Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek davacının müşterek konuttan ayrıldığı esnada ziynet eşyalarını alma fırsatının olup olmadığı konusu değerlendirilerek takı seti dışındaki ziynet eşyaları yönünden bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece ziynet eşyalarının bozdurulması sırasında davacı kadının rızasının bulunmadığı hususunun ispat edilmediği gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Düğünde kadına takılan ziynetler bağış hükmündedir ve kadının kişisel malıdır. Ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, talep edilen ziynetlerin varlığı sabit olup, ziynet eşyaların erkek tarafından alınarak bozdurulduğu ispatlanmıştır. Davalı erkek bu ziynet eşyalarının kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiğini ise kanıtlayamamıştır. O halde, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....
Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının kendisinden zorla alındığını iddia etmesine rağmen, karşı davaya cevap dilekçesinde ise erkeğin, kendisi hakkında altınları alarak Türkiye ye kaçtı şeklindeki sözleri nedeniyle, tekrar Almanyaya dönüp, altınları bulunduğu yerden alarak, davalı-karşı davacı erkeğe teslim ettiğini beyan etmek suretiyle, dava dilekçesindeki beyanıyla çelişmiştir. Ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı erkekte olduğunu ispat yükü, davacı-karşı davalı kadındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Yapılan yargılama ve dinlenilen tanık beyanlarından, davacı-karşı davalı kadın, ziynet eşyalarına yönelik iddiasını ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının kadın eşe ait olması hususunun doğru olduğunu, ancak uygulama ve Yargıtay içtihatlarında ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayıyla ziynet eşyalarının bozdurulup evin ihtiyaçları için harcandığının davalı tarafça kanıtlanması halinde davalı koca düğünde takılan ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulacağını, buna ilişkin Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, 1.602,00....
Davacı sunduğu delilleri ile bu ziynet eşyalarının konuttan ayrıldığı sırada götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını usulünce kanıtlayamamıştır. Bu durumda; davacının ziynetlere ilişkin iddiasını ispatlayamaması nedeniyle bu istemin reddine karar verilmesi gerekirken; kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2.b bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadının ziynet eşyalarının miktar ve niteliğine yönelik temyiz itirazları ile davalı erkeğin ziynet eşyası alacağı nedeniyle vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.09.2015(Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının kayınvalidesinin evinde kalmaya zorlandığını ve anlaşamadıkları için evi terk etmek zorunda kaldığını ve ziynetlerinin davacı tarafta kaldığını bildirerek ziynetlerin aynen iadesini veya bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili bir kısım ziynet eşyalarının davacı tarafta kaldığını savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının kayınvalidesine ait kasaya konulduğunu, ayrılırken alma imkanı olmadığını belirterek davalıda kalan ziynet eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, ziynetleri davacının evden ayrılırken yanında götürdüğünü, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....
Dosyanın incelenmesinde; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedelini talep etmiş olmasına karşın, aşamalardaki (22.01.2013 tarihli celsede) beyanında ise dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini değil bedelini talep etmiş, eş söyleyiş ile talebini bedel iadesi olarak açıklamıştır. Buna karşın mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesi yönünde de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Yukarıda açıklanan davacı-davalı kocanın ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ziynet eşyalarının kısmen kabulüne ilişkin bölümünün bozulmasına, davalı-davacı kadının ise ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyorum. KARŞI OY YAZISI Düğünde, davacı-davalı erkeğe takıldığı tespit edilen altınların da davalı-davacı kadının ziynet eşyası olduğu yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin olay günü müşterek çocuklarını da yanına alarak ayakkabı bile giymeden terlikle evden ayrıldığını, tüm çeyiz eşyalarının müşterek konutta kaldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının da davalının babasına ait arsada yapılan ev inşaatı için harcandığını iddia ederek, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin tüm birikimlerinin evde altın olarak biriktirdiğini, davacının iddia ettiği altınlardan çok daha fazlasının davacı tarafından evde saklandığını, davalı evde yokken altınların bir kısmını annesinin evine götürdüğünü, bir kısmını da kendi babası ev satın alırken ona verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....