Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için hükme gerek bulunmadığından çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir. (18.HD'sinin 2013/15948E-2014/175K sayılı ilamı) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda istek, niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, yanlış ve yanlıltıcı beyanla nüfus kütüğüne hatalı yazılan ana adının eş söyleyişle nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
nüfusa kayıtlı, Ömer ve Ayşe oğlu, 18/06/1958 Vakfıkebir doğumlu TC kimlik numaralı T5 olduğunun tespiti ile kayıtların bu şekilde düzeltilmesine, nüfus kayıtlarının tesciline" karar verilmiştir....
Dosya arasında Nüfus kaydı bulunmadığından aynı köyde ikamet eden davacı ...'nün davalının kardeşi olup olmadığı tespit edilememiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 39. maddesinde, “bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Açıklanan nedenle, davalı ...'ın nüfus kaydının Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek davacı ile kardeş olup olmadıklarının belirlenmesi, kardeş olduklarının saptanması halinde yapılan tebligat usulsüz sayılacağından davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun biçimde hükmün tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE 18.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda ; Dava konusu taşınmaz 1981 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında senetsizden ... ... ve ... ... adlarına tespit edilmiş, 23.3.1987 tarihli Kadastro komisyonu kararında da ... ... ile ... ...’nin kardeş oldukları yazılmıştır. Dosya içinde bulunan nüfus kayıt örneklerine göre ... ..., ... ve Hürmüs oğlu , davacıların miras bırakanı ... ise İbrahim ve ...’dan olma olup ... ile davacıların miras bırakanı ... kardeş değildir. Mahkemece bu çelişki giderilmemiştir. Mülkiyet nakline yol açmamak için az yukarıda açıklanan yönteme göre araştırma ve soruşturma yapılarak çelişkinin nereden kaynaklandığı tanıklardan sorulmalı ve gerektiğinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanarak açıklanan çelişkide giderilmek suretiyle karar verilmelidir. Eksik araştırma ve soruşturma ile istemin hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
ile veraset davası ikame edildiğini, ancak babası ile bağının mahkeme kararı ile tespiti için bekletici mesele yapıldığını bu nedenlerle davacı T1 T7 kızı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-Tanık anlatımlarında ismi belirtilen ........... nüfus bilgilerinin taraflardan sorularak kim olduğunun açıklığa kavuşturulması, 2-Kimlik bilgileri tespit edildikten sonra .......... ile davalı O.. Y..'nun anne, baba, kardeş ve çocuklarını gösterir şekilde nüfus aile kayıt tablolarının merciinden istenilerek varsa Cavit ve Osman arasındaki nüfus bağlantısının sağlanması, alınacak cevabi yazıların evraka eklenmesi ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE,26.5.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
iddet süresi içerisinde doğduğu için boşandığı eşi Adem'in nüfusuna kaydedildiğini ve kimlik numarasını aldığını, çocuğun gerçek babası Engin'in nüfustan kimlik çıkarttığını ve T.C kimlik numarasıyla kendi nüfusuna kaydettiğini, böylece aynı çocuğun iki ayrı nüfus kaydında yer aldığını, iki ayrı nüfus kaydına sahip olan aslında tek kişi olan Deniz Yılmaz Kalebaş'ın gerçek doğum tarihinin 02.05.2012 olup biyolojik babasının da T5 olduğunu, nüfustaki bu karışıklığın giderilmesi için soybağının reddi davası açılması gerektiğini, dava açma yetkisinin koca ve çocuğa tanındığını, kayyıma da yetki verildiğini, biyolojik babanne olan Münevver'in çocuğa kayyım olarak atandığını, bu nedenle davanın açıldığını belirterek, Deniz Bulut ve Deniz Yılmaz Kalebaş olarak nüfusta iki ayrı kayıt olarak gözüken yaşı küçük çocuğun 02.05.2012 doğumlu Deniz Yılmaz Kalebaş olarak tek çocuk olduğunun tespitine, soybağının reddi ile yaşı küçük çocuğun biyolojik babasının T3 olmadığının ve T5 olduğunun tespiti...
kardeş olmakla birlikte annelerinin adı ... olup, bu isimde 348 parselin tescil dayanağı olan Zilhicce 1288 tarih 102 numaralı tapu kaydının iktisap sebebi ile örtüşmemektedir. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı ile tapu maliki ...'ın irsi ilişkisini gösteren veraset ilamı veya aile nüfus kayıt tablosunun temin edilerek irsi ilişki ispat edilmediği takdirde aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, sözü edilen irsi bağlantının kurulması halinde, dava konusu olan 348 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ile, davacılara sorulacak bilgi doğrultusunda isimlerinin düzeltilmesi istenen ... ve ...'nin babaları ile ...'ın babası ...'in kardeş olup olmadıklarını gösterecek biçimde ... ve ...'...
Ceza Dairesinin 05.03.2013 tarihli ve 2012/16241 Esas, 2013/7309 Karar sayılı ilamında yer alan 'Nüfus kaydında kardeş olarak gözüken şikayetçi ile sanığın, aşamalardaki anlatımlarında kardeş olmayıp, amca ve yeğen olduklarını beyan etmeleri karşısında, TCK'nin 167. maddesinin değerlendirilmesi için nüfus kaydının doğru olup olmadığı, kaydın düzeltilmesi hususunda bir dava açılıp açılmadığı araştırılarak ve gerektiğinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği...' şeklindeki açıklamalar nazara alındığında; mağdur ...’in dosyada mevcut nüfus kayıtlarına göre sanığın kardeşi olmadığı, ancak mağdur ile sanığın anlatımlarında kardeş olduklarını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 86/3-a değerlendirilmesi için nüfus kaydının doğru olup olmadığı, kaydın düzeltilmesi hususunda bir dava açılıp açılmadığı araştırılarak ve gerektiğinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden...
Bu durumda mahkemece, taşınmazda paydaş görünen “...”’nin diğer paydaşlar ... oğulları ... ... ve ... ...’in kardeşi olup olmadığı tanıklara sorulmalı ve diğer deliller ile araştırılmalı, kardeş olduklarının tespiti halinde, davacı idareden kayıt malikinin isminde de düzeltme isteyip istemediği sorularak, bu yönde bir istemi bulunduğu takdirde kapalı kayıt olarak görünen Latife”nin nüfus kayıtları ile muris “...”nın aile kayıt tabloları getirtilerek, tüm kayıtlar ve deliller bu son hale göre incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....