Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı kadın; 17.04.2008 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının 1.500,00 TL’ye çıkarılmasını, davalı ise nafakanın artırılması davasının reddi ile davacının babası vefat ettiğinden yetim maaşı alabileceğini, çok sayıda taşınmaz miras kalmakla yoksulluğunun ortadan kalktığını iddia ederek; davalıya boşanma kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; nafakanın arttırılması davasının kısmen kabulü ile, davacı kadının halen almakta olduğu 300.TL....

    Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, davalının asgari ücretle çalıştığı (700 TL aldığı); davacının (nafaka borçlusunun) ise, çiftçilik yaptığı, kredi ödemelerinin bulunduğu, yıllık ortalama 8000 TL gelirinin bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında, mahkemece; davalının (nafaka alacaklısının) aldığı maaşın, onu, yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek; davacının, nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister ilkesi gereği) nafakanın indirilmesi talebinin de bulunduğu dikkate alınarak; nafakanın, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi uyarınca makul bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekir....

      'ye indirilmesi, iştirak nafakasınınsa çocuklar için ayrı ayrı 300'er TL'ye indirilmesi talep etmişse de, tarafların Ünye 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/344 Esas ve 2013/381 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, tarafların protokolün 2. ve 3. Maddesinde çocuklar ve anne için toplamda 1500 TL....

      Buna göre; Didim(Yenihisar) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2019/28 E,2021/51 E-K sayılı 21.01.2021 tarihli kararı gereğince müşterek çocuk lehine "...aylık 400,00- TL iştirak nafakasının dava tarihinden itbaren aylık 800,00- TL'ye arttırılmasına ve bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına " karar verildiği bu durumda işbu dava tarihi itibariyle nafakanın 2.125,93- TL'na ulaştığı ve davacının bu miktar üzerinden nafakanın 800,00- TL olmasını talep ettiği dikkate alındığında indirilmesi talep edilen miktar aylık 1.325,93- TL yıllık ise 15.911,16- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla reddedilen nafakanın azaltılmasına ilişkin miktar yıllık onyedibinsekizyüzotuz-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, reddedilen katılım nafakasının azaltılması talebinin bir yıllık miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

      Mahkemece, davacının müşterek çocuklar lehine bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması isteminin yerinde olmadığı, ancak boşanma kararından sonra davacının ekonomik durumunun olumsuz yönde değiştiği, davacının müşterek çocuklar lehine bağlanan toplam aylık 600,00-TL iştirak nafakasını ödeme gücünün bulunmadığı anlaşıldığından Türk Medeni Kanunu'nun .... maddesindeki hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü, müşterek çocukların yaşları, sağlık ve eğitim durumları nazara alınarak nafakanın indirilmesi talebinin kısmen kabulüne, müşterek çocukların her biri lehine daha önce bağlanan aylık 300,00-TL iştirak nafakasının her bir çocuk için aylık 200,00-TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'...

        Müşterek çocuk yararına indirilmesi talep edilen nafakanın bir yıllık tutarı 3.888,00 TL (324,00x12=3.888,00 TL) olup karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır. İndirilmesi talep edilen iştirak nafakası miktarı yönünden kararın kesin olması nedeniyle HMK'nın 341/2 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        Önceki nafakanın takdir ediliği 9.5.2008 tarihinden bu artırım davasının açıldığı 16.7.2009 tarihi arasında 1 yılı aşkın bir süre geçmiş olması bu süre içinde davacı (kadının) ihtiyaçlarının doğal olarak arttığı ve davalının (kocanın) maaşında da öncekine nisbeten artış olduğu ve paranın da enflasyon oranında değer kaybına uğramış olduğu bir gerçektir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, nafakanın en azından TÜİK tarafından yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda; Yerleşmiş Yargıtay Uygulamalarına göre asgari ücret yoksulluğu ortadan kaldırmaz ise de; davacının sosyal ve ekonomik durumu araştırılmamış gelir ve mal varlığı tesbit edilmemiş, nafakanın indirilmesi şartları bulunup bulunmadığı araştırılıp tartışılmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olup, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının da sosyal ve ekonomik durumu araştırılıp gelir ve malvarlığı belirlenmeli şayet davacının da asgari ücretli olduğu anlaşılır ise, bu şekilde tarafların gelirlerindeki denge de gözetilerek çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereğince kaldırma indirmeyi de kapsayacağından nafakanın tamamen kaldırılmayıp hakkaniyet gereği bir miktar indirilmesine karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Kaldırılması ve Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalı kadının kişisel ilişkinin kaldırılmasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı baba tarafından açılan nafakanın kaldırılması ya da indirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının yapılan muhakemesi sonucunda verilen hüküm Dairemizce, her ayın belirli bir hafta sonu çocuğun baba yanında yatılı kalacak şekilde kişisel ilişkinin kurulması gerektiği yönünden bozulmuş...

              Davada, boşanma davasından sonra davalının 730 TL yetim aylığı almaya başlaması nedeniyle, davalı lehine hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının ise indirilmesi talep ve dava edilmiştir. Mmahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulüne, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu