Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder (TMK m.28). Bu nedenle HMK’da taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür (HMK m.55; HUMK m.41). Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir....

Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder (TMK m.28). Bu nedenle HMK’da taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür (HMK m.55; HUMK m.41). Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir....

NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 427 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 7 ] "İçtihat Metni" Davacı E.. D.. ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada U.....

    Açıklanan bu durum karşısında öncelikle davacının nüfus kaydına göre anne ve babası olarak görünen sağ kişiler (ölü ise mirasçıları) davaya dahil edildikten sonra işin esası hakkında tüm kanıtlar toplanıp istemle ilgili DNA testi de yaptırılarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      tespiti olduğunun maddi hata sonucu yazıldığı ve davacının talebinin ...Fındık Tarım Satış Kooperatifinin 1999/Nisan tarihli prim kesinti listesinde 1956 doğumlu İdris oğlu, İdris Işık adına yapılan kesintinin kendisine ait olduğunun tespiti ve kayıtlardaki yanlışlığın düzeltimesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

        Somut olaya gelince; dava konusu parsellerde kayden paydaş olan ...’un dosya kapsamından ölüsağ mı, ölü ise mirasçılarının kimler olduğu anlaşılamamaktadır. Her ne kadar davacı tarafından mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle dava açılmış ise de bu dava sonucunda ... hakkında karar verildiği görülmektedir. O halde öncelikle tapu kayıt maliki...’un ölmüş olup olmadığı ve ölmüş ise mirasçılarının tespiti ile davada yer almalarının gerektiği açıktır. Adı geçen bulunamıyor ise kayyım tayini suretiyle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi gerekir. Diğer taraftan eğer tapu kaydındaki ismi ile nüfus kaydındaki isim arasında farklılık mevcutsa bu durumda tapu kaydının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi gerektiği tartışmasızdır. Yine, tapu maliklerinden ... kızı ...’nın tapu kaydında soyadının yer almadığı görülmüş, adı geçenin bir kısım davalıların murisi ... ile aynı kişi olup olmadığı anlaşılamamıştır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacıların eldeki davayı açmaktaki amaçlarının kök murisleri olduğunu iddia ettikleri Mahmut oğlu Hasan'dan kendilerine mirasen intikal eden taşınmazlarda malik görünen Mahmut oğlu Hasan ile nüfus kayıtlarındaki Mahmudaki Hasan'ın nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ile aynı kişi olduğunun tespitini sağlamak olduğunu, yine davacıların murisleri olduğunu iddia ettikleri Mahmut oğlu Hasan'ın nüfus kaydının mevcut olmadığının sabit olduğunu, nüfusta kaydı olmayan kişinin mirasçılarının nüfus kaydında düzeltim istemelerinin mümkün olmadığını, ayrıca davacıların ilgili tapu müdürlüğü aleyhine açacakları dava ile tapuda malik görünen Hasan oğlu Mahmut'un nüfus kayıtlarında murisleri olarak görünen Mahmudaki Hasan'ın aynı kişi olduğunun tespiti ile tapu kayıtlarının düzeltilmesi talebinde bulunmaları gerekirken eldeki dava ile nüfus kaydının düzeltilmesi istemli dava açmalarının yersiz olduğunu...

          nın sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden bu kişilerin hisselerini idare etmek üzere ... Defterdarının kayyım atanması istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dosya içerisinde bulunan bilgi belgelere göre; ... kızı ...ile ... oğlu ...'a kayyım tayinine ilişkin dava yönünden yapılan araştırmada, ... Merkezde yapılan inceleme neticesinde ... isminde dört kişinin bulunduğu, bunlardan hangisinin tapu maliki olduğunun belirlenemediği, ... oğlu ... isminde bir kişiye ise rastlanmadığı, ... olan dört kişinin nüfus kayıtlarında kardeş bilgileri incelendiğinde, bu kişilerin ... oğlu ... isimli bir kardeşinin bulunmadığı, bu nedenle ... oğlu ... ve ...'...

            sayılı dosyaları ile sabit olduğunu beyanla Ümmü Solaç ile Mevlüde Özen'in kardeş olduklarının tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Vakfı'na ait vakfiyede, tevliyetin evladın esen, ekber, aslah ve erşedine bırakıldığı, dosyada bulunan nüfus kaydından davacıdan büyük halası ... ve ... ile ölü halası ...un çocukları ... ile ...'nın sağ oldukları böylece vakfiyede öngörülen ekber şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu