Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz olduğu aylık 1.000,00 TL nafakanın (her yıl ÜFE oranında artırılmasına) kabul edilerek davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Somut olayda ise, önceki nafakanın takdir edildiği 2007 tarihinden bu artırım davası tarihi arasında üç yıllık bir süre geçmiş olup, bu süre içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi müşterek çocuğun yaşı ihtiyaçları, eğitim giderleri doğal olarak artmış, paranın da alım gücünün en azından enflasyon oranında değer kaybına uğramış olduğu bir gerçektir. Yukarıda açıklanan nedenlerle nafakanın en azından ...'ce yayınlanan ÜFE artışı oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, nafakanın miktarı, nafakanın artırım tarihi ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı...
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 200,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Aile Mahkemesi'nin 2019/69 Esas sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiğini, müşterek çocuk Duru Ecrin için 750,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ve bu nafakanın her yıl %15 artırım yapılacağına dair karar verildiğini, müvekkilinin Konya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nde çalıştığını, kurumun kararı doğrultusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde çalışması için görevlendirildiğini, bu görevlendirme sonrası ekonomik anlamda zor bir süreç ile mücadele etmek zorunda kaldığını, davalının çalışmakta olup maddi gelire sahip olduğunu, ayrıca davalının çalıştığı kurum ile alakalı olarak lojmanda ikamet ettiğini, ikamet için giderinin müvekkiline göre az olduğunu belirterek nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde nafakanın azaltılarak 300,00TL'ye hükmedilmesine ve nafaka artış oranının sıfırlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, davacı-davalı kadının ihtiyaçları, daha önce hükmedilen nafaka tarihinden itibaren geçen süre dikkate alındığında hükmedilen nafaka artırım miktarının yetersiz olduğu anlaşıldığından, davacı-davalının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasından asıl davaya yönelik kısımların tamamının kaldırılmasına, davacı-davalı kadın yararına daha önce aylık 600 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının, dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.250 TL'ye yükseltilmesine, belirlenen nafakanın her yıl ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Tarafların 26.12.2012 tarihinde boşandıkları, boşanma kararının iştirak nafakası yönünden 14.03.2014 tarihinde kesinleştiği, iş bu nafaka artırım davasının ise 01.10.2014 tarihinde açıldığı görülmüş olup, nafakanın takdir edildiği tarihten itibaren eldeki dava arasında geçen süre içerisinde müşterek çocuğun yaşı ve eğitim durumu dikkate alındığında ihtiyaçlarının da doğal olarak arttığının kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, davaya konu nafakanın niteliği, tarafların boşanmaları ve nafaka takdiri sonrasında aradan geçen süre, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçlarındaki artış, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsü davalı babanın ekonomik durumu ve ödeme koşulları hep birlikte, dikkate alındığında takdir edilen ve artırılan nafaka miktarı azdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/139 E sayılı dosyası 2007/264 Karar sayılı kararıyla boşandıklarını, tarafların müşterek çocuğu olan Derya DOĞRUAY'ın velayetini müvekkili T1 bırakıldığını, müvekkilinin kızıyla Konya da ikamet ettiğini, boşanma kararıyla birlikte müvekkili T1 için 150,00 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk Derya DOĞRUAY için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen bu nafakanın müvekkilinin ihtiyaçlarını karışılamaya yetmediğini ve müvekkili tarafından 08/09/2009 tarihinde Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/487 Esas sayılı doyasında nafakanın artırılması talebiyle dava açtığını mahkemenin 2010/281 Esas sayılı kararı ile davacı için aylık 200,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk için 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğine, müvekkilinin sonraki nafaka artırım talebi Alanya 1....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 2 yıla yakın süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Dosya kapsamı uyarınca daha önce belirlenen nafakanın 2019 tarihli olduğu, nafaka hükmünde artış oranının belirtilmediği, enflasyon karşısında paranın alım gücünün azaldığı, bu sebeple davacının nafaka artırım talebinin kısmen yerinde olduğu anlaşılmakla davalının gelir durumu da göz önünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş" gerekçesi ile; "Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE; Daha önce Ordu Aile Mahkemesinin 2018/887 E. 2019/273 K. Sayılı kararı ile aylık 300- TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 420- TL'ye YÜKSELTİLMESİNE; davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; Belirlenen nafakaya, kararın kesinleştiği tarihi takip eden yılın Ocak ayından itibaren başlamak üzere her yıl TUİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırım uygulanmasına; fazlaya ilişkin talebin reddine, "karar verilmiştir....