Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVACI-DAVALI DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırılması-Nafakanın Kaldırılması KARAR DÜZELTME İSTEYEN Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 26.04.2011 gün ve 4109-7053 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

    Aile Mahkemesi'nin 2019/140 esas 2019/170 karar sayılı ilâmı ile boşandıklarını, müşterek çocukları Tuğçe Nur ve Umut'un velayetinin kendisine verildiğini, ancak müşterek çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmediğini, davalının katılımda bulunmadığını, çocukların geçimini sağlamakta güçlük çektiğini, iş bu davanın kabulü ile müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, hükmedilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını, yargılama giderlerin davalıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile anlaşmalı olarak protokol doğrultusunda boşandıklarını, protokol kapsamında kendisine ödeme yaptığını, başkaca dava açmayacağını söylemesine karşın işbu davayı açtığını, kendisinin de maddi durumunun iyi olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların protokol düzenleyerek anlaşmalı boşandıklarını, iştirak nafakası belirlenmediğini, ancak davalının çocukların mağdur olmaması için davacıya İstanbul Pendik Çamlık Mahallesinde inşa edilen Helenium Garden isimli sitede 3 adet daire, Yalova Armutlu isimli ilçesinde devremülk verdiğini, nafaka, tazminat, ziynet, mal paylaşımı istemeyeceklerine dair protokol düzenlediklerini, boşanmadan sonra davacının çocuklarına engel olduğunu, davacıya bırakılan dairelerin kira gelirlerinin olduğunu, istenen nafaka miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece; yukarıda anlatılan hususlar doğrultusunda ,tarafların protokol ve dava tarihlerine göre gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak iştirak nafakasının TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine gereğince değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasında 15.08.2013 tarihli protokol düzenlenmiş olup, anılan protokolün 3/2 maddesinde bu dava ve dayanağı olan icra takibinden de söz edilmiş ise de, aynı protokolün 3/7 maddesinde “malik iş bu protokolün her hangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal ettiği ve/veya yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde, iş bu protokol imza tarihinden itibaren geçersiz hale gelecektir” hükmüne yer verildiğinden ve sözleşmenin 3/3. maddesinde öngörülen sürede ödeme yapılmaması nedeniyle protokol hükümlerinin somut olayda uygulanamayacağının kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin geçersiz hale gelen protokol hükümlerine göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        Aile Mahkemesinin 2011/511 esas, 2011/1394 karar sayılı ilam ile tarafların boşandıklarını, davalı lehine aylık 5.000 Euro taraflarca imzalanan 11/11/2011 tarihli boşanma ve mal rejimine ilişkin sulh sözleşmesinin 4. maddesinin davalı tarafça ihlal edilmesi nedeniyle, davalı lehine hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, davalının boşandıktan sonra haysiyetsiz hayat sürdüğünü bu nedenle nafakanın kesilmesi gerektiğini, Alman makamları ile sorun yaşadığını, mallarına tedbir konulduğunu, ekonomik durumunun kötüleştiğini belirterek, nafakanın kaldırılmasını, aksi takdirde ekonomik güçlük ve ekonomik koşullar göz önüne alınarak 1000 Euro nafakaya indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/10/2017 NUMARASI : 2016/1335 ESAS 2017/813 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, yaptıkları anlaşma protokolü gereğince müşterek çocuk Öykü Korkmaz'ın velayetinin davalıya verilmesinin kararlaştırıldığı, çocuk için 800 TL iştirak nafakasının ödeneceğini ve bu nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin nafakalarını düzenli olarak ödediğini, her yıl yapılan TÜFE artışı nedeniyle artırarak en son 1.020 TL ödediğini, davacının öğretmen olup, maaşından başka bir gelirinin olmadığını, artışlarla birlikte artık nafakayı ödeyemeyecek duruma geldiğini, çocuğun ihtiyaçlarının da kısmen...

          Aile Mahkemesi tarafından müşterek çocuk Mehmet için hükmedilen aylık 750,00TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaatte nafakanın 400TL'ye düşürülmesine ve her sene ÜFE oranında artışın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

          Davacı taraf, taraflar arasında 24/08/2015 tarihli protokol düzenlendiğini, bu protokol uyarınca Cezayir piyasasında PVC ve alüminyum profilden tencere, panjur, kapı üretim tesisleri kurularak ithalat ve ihracat bakımından Türkiye'de bayilikler oluşturulacağının, Cezayir'de kurulan ve davalı adına olduğu beyan edilen bir şirketin de %24,5 hissesinin davacıya devrolunacağının hüküm altına alındığını, bu protrokol gereği davacı tarafından davalı tarafa 25.000 USD ve davalı tarafın sahibi olduğu ... Proje Dekor Alüminyum AŞ hesabına da 70.000 Euro ödendiğini, ancak zaman içinde Cezayir'de üretime başlanmadığını, bayiliklerin kurulmadığını, ihracat ve ithalat yapılamadığını, söz konusu şirketin de hissesinin davacıya devredilmediğini, protokol hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle davacı tarafından ödenen tutarların iadesi için Ankara ...İcra Müd.'nün ... esas sayılı dosyasında yapılan takibe ise davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürmektedir....

            Somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının belirlenmesi için yazılan yazılara istinaden tutulan tutanaklara göre, davacının ekonomik ve sosyal durumunda olağanüstü değişim olmadığı, edimin aynen ifasının davacı yönünden katlanılmaz hal almadığı, yoksulluk nafakasının anlaşmalı boşanma davasında belirlendiği, davalının çalışmasının ve gelir miktarının yoksulluk nafakası ihtiyacını ortadan kaldırmadığı, kadına devredilen taşınmazın da protokol kapsamında bilinerek devredildiği anlaşıldığından, TMK.nun 175 ve 176.maddelerinde öngörülen yükümlülük ve koşullar gözetilerek nafakanın azaltılması yönünden de talep yerinde görülmediği, mahkemece nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu