Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların serbest iradeleri ile belirlenen ve daha sonra mahkeme kararı ile artırılan nafakanın artırım davasından 3,5 yıl sonra açılan eldeki davada, boşanma kararı sonrasında, öncesine nazaran davacının ekonomik durumunda, anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilmiş olan iştirak nafakasını ödemesini engelleyecek şekilde öngörülemez veya katlanılamaz nitelikte olağanüstü değişiklik meydana geldiği, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğunun kabulünü gerektirecek gelişmeler yaşandığı davacı tarafından ispat edilemediği gibi, aksine ekonomik sebeplerden dolayı işten çıkartıldığı iddialarının da tek başına nafakanın indirilmesi ya da kaldırılmasını gerektirmeyeceği, keza dava tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı ödenmesi gereken nafaka miktarının; davacının geliri, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve müşterek çocuğun Almanya'da yaşadığı da dikkate alındığında, ödenemeyecek bir miktar olmadığı anlaşılmaktadır....

indirilmesi talepli dava açıldığını, bu davanın gelirinde somut bir değişiklik olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, davacı erkeğin 58 yaşında olduğunu, aktif ticareti zorunlu nedenlerle sonlandırdığını, kirada oturduğunu, yurt dışında okuyan çocuğun masraflarını karşıladığını, kurdaki dalgalanma nedeniyle nafakanın 7-8 kat arttığını belirterek davalı lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde günün ve tarafların ekonomik koşullarına göre nafaka miktarının Türk Lirasına çevrilerek indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Yoksulluk nafakasının kaldırılması için aranan şartların gerçekleşmediği, bu yönden davanın kabulünün olanaksız olduğu, nafakanın indirilmesi talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, nafaka alacaklısı davalının eline geçen toplam gelir miktarının onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette olmadığı, bununla birlikte nafakanın yıldan yıla artması sonucu davacının ödeme gücünü aştığı, bunun tanık beyanlarıyla da sabit olduğu, davalı kadının herhangi bir sağlık sorunu olmayıp düzenli bir işe girebileceği, kadının gelir durumuna nazaran çektiği kredilerin ödeme gücünü olduğundan daha kötü göstermeye yönelik olduğu" gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL'ye indirilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, ilk arttırımın 30/12/2021 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir....

    İstemi olan nafakanın indirilmesi istemine ilişkin olumlu olumsuz herhangi bir hüküm kurulmayarak, yukarıda bahsedilen HMK'nun 297/2. maddesine aykırı davranılmıştır....

    Aile Mahkemesinin 2019/643 Esas sayılı dosyasında nafakanın kaldırılması/indirilmesi davası açtığını, mahkemece nafakanın aylık 1.000,00 TL'ye indirilmesine karar verildiğini, davalının bu süreçte avukatlık stajını bitirip avukatlık mesleğine de başladığını, davacının ise 2019 yılı sonunda emekli olduğunu ve gelirinin azaldığını belirterek tedbiren nafaka ödemelerinin durdurulmasına, davalının mezun olup avukatlık stajını bitirerek avukat olması nedeniyle yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın nafakanın kaldırılması talepli üç defa dava açtığını, dava dilekçesinde bahsedilen Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesinin 2019/643 Esas sayılı dosyasının halen istinaf incelemesinde olduğunu, daha öncede 1. Aile Mahkemesinin 2017/440 Esas, yine 1....

    Belirtilen usül hükmü ve ''çoğun içinde az da vardır'' ilkesi gereğince nafakanın kaldırılması istemi nafakanın indirilmesi istemini de kapsayacağından nafakanın indirilmesine hükmedilmesi mümkün olup, mahkemenin bu yöne ilişkin kararı taleple bağlılık ilkesinin ihlali niteliğinde değildir.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.1.2016 gün ve 2014/3- 692 E-2016/125 K sayılı kararı) Somut olayda dosya incelendiğinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği,davacı düzenli olarak çalışıp sabit bir gelire sahip olduğundan davalıya nazaran ekonomik olarak daha güçlü bir durumda olduğundan yoksulluk nafakasının kaldırılma koşulları oluşmadığı, ancak davalının adına kayıtlı taşınmazlar, aldığı yetim aylığı, elde ettiği kira geliri birlikte değerlendirildiğinde yoksulluk nafakası miktarının düşürülmesinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından tarafların yerinde bulunmayan istinaf...

    GEREKÇE;Dava,erkeğin davasında yoksulluk nafakasının kaldırılması/olmazsa indirilmesi ve iştirak nafakalarının indirilmesi,kadının karşı davasında ise yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarının artırılması/gelecek yıllardaki artış oranının da belirlenmesi taleplerinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2 maddesine göre miktar ve değeri 1.430 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin olarak verilen kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere Ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmadığından, hüküm fıkrasında yazılı bulunan ve davalı lehine daha evvel hükmedilen 400 TL yoksulluk nafakasının mahkemece 200 TL'ye indirilmesi suretiyle karar verilmesi doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden "200 TL" yoksulluk nafakası rakamının silinerek, yerine "300 TL" rakamının yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,...

        HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen nafakanın kaldırılması veya indirilmesi davasında reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de davanın mahiyeti itibariyle isteğin reddiyle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 4.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge...

          UYAP Entegrasyonu