Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 27 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen 3.626 metrekare miktarındaki bölümünün Hazine adına, aynı raporda (A) harfiyle gösterilen 3.500 metrekare miktarındaki bölümü ile çekişmeli 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazların 3/12'şer paylarının ölü ... oğlu ölü ... ve ölü ..., 2/12'şer paylarının ölü ... oğlu ölü ... ile, ölü ... oğulları ölü ... ve ölü ... mirasçıları adlarına; çekişmeli 46, 54 ve 55 parsel sayılı taşınmazların eşit hisselerle ölü ... oğulları ölü ... ..., ölü ... ve ölü ... ile ölü ... oğlu ölü ... mirasçıları adlarına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile davacı-davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekişmeli 46, 54 ve 55 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının...
un üzerine kaydettirdiğini belirttiği, ... isimli kişinin teşhise elverişli fotoğraflarının dosya arasına alındığı, müştekinin duruşmadaki beyanında soruşturma aşamasında sanığı fotoğrafından teşhis ettiğini belirttiği, ancak duruşmada sanık ile müştekinin biraraya getirilemediği, yeniden fotoğraf teşhisinin yaptırılamadığı anlaşılması karşısında, sanığın gerçek kimlik bilgilerindeki farklılıkların kendi içinde duraksama yarattığı dikkate alındığında, aynı kişinin iki defa kaydedildiğinin tespiti durumunda nüfus kaydının düzelttirilmesi, aynı isimde yaşayan iki kişinin bulunduğunun tespiti durumunda ise hangisinin sanık olduğunun duraksmaya yer bırakmayacak şekilde saptanmasından sonra sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle...
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
sayılı dosyaları ile sabit olduğunu beyanla Ümmü Solaç ile Mevlüde Özen'in kardeş olduklarının tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, galleye müstahak vakıf evladı olduklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dava konusu vakıftan galle alan evlat listesi ile dayanakları evrakın Vakıflar Genel Müdürlüğünden, 2- Davacıların dedesi olan ... oğlu ...’nun (TC Kimlik No:...) kardeşlerini de gösterecek şekilde gidebildiği kadar üst soyunu (sağ veya ölü olduklarına dair açıklamalı biçimde) gösterir nüfus kaydının ilgili nüfus müdürlüğünden, Getirtilip bu dosya içerisine konulduktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine bir kez daha GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
, yine müvekkilin dedesi Hüseyin'in nüfus kayıtlarında kızı Meryem olarak gözüken kişinin de anne adının Fatma olarak gözüktüğünü, Meryem olarak gözüken kişinin esasında nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen müvekkilin halası olan Fatma olduğunu, Fatma'nın nüfusta Meryem olarak kayıtlı olduğunu, yapmış oldukları araştırmalarda müvekklilin Ahmet isminde sağ doğmuş olan bir amcasının olduğu, bu kişinin de 1911 yılında doğduğu, 1935 yılında vefat ettiği, soyadının da Bayender olduğu, bundan başka Ahmet isminde bir amcasının olmadığı, Ahmet'in de anne adının Emine olduğu, yine nüfus kayıtlarında Meryem olarak gözüken kişinin hiç var olmadığı, bu kişinin müvekkilinin halası olan ve nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen 1970 li yıllarda ölen Fatma olduğu, mezarının dahi bulunduğu, bekar olarak öldüğünü, öncelikle müvekkili T1 nüfus kayıtlarında amcası olarak gözüken T.C.numaralı Ahmet isimli kaydın mükerrer olması sebebiyle iptaline, TC Kimlik numaralı Ahmet Bayender'in anne adının gerçekte olduğu...
Mirasçıların tespiti ile davacıya davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 50. maddesinde kimlerin davada taraf ehliyetine sahip olacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 124. maddesinde taraf değişikliğinin karşı tarafın rızası ile olabileceği, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan ve dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması hallerinde, karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebinin hakim tarafından kabul edilebileceği düzenlenmiştir. Dava tarihinden önce ölen kişinin Medeni Kanuna göre taraf ehliyeti son bulacağından ölü kişi aleyhine dava açılamayacak ise de; Hazinenin dava açtığı kişi tapu kayıt maliki olup, tapuda malik olarak görünen kişinin ölü olduğunun bilinmemesi kabul edilebilir bir yanılgı teşkil edeceğinden daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir....
Vakfı'na ait vakfiyede, tevliyetin evladın esen, ekber, aslah ve erşedine bırakıldığı, dosyada bulunan nüfus kaydından davacıdan büyük halası ... ve ... ile ölü halası ...un çocukları ... ile ...'nın sağ oldukları böylece vakfiyede öngörülen ekber şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yine ...’in eski eşi .....’ten olma çocukları .... ve ...... ile 1943 yılında ölen eşi Ünzüle’den olma çocuklarından Şevki ve ...’nin sağ olup olmadıkları nüfus kayıtlarından anlaşılamamaktadır. Dosyada mevcut nüfus kayıtlarında, bu şahıslar sağ gözükmekte ancak kaydın altındaki şerhlerde “ölüm tarih”lerinden bahsedilmektedir. Mahkemece bu çelişki giderilmeye çalışılmamış, ölmüşler ise mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerektiği düşünülmemiştir. Taraf teşkili dava şartı olup dava şartı yerine getirilmeden ve usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip davaya devamla esas hakkında karar verilemez. Mahkemece, tesbit maliki davalı ölü ...’ın tüm mirasçıları kesin olarak tesbit edilip usulen davaya dahil edilmeleri sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş bulunulması isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde 20.7.2000 doğumlu oğlu ... nüfustaki ölü kaydının sağ olarak düzeltilmesini, 30.06.1988 doğumlu oğlu ... ise nüfus kaydına ölü şerhinin işlenmesi sağ kaydının kaldırılımasını istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Mahkemece davacı ...'ye gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin tebliği Tebligat Yasası ve Tüzüğü hükümlerine uygun değildir. Şöyle ki; Tebligat Yasasının 21. maddesi hükmü uyarınca muhatabın adreste bulunmama nedeninin tespiti için herhangi bir işlem yapılmamış sadece muhatabın köyde bulunmadığı tutanağa yazılmış, ancak bu bilgiyi veren kişi ve kişilerin ad ve imzaları alınmadığı gibi durumun haber verildiği komşunun adı yazılmışsa da imzası alınmamış olmakla yapılan tebligat geçersizdir....