniyle doğum tarihinin gününde nüfusa bildirilmediğini, doğum tarihinin yanlış yazılması nedeniyle her türlü hak kaybına uğradığını ve mağduriyetler yaşadığını, bu nedenle nüfus kayıtlarında 01/01/1956 olarak geçen doğum tarihinin gerekli kemik tespiti yapılması ile gerçek yaşının belirlenmesini ve tespit edilecek yaşına göre doğum tarihin düzeltilmesini talep ve dava etmiştir....
Bir kimsenin doğmadan önce nüfusa tescili mümkün olmadığı halde, doğum tarihinin 01.10.1963 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir. Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, bu kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, bu hususa uyulmaması usul ve kanuna aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 22.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinin 2 satırında yer alan "1958 d.lu" ve aynı satırın devamında "ve doğum tarihinin" rakam ve sözcükleri ile aynı bendin 3. satırında yer alan "12.04.1954 d.lu" ve aynı satırın davamında "1954" rakamları ile 4. satırda yer alan "doğumlu" sözcüğünün hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, 28.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet, tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltimi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hatanın tüzüğün 87. maddesi uyarınca, ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki koşullar araştırılarak, idarece düzeltilmelidir. Bu duruma göre, tapu kütüğüne doğum tarihinin ilavesi isteminin reddi gerekir ise de düşülen yanlışlık kararın bozularak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün H.U.M.K.nun 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 285 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında doğum tarihinin "1950" olarak yer aldığını gerçekte nüfus kaydında doğum tarihinin "1940" olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi ve aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
O halde, mahkemece, davacının, gerçek doğum tarihinin 01/11/1961 olduğu, ancak nüfusa yanlış yazıldığı iddiası ile ilgili olarak, davacının diplomasında yer alan fotoğrafın ne şekilde temin edildiği, fotografın okulda çekilip çekilmediği, hangi yıl çekildiği hususlarının davacının okuduğu okuldan sorulması, davacının kardeşleri Hüseyin, Ali ve Çiçek'in okul kayıtlarının getirilmesi, davacı ile Hüseyin ve Ali'nin askerlik kayıtlarının getirtilmesi, davacı ile kardeşleri Hüseyin, Ali ve Çiçek'in doğum tarihlerinin tespitine yönelik davacının annesi Gülen'in 1960- 1968 yılları arası döneme ilişkin doğum yerine göre hastane doğum kayıtlarının getirtilmesi, Sağlık Bakanlığından aşı takip bilgilerinin sorulması ve tarafların bildireceği başkaca delilleri bulunup bulunmadığı sorulup delil bildirilmesi halinde bildirilen delillerin de toplanarak oluşacak sonuç doğrultusunda nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar verilmesi gerekmektedir....