GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gerçek doğum tarihi 20.12.1968 olmasına rağmen ailesi tarafından yanlışlıkla nüfusa 01.05.1965 olarak kaydedildiğini, 13.03.1969 tarihinde nüfusa tescil edildiğini, müvekkilinin evde doğduğunu, müvekkilinin sehven yazılan nüfus kayıtlarına göre ablasından büyük gözüktüğünü ancak kendisinini ablasından bir yıl sonra ilkokula başladığını, müvekkilinin gerek dış görünüşü, gerekse de kemik yapısının bu iddiayı açıkça doğrulayacağını, müvekkilinin yaşının düzeltilmesinin hem gerçek nüfus kaydının saptanması hem de hukuki durumun sıhhati açısından değiştirilmesine ve tashihinde müvekkilinin hukuksal ve şahsi yararı bulunduğunu ileri sürerek müvekkilinin nüfus kaydındaki 01.05.1965 olan kaydın gerçek yaşı olan 20.12.1968 olarak tashihine ve nüfusa tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının 1979 olan doğum yılının 1980 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Nüfus Müdürlüğünden getirtilen nüfus kaydına göre davacının Türkiye'de 04.01.1979 doğum tarihi ile kayıtlı olduğu görülmüştür. Davacı, İran İslam Cumhuriyeti'nde 04.01.1980 doğumlu olarak kayıt edildiğini ve iki ayrı ülkede iki ayrı doğum tarihi ile kayıtlı olmasının yarattığı sıkıntının giderilmesi için Türkiye Cumhuriyeti'ndeki nüfus kayıtlarında 04.01.1979 yazılan doğum tarihinin 04.01.1980 olarak düzeltilmesini istemiştir....
in doğum tarihinin nüfusa yanlış kaydedildiği iddiasıyla davacının nüfus kaydında doğum tarihinin gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini talep edilmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2011 gün ve 2011/2052-201 sayılı davanamesiyle ... ve ... kardeşlerin doğum tarihleri arasında yasanın öngördüğünden daha az bir süre kaldığı bildirilerek adı geçenlerin doğum tarihlerinin düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek ...'ın nüfus kütüğünde 2002 olan doğum yılı 2003 olarak düzeltilmiş, hüküm nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davanameyle, 03.10.2001 doğumlu ... ile 27.02.2002 doğumlu ...'nın doğum tarihleri arasında 180 günlük bir fark olmadığı bildirilerek adı geçenlerin doğum tarihlerinin düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece ...'ın doğum yılı 2003 olarak düzeltilmiştir. Dosya içerisindeki mevcut nüfus kaydından, ...'ın nüfusa 28.02.2002 tarihinde tescil edildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasına dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.04.2007 günlü ve 2005/186-2007/106 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 28.01.2008 günlü ve 2007/11454-2008/449 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, davacı vekili müvekkili davacının kütükte iki ayrı nüfus kaydının bulunduğunu, bu kayıtlarda anne adı, doğum yeri, doğum tarihi ve adının farklı yazıldığını, gerçekte adının ..., anne adının ..., doğum yerinin Taif, doğum tarihinin 15.09.1944 olduğunu ileri sürerek nüfus kaydının buna göre düzeltilmesini istemiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının ......
ta doğduğunun anlaşılması nedeni ile doğum yerinin ve soyadının düzeltilmesi istemlerinin kabulüne, diğer istemlerinin ise reddine karar verilmiştir. Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 10.08.1976 tarihinde babası Hüseyin ... beyanı üzerine düzenlenen doğum tutanağına göre, ... ve ... kızı, doğum yeri ..., doğum tarihi 04.02.1962 olarak nüfusa tescil edildiği, resmi bir kurumda doğmadığı; dava dilekçesine ekli olarak sunulan Lübnan ferdi nüfus kaydı ve doğum belgesine göre ise, ... ve ... kızı olarak ...'ta hastanede 06.09.1960 tarihinde doğduğu ve ... soyadı ile tescil edildiği; dinlenen tanıkların beyanlarından ve kolluk araştırmasından davacının ...'ta doğduğu, 1960 doğumlu olarak bilindiği, ... ve ... kızı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının .../...'...
nin nüfus kütüğünde 23.12.1999 olan doğum tarihinin istemle bağlı kalmayarak rapora göre ve nüfus kayıtları ile çelişki meydana getirmeden düzeltilmesi yerine, sağlık kurulu raporu dikkate alınmadan tanık beyanlarına göre karar verilmesi, 2-Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu kanun hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak davanın sonuçlandırılması, Doğru görülmemiştir....
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde; saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin Nüfus İdaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, 13.01.1950 olan doğum tarihinin nüfus kütüğüne ay ve günsüz 1950 olarak işlendiğini, idarece doğum tarihinin 01/07/1950 olarak tamamlandığını, kendisinin yurtdışında işçi olup doğum tarihinin gerçek doğum tarihi gibi 13.01.1950 olarak geçtiğini ileri sürerek, doğum tarihinin 13.01.1950 olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, 5490 sayılı Kanunun 39.maddesi uyarınca, doğum tarihinin nüfus idaresi tarafından idari yoldan tamamlandığını, tamamlama işleminin idari bir görev olduğunu ve bu nedenle uyuşmazlığın idari yargı alanına girdiği gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece doğum yeri değiştirilmek istenen davacının Türk vatandaşlığından çıkması nedeniyle nüfus kaydının kapalı olduğu, bu nedenle nüfus kayıtları üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı gözetilmeksizin doğum yerinin düzeltilmesine ilişkin davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....