Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt malikinin davacılar miras bırakanı ile aynı kişi olduğunun tesbiti isteğine ilişkindir. Davacılar, 202 parsel sayılı taşınmazın pasif maliki olarak görünen ...'un kendi mirasbırakanları ... ikametli ... oğlu ... ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ... ile Fer'i Müdahil ... Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, davanın reddini savunmuşlardır....

    İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı nüfus müdürlüğü temsilcisi tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Saffet Arat'ın ölü olduğunu, bu nedenle işlem yapılamayacağını, Saffet Arat'ın anne ve babasının kim olduğunun, nerede kayıtlı olduğunun tespiti yapılmadan, anne baba adı düzeltmesinin hukuki yarar sağlamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa Cevap: Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi vermemiştir. Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, nüfus kayıtlarında davacının babası olan T.C. Kimlik numaralı Saffet Arat’ın baba ve anne isminin düzeltilmesi istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde 20.7.2000 doğumlu oğlu ... nüfustaki ölü kaydının sağ olarak düzeltilmesini, 30.06.1988 doğumlu oğlu ... ise nüfus kaydına ölü şerhinin işlenmesi sağ kaydının kaldırılımasını istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Mahkemece davacı ...'ye gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin tebliği Tebligat Yasası ve Tüzüğü hükümlerine uygun değildir. Şöyle ki; Tebligat Yasasının 21. maddesi hükmü uyarınca muhatabın adreste bulunmama nedeninin tespiti için herhangi bir işlem yapılmamış sadece muhatabın köyde bulunmadığı tutanağa yazılmış, ancak bu bilgiyi veren kişi ve kişilerin ad ve imzaları alınmadığı gibi durumun haber verildiği komşunun adı yazılmışsa da imzası alınmamış olmakla yapılan tebligat geçersizdir....

      Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 27 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen 3.626 metrekare miktarındaki bölümünün Hazine adına, aynı raporda (A) harfiyle gösterilen 3.500 metrekare miktarındaki bölümü ile çekişmeli 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazların 3/12'şer paylarının ölü ... oğlu ölü ... ve ölü ..., 2/12'şer paylarının ölü ... oğlu ölü ... ile, ölü ... oğulları ölü ... ve ölü ... mirasçıları adlarına; çekişmeli 46, 54 ve 55 parsel sayılı taşınmazların eşit hisselerle ölü ... oğulları ölü ... ..., ölü ... ve ölü ... ile ölü ... oğlu ölü ... mirasçıları adlarına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile davacı-davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekişmeli 46, 54 ve 55 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının...

        , yine müvekkilin dedesi Hüseyin'in nüfus kayıtlarında kızı Meryem olarak gözüken kişinin de anne adının Fatma olarak gözüktüğünü, Meryem olarak gözüken kişinin esasında nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen müvekkilin halası olan Fatma olduğunu, Fatma'nın nüfusta Meryem olarak kayıtlı olduğunu, yapmış oldukları araştırmalarda müvekklilin Ahmet isminde sağ doğmuş olan bir amcasının olduğu, bu kişinin de 1911 yılında doğduğu, 1935 yılında vefat ettiği, soyadının da Bayender olduğu, bundan başka Ahmet isminde bir amcasının olmadığı, Ahmet'in de anne adının Emine olduğu, yine nüfus kayıtlarında Meryem olarak gözüken kişinin hiç var olmadığı, bu kişinin müvekkilinin halası olan ve nüfus kayıtlarında hiç gözükmeyen 1970 li yıllarda ölen Fatma olduğu, mezarının dahi bulunduğu, bekar olarak öldüğünü, öncelikle müvekkili T1 nüfus kayıtlarında amcası olarak gözüken T.C.numaralı Ahmet isimli kaydın mükerrer olması sebebiyle iptaline, TC Kimlik numaralı Ahmet Bayender'in anne adının gerçekte olduğu...

        Mirasçıların tespiti ile davacıya davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 50. maddesinde kimlerin davada taraf ehliyetine sahip olacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 124. maddesinde taraf değişikliğinin karşı tarafın rızası ile olabileceği, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan ve dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması hallerinde, karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebinin hakim tarafından kabul edilebileceği düzenlenmiştir. Dava tarihinden önce ölen kişinin Medeni Kanuna göre taraf ehliyeti son bulacağından ölü kişi aleyhine dava açılamayacak ise de; Hazinenin dava açtığı kişi tapu kayıt maliki olup, tapuda malik olarak görünen kişinin ölü olduğunun bilinmemesi kabul edilebilir bir yanılgı teşkil edeceğinden daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir....

          Yine ...’in eski eşi .....’ten olma çocukları .... ve ...... ile 1943 yılında ölen eşi Ünzüle’den olma çocuklarından Şevki ve ...’nin sağ olup olmadıkları nüfus kayıtlarından anlaşılamamaktadır. Dosyada mevcut nüfus kayıtlarında, bu şahıslar sağ gözükmekte ancak kaydın altındaki şerhlerde “ölüm tarih”lerinden bahsedilmektedir. Mahkemece bu çelişki giderilmeye çalışılmamış, ölmüşler ise mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerektiği düşünülmemiştir. Taraf teşkili dava şartı olup dava şartı yerine getirilmeden ve usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip davaya devamla esas hakkında karar verilemez. Mahkemece, tesbit maliki davalı ölü ...’ın tüm mirasçıları kesin olarak tesbit edilip usulen davaya dahil edilmeleri sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş bulunulması isabetsizdir....

            Nüfus kayıtlarındaki istemler ile ilgili davalarda mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan mahkemece sadece taraf ve tanık beyanlarıyla yetinilmeyip resen yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıklar araştırılıp dinlenmek suretiyle gerçek ölüm tarihinin araştırılıp belirlenmesi gerekir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1- a bendine göre; nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır. Bir hakkın kullanılması için, bir kimsenin sağ veya ölü olduğunun veya belirli bir zamanda yada başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır. (TMK 29. Md.)...

            Bayhan'ın 1999 depreminde vefat ettiğini, ancak cesedinin teşhis edilememesi nedeniyle kayıtlarda sağ gözüktüğünü ileri sürerek, ... Bayhan'ın ölü olduğunun tespiti ve ... kayıtlarının düzeltilmesi istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince, "... kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarının çekişmesiz yargı işlerinden olduğu, HMK'nın 382 ve 383. maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait bulunduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, "davanın, şahıs varlığına ilişkin davalardan olduğu, 6100 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dava, niteliği itibariyle 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-5 maddesinde sözü edilen çekişmesiz yargı işlerindendir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava Perihan Koçer isimli kişinin ölü olduğunun nüfus kayıtlarının olaylar ve tarihler hanesine yazılması istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece resen gözetilir....

              UYAP Entegrasyonu