Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının, nüfusa kayıt edilmediği, kendisinden önce doğmuş ve nüfusa 24.08.1976 doğum tarihi ile 08.02.1978'de tescil edilip vefat ettiği halde sağ gözüken ... isimli kardeşinin kaydını kullandığı anlaşılmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır....

    Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar, diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim taleple bağlı kalmayarak re'sen (kendiliğinden) de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında amaç kişinin gerçek doğum tarihinin yıl, ay ve gün olarak belirlenip düzeltilmesidir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 s. NHK' nun 15., 31. ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin (doğum tarihinin 10.10.1977 olarak düzeltilmesini) nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir....

    Her ne kadar, 08.05.2020 tarih ve 2505 sayılı olup, 9 Mayıs 2020 tarihli, 31122 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğinde yurt dışında doğanların doğum yerinin ülke ismi ile birlikte yazılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere, nüfus kütükleri resmi sicillerdir ve belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluştururlar. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 7. Maddesinde doğum yerinin nüfusa tescil edilmesi gereken bir nüfus olayı olduğu açıkça belirtilmiş olup, yurt dışında doğup vatandaşlığa alınanların nüfus kayıtlarında doğum yerinin bulunması gereklidir. Kişinin, doğduğu yerin hangi ülke içerisinde bulunduğunun nüfus kütüklerine yazılması karışıklıkların önlenmesi için elzemdir....

    Somut olayda; davacıların çocukları Sabriye Karadağ'ın gerçek doğum tarihinin 01/04/2003 olmasına rağmen her nasılsa nüfus kütüğüne sehven doğum tarihinin 27/11/2004 olarak yazıldığını, adı geçen çocuklarının gerçek doğum tarihinin 01/04/2003 olduğunu, bu durumun nasiyeyi hali ve vücut bünyesiyle ispat edileceğini, nüfus kütüğüne yazılan doğum tarihinin mağduriyete yol açtığını ileri sürerek nüfus kaydında 27/11/2004 tarihi olarak geçen doğum tarihinin 01/04/2003 tarihi olarak düzeltilmesini talep ettikleri, mahkemece doğum tarihinin gün ve ay baki kalmak kaydıyla 27/11/2003 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, davalı idare temsilcisi tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir....

    Somut olayda; davacıların çocukları Sabriye Karadağ'ın gerçek doğum tarihinin 01/04/2003 olmasına rağmen her nasılsa nüfus kütüğüne sehven doğum tarihinin 27/11/2004 olarak yazıldığını, adı geçen çocuklarının gerçek doğum tarihinin 01/04/2003 olduğunu, bu durumun nasiyeyi hali ve vücut bünyesiyle ispat edileceğini, nüfus kütüğüne yazılan doğum tarihinin mağduriyete yol açtığını ileri sürerek nüfus kaydında 27/11/2004 tarihi olarak geçen doğum tarihinin 01/04/2003 tarihi olarak düzeltilmesini talep ettikleri, mahkemece doğum tarihinin gün ve ay baki kalmak kaydıyla 27/11/2003 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, davalı idare temsilcisi tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir....

    Somut olayda; davacının nüfus kaydında açıklamalar kısmında, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.1980tarih ve 1980/296-589 sayılı kararı ile doğum tarihinin tashih edildiği ve kayıt düzeltme ile doğum tarihi (0) iken 14.04.1965 tarihi olduğu belirtildiği gözetilerek, davacının yaş tashihi yapıp yapmadığı, yaş tashihi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, davacının doğum tarihindeki değişikliğin kayıt düzeltme ya da yaş tashihi olup olmadığı irdelenerek, yaş tashihi olduğunun tespit edilmesi halinde ... Sigortası kapsamında çalışmaya başladıktan önce veyahut sonra yaş tashihi kararının kesinleşip kesinleşmediği tespit edilip, ......

      Dosya içerisine celp edilen yaş tashihine ilişkin dava dosyasının incelenmesinden; Davacının babası tarafından, davacının 14.02.1970 doğumlu olmasına rağmen nüfus kütüğüne her nasılsa 14.02.1972 doğumlu olarak tescil edildiği belirtilerek ay ve gün baki kalmak üzere yılın 1970 olarak düzeltilmesi talebiyle 27.05.1988 tarihinde dava açıldığı, ... devlet hastanesinden alınan 31.05.1988 tarihli heyet raporunda davacının klinik ve radyolojik olarak 19 yaşında olduğunun bildirildiği, dosyada dinlenen tanıkların da davacının doğum tarihinin 14.02.1970 tarihi olduğu yönünde beyanda bulundukları, mahkemece hastane raporu, tanık beyanları, davacının huzurdaki hali esas alınarak davacının doğum tarihinin 14.02.1970 olarak düzeltilmesine karar verildiği, dolayısıyla davanın nasiye haline uygun hale getirilmiş kayıt tashihi davası olduğu anlaşılmaktadır....

        Dava dosyasındaki kayıt ve belgelere göre, davacının ilk işe giriş tarihinin 05/12/1989 tarihi olduğu, davacının nüfusa 07/08/1971 doğum tarihli olarak kayıtlı iken Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/755 Esas ve 1989/930 karar sayılı kararı ile davacının doğum tarihinin 07/08//1969 olarak düzeltildiği ve kararın 15/01/1990 tarihinde kesinleştiği, davacının 07/08/2020 tarihinde aylık talebinde bulunduğu, davacının 51 yaş ikmal şartı gerektiği, yaş düzeltmesinin tarihi işe başladıktan sonra olduğundan doğum tarihinin 07/08/1971 alındığından tahsis talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, yaşlılık aylığı bağlanmasında; sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin mi, yoksa çalışmanın başlamasından sonra mahkeme kararı ile düzeltilen tarihin mi esas alınacağı noktasında toplanmaktadır....

        Dava dosyasındaki kayıt ve belgelere göre, davacının ilk işe giriş tarihinin 10/03/1984 tarihi olduğu, davacının nüfusa 01/01/1972 doğum tarihli olarak kayıtlı iken Sorgun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/92 Esas ve 1985/92 karar sayılı kararı ile davacının doğum tarihinin 01/01/1967 olarak düzeltildiği ve kararın 18/02/1985 tarihinde kesinleştiği, davacının 08/01/2015 tarihinde aylık talebinde bulunduğu, davacının 48 yaş ikmal şartı gerektiği, yaş düzeltmesinin tarihi işe başladıktan sonra olduğundan doğum tarihinin 01/01/1972 alındığından tahsis talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, yaşlılık aylığı bağlanmasında; sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin mi, yoksa çalışmanın başlamasından sonra mahkeme kararı ile düzeltilen tarihin mi esas alınacağı noktasında toplanmaktadır....

        Somut olayda, 01/12/1985 tarihinde ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayan ve kayden 01/11/1969 doğumlu olan davacının, doğum tarihinin, ilk işe girişten sonra, Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile 01/11/1966 olarak tashih edildiği dosya kapsamından sabittir. Uyuşmazlık, yaşlılık aylığı bağlanmasında; sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin mi, yoksa çalışmanın başlamasından sonra mahkeme kararı ile düzeltilen tarihin mi esas alınacağı noktasında toplanmaktadır....

        UYAP Entegrasyonu