Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm bu bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, davacı-davalı kadının ihtiyaçları, daha önce hükmedilen nafaka tarihinden itibaren geçen süre dikkate alındığında hükmedilen nafaka artırım miktarının yetersiz olduğu anlaşıldığından, davacı-davalının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasından asıl davaya yönelik kısımların tamamının kaldırılmasına, davacı-davalı kadın yararına daha önce aylık 600 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının, dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.250 TL'ye yükseltilmesine, belirlenen nafakanın her yıl ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 2 yıla yakın süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

    Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 1 yıldan fazla bir süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

    Davalı kadının aldığı yetim aylığı ve vefat eden babasından kalan taşınmazın, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, nafakanın ...'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/139 E sayılı dosyası 2007/264 Karar sayılı kararıyla boşandıklarını, tarafların müşterek çocuğu olan Derya DOĞRUAY'ın velayetini müvekkili T1 bırakıldığını, müvekkilinin kızıyla Konya da ikamet ettiğini, boşanma kararıyla birlikte müvekkili T1 için 150,00 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk Derya DOĞRUAY için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen bu nafakanın müvekkilinin ihtiyaçlarını karışılamaya yetmediğini ve müvekkili tarafından 08/09/2009 tarihinde Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/487 Esas sayılı doyasında nafakanın artırılması talebiyle dava açtığını mahkemenin 2010/281 Esas sayılı kararı ile davacı için aylık 200,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk için 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğine, müvekkilinin sonraki nafaka artırım talebi Alanya 1....

      Dosya kapsamı uyarınca daha önce belirlenen nafakanın 2019 tarihli olduğu, nafaka hükmünde artış oranının belirtilmediği, enflasyon karşısında paranın alım gücünün azaldığı, bu sebeple davacının nafaka artırım talebinin kısmen yerinde olduğu anlaşılmakla davalının gelir durumu da göz önünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş" gerekçesi ile; "Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE; Daha önce Ordu Aile Mahkemesinin 2018/887 E. 2019/273 K. Sayılı kararı ile aylık 300- TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 420- TL'ye YÜKSELTİLMESİNE; davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; Belirlenen nafakaya, kararın kesinleştiği tarihi takip eden yılın Ocak ayından itibaren başlamak üzere her yıl TUİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırım uygulanmasına; fazlaya ilişkin talebin reddine, "karar verilmiştir....

      Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 2 yıla yakın süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2022 NUMARASI : 2021/811 ESAS 2022/150 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, gereği düşünüldü. İDDİA, SAVUNMA VE KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 11. Aile Mahkemesinin 2017/339 Esas 2017/986 Karar sayılı ilamı davalı baba tarafından davacı kızına aylık 1.000,00 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, davacının halen üniversite eğitiminin devam ettiğini, aylık giderinin 3.500- 4.000,00 TL olduğunu, mevcut nafakanın yetersiz kaldığını ileri sürerek, nafakanın aylık 3000 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2013/607 Esas, 2013/871 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma neticesinde müvekkili lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen nafakanın ihtiyaçlarını karşılamadı ğını belirterek, daha önce hükmedilen yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesine karar verilme sini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında artırıldığını, dava açılmadan önce icra takibine başlandığını, nafakanın ödendiğini, artırım miktarını kabul etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile daha önce takdir edilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 450 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

      Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Tarafların 26.12.2012 tarihinde boşandıkları, boşanma kararının iştirak nafakası yönünden 14.03.2014 tarihinde kesinleştiği, iş bu nafaka artırım davasının ise 01.10.2014 tarihinde açıldığı görülmüş olup, nafakanın takdir edildiği tarihten itibaren eldeki dava arasında geçen süre içerisinde müşterek çocuğun yaşı ve eğitim durumu dikkate alındığında ihtiyaçlarının da doğal olarak arttığının kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, davaya konu nafakanın niteliği, tarafların boşanmaları ve nafaka takdiri sonrasında aradan geçen süre, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçlarındaki artış, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsü davalı babanın ekonomik durumu ve ödeme koşulları hep birlikte, dikkate alındığında takdir edilen ve artırılan nafaka miktarı azdır....

        UYAP Entegrasyonu