Bir başka anlatımla, Nüfus Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca tespit talebidir. Bu durumda, dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin olup, asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu sebeple, Mardin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle, 1- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Mardin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE. 2- Dosyanın merci tayini isteminde bulunan mahkemeye gönderilmesine. Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 22/2. ve 352. maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiş olmaktadır. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243)....
Somut olayda davacı vekili müvekkilinin nüfusta anne ve baba olarak gözüken Halil İbrahim ve T6 'in kaydının iptalini, bu haneden terkinini, nüfus kaydının düzeltilmesini, gerçek anne ve babası olan T5 ve T3'in soybağının kurulmasını talep etmiş olduğundan davacı vekilinin talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Yukarıda açıklanan nedenlerle eldeki davayı inceleme görevi Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup bu sebeple Kayseri 3....
Sulh Hukuk, Çat Sulh Hukuk ve Erzurum Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R – İncelenmesine gerek görülen, 31843495388 kimlik numaralı kısıtlı adayı ...’ın adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre yerleşim yerini gösteren nüfus kaydının ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra merci tayini incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bir başka anlatımla, Nüfus Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca tespit talebidir. Bu durumda, dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin olup, asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu sebeple, Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle, 1- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE. 2- Dosyanın merci tayini isteminde bulunan mahkemeye gönderilmesine. Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 22/2. ve 352. maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK 11.2.1998 gün ve 1999/2- 87 E., 1998/77 K. sayılı kararı). Şu durumda zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmî kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir (Özsunay, s. 244; Öztan, B.: Şahsın Hukuku Hakiki Şahıslar, Ankara 1997, s. 210). Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
Aile Mahkemesi ise 24/01/2020 tarih ve 2019/832- 2020/33 Esas ve Karar sayılı kararı ile; annenin tespiti hususunun nesep olmayıp nüfus kaydının düzeltimi davası olduğu gerekçesi ile bu talebi tefrik ederek görevsizlik kararı verip görevli gördüğü Asliye Hukuk Mahkemesi'ne göndermiştir, babalığın tespiti hususunda ise yargılamanın devam olunmasına karar vererek tefrik olunan talep için verilen karşı görevsizlik yönünden merci tayini için dosyayı dairemize göndermiştir....
DAVA TÜRÜ : Mükerrer Nüfus Kaydının İptali K A R A R Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 04.02.2013 tarihli davaname ile Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası sonunda; Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemesince 11.02.2013 tarihinde görevsizlik kararı verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip dosyanın geldiği Adana 8. Aile Mahkemesince 27.03.2014 tarihinde karşı görevsizlik kararı verilmesi sonrası dosyanın merci tayini için resen Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderildiği; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/3723-8465 sayılı, 06.10.2015 tarihli ilamıyla Adana 8....
ya ait adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre düzenlenmiş (adresini gösterir biçimde) son nüfus kaydının nüfus müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması ve bundan sonra nüfus kaydında gösterilen adreste kısıtlı adayı ...'nun kardeşi ... ile birlikte yaşayıp yaşamadığı yaptırılacak zabıta araştırması ile tespit ettirilerek düzenlenecek evrakın dosyaya eklenmesi, ondan sonra merci tayini incelemesi yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiş olmaktadır. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243)....