Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, müşterek çocuk Meryem' Sude'nin 350,00 TL olan iştirak nafakasının 900,00 TL artırılarak aylık 1.200,00 TL'ye yükseltildiği, bu nafakanın bir yıllık artırım tutarının 10.800,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuk Amine'nin 300,00 TL olan iştirak nafakasının 700,00 TL artırımı ile aylık 1.000,00 TL'ye yükseltildiği, bu nafakanın bir yıllık artırım tutarının ise 8.400,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, dolayısıyla davalının iştirak nafakalarının miktarlarına yönelik istinaf talebinin kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmakla, davalının iştirak nafakalarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....
Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, boşanma kararının kesinleştiği tarih ile nafaka artırım davasının açıldığı dava tarihi arasındaki endeks artış oranları ve TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesi de dikkate alınarak nafakanın en azından ÜFE endeksi artış oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocukların menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir (TMK m.330). TMK nun 331.maddesine göre, durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşı, eğitim durumu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan nafaka artırım miktarları azdır. Davacı anne iştirak nafakalarının gelecek yıllarda TÜFE oranında kendiliğinden artırıma tabi tutulması talebi bulunduğu halde, davacının bu talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir....
Davacı davalı tarafından aylık 400 TL yoksulluk nafakasının aylık 1500 TL ye yükseltilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından nafakanın aylık 850 TL sına yükseltilmesine hükmedilmiş, karar davalı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Kabul edilen nafaka artırım miktarı yıllık 8.000,00 TL nin altında olduğundan ( 450*12=5400) karar davalı davacı açısından yoksulluk nafakası artırım istemine yönelik olarak HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. Yine davalı davacının kaldırılmasını talep ettiği yoksulluk nafakasının yıllık miktarı 8.000,00 TL nin altında olduğundan (400*12=4800 TL) karar davalı davacı açısından yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi bakımından da kesin niteliktedir. HMK'nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. madde gereğince Bölge Adliye mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilebilir....
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; boşanma protokolünde nafakanın her yıl tefe tüfe oranına göre artırımına karar verildiğini 2014 ten günümüz 2017 yılına kadar uygun hareket ettiğini ve her yıl artırım yapıp davacı yana nafakayı ödediğini ancak davacı protokol anlaşmasını ihlal ederek %150 oranında artırım talebiyle dava açtığını, kendisinin kamu görevlisi olup 2.800 TL maaş aldığını kira ve diğer gereksinimlerinden sonra kalan paranın 800 TL olduğunu, müşterek çocuğun özel okula yazdırıldığını, özel okula gönderilme konusunda kendisinin rızasının alınmadığını ve bilgisi dışında özel okula gönderilme eylemi gerçekleştirildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, haksız ve kötü niyetle açılmış olan bu davanın reddine karar verilmesini yargılama harç ve giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "Tarafların sosyal ve mali durum araştırmaları yapılmıştır....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş , bu husus bozmayı gerektirmiştir. Yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkin yapılan değerlendirmede; TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Aile Mahkemesi'nde görülen boşanma davasında 20.06.2008 tarihinde verilen hükümle beraber dava tarihinden itibaren 400 TL tedbir nafakasına, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşıldığına göre; önceki nafakanın takdir edildiği tarih (20.06.2008) ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen süre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalıların 18 yaşını doldurduğu belirtilerek ödenen iştirak nafakasının kaldırılması istenilmiştir.Karşılık dava dilekçesinde ise; TMK. 328/2. maddesi hükmü gereğince eğitimi devam ettiğinden ödenen nafakanın artırılarak 300,00 TL’ye yükseltilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, asıl davanın kabulü ile davalı (karşı davacı) Duygu’nun evlenmesi; diğer davalı ...’nın (karşı davacı) ise 18 yaşını doldurmuş olduğu; davalının bakım yükümlülüğü bulunmadığı gerekçeleri ile iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, karşılık davada artırım isteminin reddi cihetine gidilmiştir. 1-Asıl dava yönünden; küçük reşit olmakla kendisine bağlanan nafaka kendiliğinden sona erer (TMK328/1). Davalılar dava tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş olup reşittir. Bu nedenle davacının nafakanın kaldırılmasını istemede hukuki yararı bulunmamaktadır....
da yaşamakta olup maddi durumunun iyi olduğunu, hükmedilen nafakanın üzerinden uzun süre geçtiğini, günün ekonomik koşulları gözönüne alındığında nafakanın yetersiz olduğunu belirterek müvekkili lehine nafakanın aylık 1.000,00-TL'ye çıkarılmasını, yargılama ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yapılan yargılama neticesinde; mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin'nin 1996/268-1998/339 E.K sayılı kararı ile aylık 10-TL (onbin TL) takdir olunan yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate nazara alınarak aylık 390-TL artırılmak suretiyle toplam 400-TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....