K A R A R Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ...'ın ölü olduğu, nüfus kayıt örneğine göre davalının 06/10/1993 tarihinde ölmüş olduğu, davanın açıldığı tarihte davalının ölü olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle her iki davanın da usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacının, davalı ...'a ait işyeri bünyesinde 01/07/1983 ila 23/09/1983 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti istemiyle 14/03/2013 tarihinde dava açtığı, davalı ...'...
Sanığın, kardeşi olan...in sağlık güvencesi bulunmaması nedeniyle kendi kimliği ile tedavi gördüğü hastanede vefat etmesi neticesinde sanığın gerçek kimliği üzerinden ölü kaydı düşülmesi üzerine sanığın da kendisini kardeşi ... olarak tanıtarak gerçekte eşi olan ... adına olan suça konu 6.500 TL bedelli çeki keşide ederek ...isimli şirkete alışveriş karşılığında verdiği, daha sonra çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığı, sanığın bu şekilde atılı suçları işlediği iddia olunan olayda; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.06.2010 tarih ve 2010/217-334 sayılı kararından, davalı ...'nun halen sağ olduğu, kardeşi ...'in rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yattığı ve ...'in sosyal güvencesinden yararlandığı, ...'in tedavi gördüğü sırada ölmesi üzerine hastane görevlileri tarafından belgelere göre ...'in ölüm raporunun düzenlendiği ve ...'in nüfus kaydına ölü şerhinin verildiği anlaşıldığından, sanık ...'...
ilgilinin ölüm araştırmasının yapıldığı açıklamasında bulunulacağı, bu araştırma sonuçlanıncaya kadar kayıt üzerinde işlem yapılamayacağı, kişinin öldüğünün tespit edilmesi halinde ölüm olayının aile kütüğüne tescil edileceği, hakkında araştırma yapılan kişinin sağ olduğunun anlaşılması halinde ise yapılan açıklamanın silineceği, 4. bendinde de genel müdürlükçe, MERNİS ve adres kayıt sisteminde yer alan bilgilerden yararlanılarak uzun süredir işlem görmeyen, ölü olması muhtemel olup da aile kütüklerinde sağ görünenlerin araştırılmasının 3. fıkrada belirtilen usule göre nüfus müdürlüklerince yaptırılacağı belirtilmiştir....
VE ARKADAŞLARI DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Temyiz incelemesi sırasında dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılan; 16.04.2007 yılında yapılan kadastro sırasında çekişmeli 148 ada 51 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağında ölü olduğu belirtilen ...den olma 01.01.1979 doğumlu ...TC. Kimlik Numaralı ...'in açık nüfus aile kayıt tablosunun, varsa veraset ilamının getirtilmesi, ayrıca şahsın sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının tespiti için zabıta araştırması yapılması, tespit edilen duruma göre kararın kendisine veya mirasçılarına tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
ın gerçek annesinin kim olduğu tespit edilerek sağ ise kendisinin, ölü ise mirasçılarının davaya dahil edilip sonucuna göre istem hakkında karar verilmesi gerekirken, ...'ın kayden babası olan dahili davalı ... tarafından nesebin reddine dair açılmış bir dava bulunmadığı da gözardı edilerek nüfus kaydının tamamen iptaline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;Mahkemece, Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler ölü iseler mirasçıları duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmeli, ayrıca tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişinin kooperatif ferdileştirmesi ile malik olduğu anlaşıldığından dava konusu taşınmazların tescile esas alınan tüm dayanak belgeleri getirtilmeli ve sonucuna göre mülkiyet aktarımına yol açmayacak şekilde karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik araştırma ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar bu nedenle bozulmalıdır....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: ./.. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak...
Bu saptama yapılırkende aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
görünen T3 ilk eşi Hüseyin Yıldırım'ın kardeşi İbrahim Yıldırım ve İbrahim Yıldırım'ın eşi Ümüsün Yıldırım'ın oğlu olduğunu, nüfusta beyan usulü yolsuz olarak kısıtlı T3 oğlu olarak tescil edildiğini, nüfus kaydının düzeltilmesi davası sicildeki yolsuz kaydın düzeltilmesi amacıyla herhangi bir hak düşürücü süre olmaksızın ilgili herkes tarafından açıldığını, davanın kabulü ile davalı Tunçay'ın annesi olarak görünen T3 anne hanesinden kaydının silinerek nüfus kaydının düzeltilerek iptalini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Dinlenen bu tanıklar davacının davalı şirkette 1988 yılında çalıştığını, kayıtlarda ismi geçen ... olduğunu, davacı dışında ... isminde başka bir çalışan olmadığı yönünde beyanda bulunmuşlardır. Tanıkların bordro tanığı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince dava kabul edilmiş ise de; davacının talebi kayıtlarda ismi geçen ...'ün kendisi olduğunun tespitidir. Davalı şirkette çalıştığının tespitine yönelik bir hizmet tespiti davası değildir.” gerekçesiyle I-İlk Derece Mahkemesi kararının re'sen kaldırılmasına ve HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilmesine, Davanın kabulü ile; Davalı ... Ltd. Şirketi tarafından Kuruma verilen 20/02/1988- 21/05/1988 tarihleri arasındaki dönem bordrolarında ismi geçen ...'ün ... T.C. kimlik nolu davacı ... Tıraş olduğunun tespitine, II-Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar vermiştir....